Gazi Koşusu’nu kazanacağımı biliyordum

Güncelleme Tarihi:

Gazi Koşusu’nu kazanacağımı biliyordum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2009 17:31

Genç jokey Gökhan Kocakaya, bu yıl hipodromlarda rüzgâr gibi esti. Hem ilk kez yarıştığı Gazi Koşusu’nu, hem de Başbakanlık Kupası’nı kazanarak bir anda yarışseverlerin gözdesi haline geldi.

Haberin Devamı

Pistlerin en ünlü jokeyi Halis Karataş’ın veliahtı olarak anılıyor.

AKLIM ATLARDAYDI LİSAYİ BIRAKTIM

1987 doğumluyum. Takdir, teşekkür almadım ama lise 1’i güzel notlarla geçtim. Ama aklımın yüzde 70’i atçılık camiasındaydı. Dergilerdeki at resimlerine bakıyordum. Televizyonlarda at yarışlarını izliyordum. O yaz ya jokey olurum ya da okulu bırakıyorum dedim. İstanbul’daki akrabalarımın yanına gittim. Apranti okuluna başvurdum. Yedekçi, yani seyis yardımcısı olarak başladım. Atlarla, okula normal başlayanlara göre 4-5 ay daha erken tanıştım.

BABAM SEYİSTİ

Doğum yerim Adana. Adana’da bize yakın bir at çiftliği vardı. Atlara yakınlık orada başladı. Babam da seyislik yapıyordu. Haftasonları atların yanına giderdim. Apranti (jokey yamağı) okulunda ilk ata binmem anlatamayacağım kadar heyecanlı
ve ürkütücüydü. Korkarak binmiştim.

Haberin Devamı

POZİTİF ENERJİ VERİYORMUŞUM

Aslında atları eğiten ve alıştıran antrenör ve seyislerimiz. Bir çocuk gibidir atlar. Severseniz, iyi büyütürseniz akıllı bir at olur ama kızar döverseniz mutlaka onu sahaya yansıtır. Hep söylüyorlar, ben atlara pozitif enerji veriyormuşum. Ben okşadığımda atların kendine güveni geliyor. Kazanmam da sevginin gücü büyük ihtimalle.

MEKANİK ATIN FAYDASI OLDU

Apranti okulunda eğitim 2 yıl sürüyor. Bizim dönemde 60 kişi başladı okula. Ben en çok at bilgisi ve mekanik at derslerini seviyordum. Boş zamanlarımı hocalardan izin alıp robot atın üzerinde geçirmişimdir. O mekanik at bana çok faydalı oldu.

HEP AĞABEYİM OLARAK KALACAK

Jokeyliğimin ilk senesi ama örnek alacağım insan tabii ki Halis Karataş. Her jokeyin eğerlerini hazırlayan, takımlarını temizleyen bir yardımcısı vardır. Ben de Halis ağabeyime yardımla başladım. Ona hiç saygısızlık yapmam,  hep ağabeyim olarak kalacaktır.

KAZANACAĞIMIZI BİLİYORDUM

Gazi koşusunda kazanacağımızı bir ay öncesinden biliyorduk. Çünkü bu sene Miramis ayarında başka bir at gelmedi. Miramis zaten şampiyon. Bana verilen direktif, “Ön tarafta normal bir tempoda gideceksin, 800’den 1000’den sonra yürüteceksin, arka taraf yetişemeyecek” biçimindeydi. Miramis, sahalarımıza gelmiş en soğukkanlı ve kendinden emin at. Bir at kendine ve üstündeki jokeye güvendiği zaman yapamayacağı hiçbir şey yok. Kazandığı zaman da büyük ihtimalle hisseder. Ertesi gün idmana gittiğimizde mükafatını küp şeker olarak veririz.

Haberin Devamı

SEYİRCİYE FIRLATMA GELENEĞİ BAŞLAMALI

Gazi Koşusu’nu kazandıktan sonra kask, gözlük, eldiven ve kamçıyı seyircilere attım. Amacım beni desteklemeye, o yarışı izlemeye gelenlerin hepsine olmasa da birkaçına hediye vermekti. Yurtdışında bütün derbi yarışlardan sonra jokeylerin yarış severlere böyle bir hediyesi olur. Bence Türkiye’de de böyle bir geleneğin başlaması iyi olur.

DİSİPLİNLİ VE DÜZENLİ YAŞARIM

At dışında zamanımın büyük bölümü ailem ve üç kardeşimle geçiyor. Boş vakitlerimde kardeşimle beraber bilardo ve bovling oynuyorum. Pek futbol oynayamıyorum ama koşmak, egzersiz yapmak çok hoşuma gidiyor. Sinemaya da giderim. Aziz Nesin’in son okuduğum kitabı “Sizin Memlekette Eşek Yok mu?”, enteresan bir kitap. En son “Alacakaranlık” filmini izledim. Disiplinli yaşıyorum. Sporcu düzeni bozduğu zaman grafikte mutlaka bir düşüş olur. Allah’a çok şükür benim içkim, sigaram, hiçbir kötü alışkanlığım yok.

Haberin Devamı

KENDİ ÇİFTLİĞİMDE GÜZEL ATLAR YETİŞTİRMEK

En büyük hedefim ülkemizi yurtdışında temsil etmek. Mesela Dubai’de. Bunun için İngilizce öğrenmeye çalışıyorum. Oradaki menajerlik sistemini öğrenip o bağlantıları kurmak gerek. Bu sene olmazsa seneye mutlaka dışarı gideceğim. Hayalim, daha sonra bir çiftlikte güzel atlar yetiştirmek...

BİR KERE OYNADIM

Babam seyisken bir kere oynamışımdır. Babam, her koşuda bir at yazmamı söyledi. Kendi de eklemişti. Şimdinin parasıyla 2 liralık oynamışsak 6 lira almışızdır. Bir daha hiç oynamadım. Başka jokeyler oynuyor mu bilmiyorum ama oynayanlar mutlaka vardır. Garantisi yok zaten bu işin. Dışarıdan izleyenler sonucu bizlerden daha iyi biliyorlar. Çünkü biz sadece bindiğimiz atlara yoğunlaşıyoruz.

Haberin Devamı

İÇMEYİNCE BAŞIMA AĞRILAR GİRİYOR

Özel bir diyet programımız yok ama düzenli yerim. Benim kilo problemim yok, bünyem böyle. Sadece ekmeğin hamur kısmını yemem onun dışında canım ne isterse yerim. Hiç yemek de seçmem. Ama aradığım tek şey çaydır. Çaysız olmaz. İçmediğim zamanda nedendir başım ağrıyor.

EMEĞİME DEĞİYOR

Yıllık kazancıma yüzde olarak girersek emeğin karşılığına değdiğini söyleyebilirim. Yüzde 10 alıyoruz, yüzde 2’sini kulüp vergi olarak kesiyor. Menajerlerin ücreti ve uçak masrafları var. Kalanı bizim. Aprantiler yüzde 5 alır, yüzde 1 vergi kesilir. Hesaba kitaba vurursak at yarışlarında büyük paraların döndüğü kesin. Yıllık cirosu 1.5 milyar doları buluyor. Bir attan antrenörü, seyisi, yedekçisi, aprantisi, jokeyi, at sahibi, menajeri, yani 7-8 aile ekmek yer. Bu sektörde 30 binden
fazla insan var.

Haberin Devamı

İDMANLARI HİÇ AKSATMAM

Haftada altı gün idman yaparım, aksatmam. Geçen gün attan düşüp omuzumu incittiğim için bugünlerde idmana çıkamıyorum. Sabah erken kalkarım, çıkmadan önce kahvaltı yapar çayımı içerim. İdman programı sabah 5’te veya 6’da başlayabilir. İdmandan sonra bir yerde çay içip sonra eve geçerim. Duşumu alır, birşeyler atıştırır, 1-1.5 saat uyurum. Kalkınca biraz televizyon, haberler veya müzik dinliyorum. Gazeteleri okuyorum. Sonra biraz meyve yiyip kardeşimle bilardo oynamaya gidiyoruz. Sonra tekrar eve gidip yarış kıyafetlerimi çantamı hazırlayıp arabayla hipodroma geçiyoruz. Tartılıyorum, 51 kilo gelirsem saunaya gidiyorum, İki seans yapıp kilomu ayarlıyorum. 1 seansta yaklaşık 200-300 belki 400 gram düşebiliyor. Yarış aralarında boşluk varsa televizyon izliyoruz. Yarıştan sonra meyve yiye yiye eve gidiyoruz. Eve vardığımızda güzel filmler oluyor açıp izliyoruz. Bizde gece hayatı yok.

EN BÜYÜK AŞKIM ANNEM

En büyük aşkım annemdir. İkinci aşkım dışarıda mutlaka vardır. Evlilik için daha erken ama ileride zaman neyi gösterecek bilemeyiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!