Güncelleme Tarihi:
TV8’de "Kayıtdışı" adlı programı sunmaya başlayan "Yaprak Dökümü"nün oyuncusu Başak Sayan, hem özel hayatı hem de kariyeri hakkında ilginç açıklamalar yaptı. Sayan, yeni bir aşka yelken açtığını bakın nasıl açıklıyor: "Benim için özel ve önemli biri var. Ama garip de bir durum var ortada. Şartlar uygun olmadığı çin bir araya gelemiyoruz. Platonik değil. Bir garip aşk hikáyesi işte ama anlatamam..."
Öncelikle bize biraz programınızdan bahseder misiniz? "Başak Sayan’la Kayıtdışı" programında neler var?
- Her şeyin kamera arkası var. İnsanlar televizyonda gördükleri şeylerin sadece onlara gösterilen kadarını izliyorlar. Televizyon programları, defileler, diziler, sinema filmleri... Ama bir de işin onlara gösterilmeyen kısmı var.
Sunuculuğun yanı sıra programın yapımcılığını da siz üstleniyorsunuz herhalde?
- Evet, sunuculuğunu da yapımcılığını da ben yapıyorum, bir tek yönetmenliğini üstlenmedim. Çok uğraşıyorum, bu program benim bebeğim gibi. Bir de bu benim ilk tecrübem. Üniversite yıllarımda hayatımı televizyondan kazandığım parayla geçirdim ama o zaman sunucuydum. Yapımcılık işi ise hayli zormuş.
Setlere gitmeden önce nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?
- Zaten sektördeki birçok insanla bir şekilde ya tanışmışım ya da çalışmışım. Bir araştırma yapma durumum olmuyor.
KENDÄ° DÄ°ZÄ°MÄ°N SETÄ°NE GÄ°REMÄ°YORUM
Åžimdiye kadar hangi dizilerin setlerine gittiniz?
- Birçok dizinin setine gittim de bir "Yaprak Dökümü"nün setine gidemedim. "Dudaktan Kalbe", "Menekşe ile Halil", "Aşkım Aşkım", "Kavak Yelleri" gittiğim setler arasında. Her hafta bir sete gitmeye özen gösteriyorum. Bunun dışında televizyon programlarına da gidiyorum.
"Yaprak Dökümü"nde oynuyorsunuz ama setine henüz gitmediniz öyle mi?Â
Size bir ayrıcalık yapılmadı mı bu konuda?
- Normalde oyuncuların röportaj vermesi yasak. Benim bir tek o konuda ayrıcalığım oldu. Herkesle röportaj yapabiliyorum ama sette değil.
Sizi "Yaprak Dökümü" dizisinde kucağınızda çocukla görüyoruz. Kucağınızda bir çocukla rol yapmak zor olmuyor mu?
- Hep "Anne olmak keyifli bir şey" derim, korkmama rağmen. Bebeği kucağıma aldıktan sonra bunun ne kadar zor olduğunu anladım. Dünyaya bir çocuk getiriyorsun ve onu eğittiğini sanıyorsun ama aslında çocuk seni eğitiyor.
Peki bu deneyimden sonra evlenmek ve anne olmak hakkında düşünceleriniz değişti mi?
- Aslında bu güne kadar ne evlenmeyi ne de çocuk sahibi olmayı düşündüm. Sadece bir süre önce bunu çok istemiştim, çünkü çok aşıktım ama yine de korkmuştum. Ben korkmuştum, o benden daha çok korkmuştu. Ama şimdi düşünüyorum da 60 yaşıma geldiğim zaman gezmek, hobilerim, arkadaşlarımla vakit geçirmek, seyahat etmek, tüm bu bana keyif veren şeyler bir süre sonra zevk vermemeye başlayacak, doymuş olacağım... Halbuki bir çocuğun varsa onun büyümesi, başarısı derken o yaşlarda tek yaşama sevincin o olacak. Evlenmekten ve çocuk sahibi olmaktan artık korkmuyorum.
Şu an hayatınızı birleştirebileceğiniz birisi var mı?
- Hayatımda bir kere aşık oldum. Bana çok acı veren bir ilişkiydi. Bir daha o kadar şiddetli bir aşk yaşar mıyım bilmiyorum ama evlenmem için aşık olmam gerekiyor. Karşımdaki, o duyguyu bana hissettirebilmeli ki, evlenmeye karar vereyim. Ben aşk evliliği yapmalıyım. Ama diğer taraftan da aşk er geç bitiyor. Sadece aşk evliliği yaptığında ve o aşk bittiğinde karşınızdaki insanı tüm çıplaklığı ile görüyorsunuz. Ve eğer bu yeni kişi sizin hoşunuza gitmezse o noktada evlilik bitiyor. O yüzden arkadaş olabilmek, aynı şeylerden zevk alabilmek de önemli. Evlilik, bir yolda yan yana, sakince, birbirine destek olarak yürüyebilmektir.
Acıyla biten bu ilişkiden sonra hayatınızda başka birisi oldu mu?
Platonik bir aşk mı söz konusu?
- Aşk çok değişik bir şey. Ne zaman, ne şekilde ortaya çıkacağını bilemiyorsunuz. Hayat çoğu zaman olmadık oyunlar oynuyor size. Ahmet Altan, "Tehlikeli Masallar" kitabında "Deneyimlerim bana içine aşk karışmamış tüm ilişkilerin iyi gittiğini göstermiştir" demiş. Bir ilişkinin içinde ne kadar çok engeller, kavuşamamalar, gitmeler, gelmeler, korkular, intikamlar, kıskançlıklar varsa o aşk o kadar büyük oluyor. Bendeki durumsa ne platonik ne değil. Bir garip aşk hikáyesi işte...
Kendime at alacağım
Başak Sayan’ın hayattaki ideali nedir?
- Doğarken şartlarınızı seçemiyorsunuz. Benim başladığım noktadan şu an bulunduğum noktaya gelmek imkansız bir şeydi. Ulaşılmaz bir hayaldi. İşte bu başarı aslında! Yolun sonundan ziyade yol boyunca atlattıkların bir de. O kadar çok zorluktan sonra hayalini kurduğun yerin başlangıç çizgisine ulaşmak başarı. Bu çok uzun bir yol ve ben daha başındayım. Ama şunu fark ettim ki yaşadığım her zorluk ve sıkıntı bugün her andan, işimle ilgili her durumdan daha fazla haz almamı sağlıyor. O zorluklar yüzünden yaşadığım her şeyin değerini daha çok biliyorum ve herkesten daha çok minnettarım. Hepsi iyi ki olmuşlar. İyi ki yaşanmışlar...
İş dışında şu sıralar neler yapıyorsun?
- Üç dört aydır ata biniyorum. Yeni sinema filmim için ata binmem gerekiyordu. Atla ilgili sahneler var ve ben daha
Sonradan erkek olan bir kadını oynamak isterim
Birçok dizi filmde rol almanıza rağmen, çok fazla sinema filminiz yok, neden?
- Aslına bakarsanız benim son üç-dört yılım aktif geçti, daha önce okul vardı, okulla beraber yürüyordu. O yüzden düzenli değildi. Üç-dört yılda birkaç tane dizi yaptım ve hepsi de düzgün, ses getiren işler oldu. Bu süre zarfı içinde istediğim gibi sinema filmi teklifi gelmedi.
Bundan sonraki filminizde başrol mü oynamak istiyorsunuz?
- Başrol diye bir takıntım yok, her şeyden önce oynadığım rolden keyif almak benim için yeterli bir neden.
Canlandırmak istediğiniz bir rol var mı? "Şu rol bana gelse çok iyi oynardım" diyebileceğiniz bir çalışma?
- Aslında sende olmayan bir şeyi yansıtmak keyif verici. Beni en fazla ne zorlardı... Sanırım bir erkeği oynamak. Fakat, tamamen gerçek bir erkeği canlandırmaktan söz etmiyorum. Kadın olup da erkeksi duygulara sahip birisini oynamak... Sonradan erkek olan bir kadını oynamak isterim.