Güncelleme Tarihi:
NY Times’e sorunlu bir çocuk geçirdim demişsiniz? Neydi sorununuz?
- Üzerimdeki çok fazla baskı, kontrol ve ilginin bende ters tepmesinden bahsediyorum. Bir şekilde fazla baskı özgür çocuk ruhumu iyice isyankarlaştırıyordu, mutsuzdum.
Acaba siz de acıdan beslenerek yaratıcı olanlardan mısınız?
- Acıdan beslendiğim kesin. Fakat artık kesinlikle pozitif ve mutlu bir hayat seçtim. Mutluluğu seçmek acıyı hissedememek, yok saymak, bundan beslenememek demek değil ki zaten.
Babanızın çok kızdığı 14 yaşında yaptırdığınız ilk dövmeniz hangisiydi?
- Artık yok. İki sene önce sildirdim. Sırtımda bir melek vardı. Akıllılık edip ikinci dövme olarak babamın fotoğrafını yaptırınca sonrakilere kızması zor oldu.
Şimdi vücudunuzda kaç dövme var? Sizin için en özel olanları ve anlamları neler?
- 35 civarında. Her biri fazlasıyla önemli. Yoksa zaten yaptırmanın gereği olmazdı. Hayatımla ilgili her önemli detay veya bilgi yazılı kollarımda. Özellikle ailem, işim ve yaşamış olduğum önemli hatıralar...
Yaptığınız işin ne kadarı sanat, ne kadarı moda?
- Yüzde 70 sanat, gerisi moda. Vermek istediğim her mesajı anlatmak istediğim her hikayeyi kıyafet yoluyla sunuyorum.
Ümit Benan koleksiyonları her erkek tarafından rahat rahat giyilebilir mi? Yoksa dedikleri gibi biraz marjinal adamlara mı hitap ediyorsunuz?
- Kesinlikle rahat giyilebilir bir tarz, bunun en basit örneği özel hayatımda kendi kıyafetlerimi giyiş tarzım. Ama tabii ki de ‘Ümit Benan’ giymek için kendine güvenen net bir karakteriniz olması lazım.
En büyük fanatiğiniz kimler?
- Sunuş şeklimden ve seçtiğim mankenlerden dolayı ismim bir kıyafet markası olmaktan çıkıp biraz da felsefe olmuş durumda. Mükemmel olmayı sevmeyen, doğallığa inanan, hayatı ve modayı fazla ciddiye almayan fakat en çok insanın karakterine önem veren bir felsefe...
Peki Türk erkekleri? Ne kadar yakınsınız onlara, jargonlarına, tavırlarına, stillerine?
- Her ne kadar hayatımın yarısından çoğunu yurtdışında yaşamış olsam da, tabii ki ben de bir Türk erkeği karakteri taşıyorum. Türk erkeklerinin stiliyle mutlaka bir bağlantım olduğunu düşünüyorum.
Gay’lerin sizi bayıla bayıla giymesi endişe yaratıyor mu bünyenizde? Sadece onların modacısı olarak etiketlenmekten korkuyor musunuz?
- Ahahahhaha. Bunu ilk defa sizden duyuyorum. Ama eğer durum böyleyse de tabii ki hiç korkum olmaz. Kıyafetimi seçip alan herkese “güle güle giysin” derim.
Gerçi bir şeyden korkunuz olduğunu düşünmüyorum. Yoksa kişisel şovunuzda çırılçıplak bir model duş almazdı değil mi?
- Bu sezon koleksiyonuma askerde bir yatakhane hayal ederek başladım. Ve sunmuş olduğum an, savaş sona erdikten sonraki gün, askerle eve dönmeden önceki son 15 dakikaları. Sabah sakal tıraşı olan da vardı, pantolonunu ütüleyen de, duş alan da, askerlik anısına dövme yaptıran da... Önemli olan o anı en gerçekçi şekilde yansıtmaktı. Ne kadar gerçek, o kadar iyi.
Fakirzadeler, Kübalılar, askerler, rocker’lar... Esinlendiğiniz bu hikayeleri bulmak için çok kafa patlatıyor musunuz? Yoksa ne bileyim bir 20 yıl ne yapacağınız kronolojik sırayla çoktan belli mi?
- Geceleri uyumam. Gözlerim kapalı düşünürüm. Bu beni sabah kalktığımda bilinçdışı yorar. Fakat tabii işime de fazlasıyla katkısı olur. Ümit Benan markası benim hayatım. Benim hikayem. Benim ismim.
Trussardi size nasıl geldi? İyi mi geldi yoksa sizi ortadan ikiye mi böldü?
- İyi geldi tabii fakat zor. Kimse kolay olur demedi zaten ama zor. Hala takımımı kurmuş değilim. Bu yüzden çok fazla vaktimi alıyor.
Hep merak etmişimdir iki ya da daha fazla marka için tasarım yapanlar nasıl olur da her şeyi birbirine karıştırmaz?
- Ben de hep merak ederdim ve bugün çok ilginç bir şekilde bu farklılığı yaşıyorum. İki markayı net ayırabiliyorum. Ümit Benan da tamamen kendime bakıyorum, Trussardi’deyse daha çok aileye ve kurucusu Nicola Trussardi’nin hayatını yansıtmaya çalışıyorum.
Ümit Benan markası dünyada kaç noktada satılıyor?
- 70 civarında.
Artık para kazanmaya başladınız mı?
- Artık özgürüm.
Kız arkadaşınız (Ece Sükan) dolayısıyla Türkiye’ye daha sık gelip gidiyorsunuz?
- Son 10 sene hayallerim için çok fazla uzaklaştım Türkiye’den. Artık biraz daha turist olarak, başka bir gözle bakıyorum, gözlemliyorum. İşime çok daha fazla detay çıkarıyorum. Şu an hayatımdaki beni en mutlu eden, bana en iyi gelen şehir İstanbul. Sebebi aile, kız arkadaşım, bir de tamamen her gün içinde olduğum moda dünyasından uzak olup kafa dinleyebilmem.