Gay padişah olur da belediye başkanı olmaz mı

Güncelleme Tarihi:

Gay padişah olur da belediye başkanı olmaz mı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2007 00:00

Geçen haftanın gündeme damgasını vuran olayı, aralarında Murathan Mungan’ın da bulunduğu Barış Meclisi üyelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde DTP’ye destek ziyareti sırasında geçen ’gay belediye başkanı’ muhabbetiydi.

Bu diyalog cuma günü Hürriyet’in manşetiydi. Kısaca hatırlatayım.

Avrupa Parlamentosu’nda Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit, Ufuk Uras, Murathan Mungan ve Sırrı Sakık arasında geçen konuşmada, Bendit’in "AB’ye girerseniz gay belediye başkanına hazır olun" sözü üzerine Mungan "Ben adayım" demiş. Bunun üzerine Uras’ın "Sol destekler, ya DTP" sorusuna da Sakık "Ölümüne destekleriz" cevabını vermişti.

Bu olay bana Hilmi Yavuz’un Roxy tarafından çıkartılan Gaste’nin son sayısındaki Edebiyat ve Eşcinsellik başlıklı yazısını hatırlattı.
/images/100/0x0/55eae3cef018fbb8f89d3ddd


Hilmi Yavuz yazısına "Türkiye’de eşcinsellik, Cumhuriyet’in bir tabusu olarak görünür" diye başlıyor ve şöyle devam ediyor: "Osmanlı’nın eşcinselliği neredeyse tarihsel ve cinsel bir norma dönüştürmesine karşılık, Cumhuriyet etiği’nin, eşcinselliği kamusal söylemin dışına çıkardığını söyleyebiliriz sanıyorum. Cumhuriyetin ilk elli yılında, örneğin, bir eşcinsel edebiyattan söz etmek şöyle dursun, yazarların eşcinsel kimliklerinin örtbas edildiklerine tanık olunmuştur. Bugün artık hepimiz biliyoruz: Hüseyin Rahmi Gürpınar eşcinseldi; Nahid Sırrı Örik de öyle! Abdülhak Şinasi Hisar da! Hatta, Sait Faik de! Oysa ne Hüseyin Rahmi’nin, ne Nahid Sırrı’nın, ne de Abdülhak Şinasi’nin yapıtlarında en ufak bir eşcinsel ima bulmak mümkündür. Belki Sait Faik’te, biraz! Özel yaşamlarında da, eşcinselliklerini titiz bir mahremiyetle korumaktan yana olduklarını biliyoruz onların. Bir marjinallik olarak eşcinselliğin, çoğulcu yaşamın bir segmenti konumuyla, kamusal alanda ’görünür’ ve ’konuşulur’ olması 1970’lerden sonradır. Bugün artık, cinsel tercihlerini gizleme gereği duymayan eşcinsel yazarlarımız, şairlerimiz var. Adlarını hepimiz biliyoruz!"

FATİH DE EŞCİNSELDİ

Hilmi Yavuz yazısının bundan sonraki bölümünde ise sözü asıl Osmanlı eşcinselliğine getiriyor ve orada da Fatih Sultan Mehmed’in Avni mahlasıyla yazdığı divan şiirlerinde bunun net bir şekilde ortaya konduğunu, hatta bir vezirini sevgilisine ilgi gösterdi diye hapse attırdığını yazıyor:

"Hatırlayanınız var mıdır, bilmiyorum. Ama bundan tam on yıl önce Fatih Sultan Mehmed’in eşcinsel olduğu konusunda bazı tartışmalar olmuştu. Fatih’in ünlü iki gazeli vardır: Birincisinde, ’Veyis’ adında bir güzel oğlanı över, gazelin sonunda da ’Ey Avni! Taliin iyi gitti ve o sevgili (Veyis) misafirin oldu. Fırsatı kaçırma; zira Veyis bin cana bedeldir’ der. Malum, ’Avni’ Fatih Sultan Mehmed’in mahlasıdır; yani, şiirde kullandığı adı! İkinci gazelde, Galata’da bir kilisede görevli genç bir papazı öve öve bitiremez Fatih.

.....

Fatih Sultan Mehmed’in eşcinselliğinden Osmanlı rahatsızlık duymamış ki! Rahatsızlığı, bugünün etik kriterleriyle geçmişi ’aklamaya’(!) çalışanlar hissediyor... Osmanlı’nın bu konuda gizlisi saklısı yok! Veziri Ahmed Paşa’nın, gözdesi olan oğlanlardan birine gönül vermesi üzerine, gazaba gelip onu ’Kapıcılar Odası’na hapseden de Fatih Sultan Mehmed’den başkası değildir."

Yazıdan çıkan sonuca ve Meclis’te yaşanan diyaloğa dönersek, Murathan Mungan neden belediye başkanı olmasın ki? Tarih tekerrürden ibaret değil miydi?

Yayıncılar fuarda da sigaradan vazgeçmedi

Bu yıl 26’ncısı gerçekleştirildi biliyorsunuz Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’nın. 4 Kasım’da sona eren fuarı tam 343 bin kişi ziyaret etmiş.

Amacım burada bir fuar dökümü yapmak değil, gelen bir şikayet e-mailini sizinle paylaşmak. Kadir İncesu isimli bir yayınevi çalışanı yazmış. Fuarda sigara yasak olmasına rağmen stant çalışanlarının sürekli sigara içmesinden, bunu gören ziyaretçilerden bazılarının da onlardan cesaret almasından yakınıyor: "Gelecek fuarda da sigara içilmeye devam ederse, fuara gitmeyeceğim, yayınevi sahibimiz gelmem için ısrar ederse işimi bırakmak zorunda kalacağım. İşimi bırakmamın tek sorumlusu da bu kanunu uygulayamayanlar olacak... Ya da fuar süresince gaz maskesiyle çalışacağım."

Bu şikayeti fuar koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu’na iletmiş olayım. Belki bu sayede kendisi de yıllardır uğraşıp da bırakamadığı sigaradan önümüzdeki yıl uygulamaya koyacağı yasak sayesinde kurtulur.

Anadolu’nun yeni Tarık Akan’ı Mehmet Yaşin

Son zamanlarda pek çok kişiden duyuyorum Mehmet Yaşin’in CNN Türk’te yaptığı Lezzet Durakları programının methini. Yerel lezzetlerin izini süren gerçekten güzel ve ’damak çatlatan’ bir program. Kendisiyle karşılaşınca duyduğum bu övgüleri ilettim. Programının beğenilmesinden memnun doğal olarak. "Evet, ben de farkındayım" dedi. "En çok da Anadolu’da tanınıyorum, yolumu kesip imza alanlar oluyor. Oraların yeni Tarık Akan’ı gibi hissediyorum kendimi."

Ama diğer şöhretlerden farklı bir durum var onu tedirgin eden: "Tanınmak ve sevilmek güzel de, insanlar yüzüme bakarken garip bir şey hissediyorum. Akçaabat köftesi ya da büryan kebabını sever gibi seviyorlar sanki beni."

O da iş kazası, ne diyelim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!