Güncelleme Tarihi:
Uzmanlar, gebelik süresince hekim bilgisi olmadan ilaç kullanımından kaçınılması, parasetamol içerikli ağrı kesicilerin alınması, sentetik östrojenden uzak durulması, yüksek doz vitamin A, lityum, warfarin, fenitoin ve valproik asit içerikli ilaçların kullanılmaması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Türk-Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, sağlıklı bir gebeliğin oluşumu, gebelik süreci ve sağlıklı bir doğum için anne adayının hem bedeni hem de ruh yapısının sağlıklı olması gerektiğini söyledi.
Gebelik öncesi ve gebelik süresince hem anne adayı hem de bebek için sağlıklı ve dengeli beslenmenin de çok önemli olduğuna değinen Ünlü, gebelik sırasında gereksiz ilaç kullanımından mutlaka kaçınılması, ilaç kullanımının hekim bilgisinde ve tıbbi açıdan gerekli olduğunda alınması gerektiğini vurguladı.
Gebelik öncesinde ve gebelik süresince anne adayı ve bebeğin sağlıklı olması ve bazı hastalıklardan korunması için kimi ilaçların alınması gerektiğine dikkati çeken Ünlü, bu açıdan folik asit ve demir ilaçlarının önemli olduğunu belirtti.
Ünlü, “Özellikle nöral tüp defekti olarak bilinen beyin ve omurilik açıklığı ile kendini gösteren bozuklukların önlenebilmesi için kullanılan folik asit takviyesi, gebelik düşünülmesinden 3 ay önce kullanılmaya başlanmalıdır” dedi.
Ünlü, gebelik süresinde vücutta birçok fizyolojik değişiklikler meydana geldiğini belirterek, bu süreç zarfında annenin dietlerle aldığı demirin her zaman yeterli olmadığı için dışarıdan hekim kontrolünde demir takviyesinin yapılması gerektiğini ifade etti.
Bazı hastalıklar tedavi edilmeden veya kronik olan hastalıklar kontrol altına alınmadan gebelik gelişmesi halinde anne adayı ile fetusun sağlığının tehlikeye girdiğine dikkati çeken Ünlü, şunları kaydetti:
“Fetusta yapısal ve mental bozukluklar, gelişme kısıtlaması, erken doğum gibi komplikasyonlar görülebileceği gibi bazı hastalıklar da anne ve fetusun yaşamını ileri derecede tehlikeye sokabilmektedir. Tiroid hormonunun az salınması (hipotiroidi), kronik tansiyon hastalığı olan olgular, şeker hastaları, kalp hastalığı olan veya psikiyatrik sorunları olan olgular, ilgi branşlarla birlikte gebelik oluşmadan önce tedavi edilmeli. Kronik hastalıklar da gebelikten önce mutlaka kontrol altına alınmalı.
Herhangi hastalık nedeni ile devamlı ilaç kullanan hastalar ise gebe kalmadan önce doktorlarına danışarak, ilaçlarını gebelikte zararı olmayan ilaç kategorisindeki ilaçlarla değiştirilmeli.”
Parasetamol içeren ağrı kesiciler tercih edilmeli
Sık kullanılan ilaç arasında yer alan ağrı kesicilerin de gebelik sürecinde kullanımına dikkat edilmesi ve bu konuda mutlaka hekime danışılması gerektiğine işaret eden Ünlü, gebelik sırasında herhangi bir nedenle ağrı kesici kullanılması gerektiğinde “parasetamol” içeren ağrı kesicilerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.
Ünlü, kimi zaman baş ağrısının, gebelik zehirlenmesinin bir ön belirtisi olabildiğine dikkati çekerek, gebelik zehirlenmesi halinde anne adayında, yüksek tansiyon, göz kapaklarında ayak ve ayak bileklerinde ödem, baş ağrısı, kulaklarda uğultu, bulanık görme, şiddetli bulantı ve kusma görülebildiğini söyledi. Ünlü, vücutta su ve tuz tutulması ile karşılaşılan bu durumda hemen tedaviye başlatılmadığında bebek kaybedilebildiğini ifade etti.
Ayrıca diğer ağrı kesicilerin çoğunda bulunan bazı maddelerin de bebeğin amnion sıvısında azalmaya neden olabildiğini dile getiren Ünlü, fetusta gelişim kısıtlaması ve belli haftalardan sonra da fetal kalpte istenmeyen etkilerin görülebildiğini bildirdi.
Sentetik östrojen, tümöre yatkınlığa neden olabiliyor
Prof. Dr. Ünlü'nün verdiği bilgiye göre, Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), ilaçları dört kategoride ele alıyor.
A katagorisini, gebeliğin birinci, ikinci ve üçüncü döneminde kullanıldığında bir sorun oluşturmadığı gözlenen ilaçlar oluşturuyor. Örneğin, tiroid ilacı “levotiroksin” buna örnek gösteriliyor.
B kategorisi, hayvan deneylerinde herhangi bir zararı gösterilmemiş ilaçlardan oluşuyor. Penisilinler, sefalosporin tipi antibiotikler bunlar arasında yer alıyor.
C kategorisi, hayvan deneylerinde bebekte yapısal bozukluk yaratabilen “teratojenik” yan etkiler gözlenen, insanlar üzerinde tam çalışma bulunmayan veya yeterli hayvan ve insan deneyleri olmayan ilaçları kapsıyor.
D kategorisini de gebelikte kullanıldığında zararlı etkileri gözlenlenmiş ilaçlar oluşturuyor. Fenitoin, karbamazepin, valproik asit, lityum bu gruptaki ilaçlar arasında yer alıyor.
Kategori X ise gebe kadında kullanılması kesinlikle yasak olan ilaçları içeriyor.
Birçok “östrojen” içeren ilaçlar fetal gelişimi olumsuz etkilemiyor. Örneğin kişi, gebe kaldığını bilmeden doğum kontrol hapları kullanmış olabiliyor, ancak bunun fetus üzerine olumsuz etkileri olmadığı belirtiliyor.
Ama “Dietilstilbestron” olarak bilinen “sentetik östrojen” geneital organlarda bozukluk ve tümöre yatkınlığa neden olabiliyor.
Hayvan deneylerinde bebekte yapısal bozukluk yaratabilen, insanlar üzerinde tam çalışma bulunmayan veya yeterli hayvan ve insan deneyleri olmayan ilaçlar arasında psikiyatride kullanılan “Lityum” bulunuyor. Lityum içerikli ilaçlar, kalp büyümesi, nabız sayısının normalden az olmasına (bradikardi), tiroksin hormonunun azlığına (hipotiroidizm) gibi sorunlara yol açabiliyor.
Talidomid içerikli ilaçlar, gebelerde kol ve bacaklarda, kalpte, kulakta bazı sorunlara neden olabiliyor.
Yüksek dozda Vitamin A ise bebekte fetal hasara yol açıyor. Günlük dozun 5000 üniteyi geçmemesi gerekiyor.
Warfarin içerikli ilaçların gebeliğin 8. ve 9. haftalarında kullanılması halinde, yüzde ve omurgada anormallik ve kıkırdak yapılarda bozukluk ortaya çıkabiliyor. Daha sonraki dönemlerde kullanılması durumunda da santral sinir sistemi anormallikleri görülebiliyor.
Valproik asit etkili ilaçların kullanılmasında, iskelet anomalileri, sinir sistemi anomalileri ve gelişim kısıtlaması görülebiliyor.
Fenitoin içerikli ilaçların tüketilmesi halinde de yüz anomalileri, büyüme kısıtlaması, yarık damak ve iskelet sistemi anomalileri görülebiliyor.
Gereksiz ilaç kullanımından kaçınmak için ne yapılmalı
Gereksiz ilaç kullanımından kaçınılması için, gebenin özellikle kendisini çok yormaması, aşırı sıcaktan, soğuktan, açlıktan ve aşırı beslenmeden kendisini koruması gerekiyor.
Devamlı ayakta duran anne adayının, ara ara dinlenmesi veya aynı pozisyonda oturarak çalışan kişilerin ara ara pozisyonlarını değiştirmesi küçük molalarda gezinti yapmaları öneriliyor.
Varise yatkınlığı olan veya devamlı ayakta kalan gebelerin de varis çorabı giymesi tavsiye ediliyor.
Kabızlığı önlemek açısından kepekli ekmek tüketilmesi, posalı yiyecekler yenmesi ve egzersiz yapılması öneriliyor.
Gebeliği sonbahar - kış aylarına denk gelen anne adaylarının, grip aşısı yaptırmaları tavsiye ediliyor.