Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2010 00:00
Heykeltıraş ve seramikçi Başak Çetiner, Rixos Grand Ankara Oteli’nde çalışıyor. Görevi otelin restoranlarına sebze, meyve ve buzdan heykeller yapmak. Ancak esas ilgi alanı çöpe giden atıklar. En sevdiği atıklarsa kırık tabaklar. Otel yönetimi bu eserleri şık bir kutuda ve küçük bir mesaj eşliğinde Ankara’daki yabancı misyona gönderiyor
Başak Çetiner (30) Ankaralı ve Gazi Üniversitesi Seramik Sanatları Bölümü’nü bitirdi. Resimle uğraşan bir baba desinatör bir annenin üç çocuğunun ortancası. Lise yıllarında resme merak salsa da üniversitede üç boyuta yoğunlaşması gerektiğine inanıp, seramik okudu. Okul bitince de bir arkadaşıyla ortak küçük bir atölye açtı.
Eş, dost, çevre derken, küçük küçük işler almaya başladı ancak sermayesi yetersizdi: “Siparişler alıyorduk ama bunları imal etmek için malzeme alacak paramız yoktu. Bunun üzerine atık toplamaya başladım. Bu atıkları çeşitli şekillere sokarak mağaza vitrinlerine dekor yaptım. Daha sonra plaketler, rölyefler yapmaya başladık. Ancak taşıma suyla değirmen dönmüyordu. Bu işten vazgeçerek Ankara’daki bir pastaneye iş başvurusunda bulundum. Pastadan heykeller yapmaya başladım ve kısa sürede çok iyi bir müşteri portföyümüz oluştu. Çizgi
film kahramanları başta olmak üzere çeşitli heykeller yapıyordum, haftasonları siparişlere yetişemez olmuştum.
PASTADAN HEYKELLER RİXOS’A TAŞIDISürekli heykel yaparak hem becerilerini pekiştiren hem de para kazanan Çetiner yaklaşık bir buçuk yıl önce de Ankara’da açılan Rixos Grand’a transfer oldu: “Pastane bölümüne maket pasta ve büfe dekorları yapmak üzere alındım. Heykel duygumu tatmin etmek için de oteldeki alanlara yeni heykeller ve açık büfe için objeler ürettim. ‘Muhasebeden beş kuruş istemem’ diye de söz verdim. Önce pek inanmadılarsa da bana bir atölye verdiler. Burada atıkları toplayarak kısa sürede otelin her köşesine heykeller yaptım. Misafirlerimiz bile bu heykelleri almak istedi. Otelin günlük koşuşturması içinde çok sayıda tabak-çanak ve bardak kırıldığını farkedip bunları da değerlenmek istedim. Artık nerede bir şey kırılsa beni çağırıyorlar. Kırıkları fırından geçiriyorum. Bazılarının içine figürler çizerek, bazılarını kaplayarak yeni eserler yaratıyorum.”
EMEKLİ ÜRÜNLERLE ÇEVRECİ DİPLOMASİ
Otel yönetimi, bir toplantıda bu tabakları Ankara’da yaşayan yabancı misyon temsilcilerine göndermenin ilgi göreceği fikrini ortaya attı. Böylece Çetiner de çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırdı: “Ankara’da temsilciği olan ülkelerin önemli günlerini araştırdık. Bunları tabaklara yansıtan resim, simge ve renkler kullandık. Bu tabakları şık kutular ve ambalajlara koyduk. Yanına da, ‘Bu bir ‘The Art Of Recycling’ (Geri Dönüşüm Sanatı) projesi ürünüdür. Bunlar otelimizin emekliye ayrılmış ürünleridir’ diye bir not koyduk. Bu çalışma o kadar büyük bir ilgi gördü ki, eserleri alanlar tebrik mektupları gönderdi, telefonlar açtı. Böyle anlamlı ve özgün bir hediye gönderdiğimiz için çok mutlu olduklarını dile getirdiler. Şimdiki hedefimse atıklardan oluşan eserlerimi otelde sergilemek.”
KYOTO PROTOKOLÜNE UYGUN PROJERixos Grand Ankara’nın satış ve pazarlama müdürü Gonca Çolak; Çetiner’in geri dönüşüm çalışmaları Kyoto Protokolü’ne uygun olduğu için sadece otel yönetiminden değil, herkesten tarafından destek gördüğünü söylüyor: “Otelimizin konstepti de böyle. Kendi enerjimizi üretiyor hatta çevremizdeki 3 bin konutun da bu enerjiyle aydınlatılmasını sağlıyoruz. Bu nedenle atıkların sanata dönüştürülmesini çok önemsiyoruz.” Kyoto Protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliği mücadelesini sağlamak için imzalanan uluslararası bir anlaşma. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde 1997’de imzalandı ancak 2005’te yürürlüğü girdi.