Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2006 00:00
Şov dünyasının göz önündeki üç ismi, en sevdikleri kıyafetlerini nasıl sakladıklarını göstermek için giyinme odalarının kapılarını InStyle Dergisi’ne açtılar. Dolce&Gabbana’lar, Armani’ler, Gucci’ler ve Louis Vuitton’larla süslü dolaplarının düzenini merak ediyorsanız, buyrun bu özel odalara...
Yapıştırılmış stillerden hiç hoşlanmıyorum 29’undaki oyuncu, eşi ve 5 yaşındaki oğlu Alp ile sade bir hayat sürüyor. Stil konusunda ise çok iddialı. "Yapıştırılmış stillerden hoşlanmıyorum. Geniş bir hayal dünyam var ve bunu abartılı olmadan giyim tarzıma yansıtmayı seviyorum" diyor.
"Kadın olmayı seviyorum. Bunu kamufle eden kıyafet ve ayakkabılardan hiç hoşlanmıyorum" diyerek postallardan, kargo pantolonlardan uzak durduğunun altını çiziyor.
Ulus’taki evinde yatak odasını ayrı bir bölmeyle ayırıp mekana bir giyinme odası ilave etmiş. Bunu, "Telaşlı bir hazırlanma faslından sonra dağınıklığı toplamadan gözünün önünden kaldırmak için sürgülü bir kapıyla giyinme bölümünü yatak odamızdan ayırdım" diye anlatıyor oyuncu.
Eşiyle aynı giyinme odasını paylaşan Tokuş, duvardan duvara gardıropları öyle bir düzenlemiş ki hayran kalabilirsiniz.
Giysilerini seçerken kendi tarzını ön plana çıkaranları tercih ettiğini söylüyor: "Alexander McQueen bir etek beni çok heyecanlandırır. D&G İtalyan 40 beden bir elbise üzerime tıpatıp olur, denemeden alırım. DKNY günlük kıyafetlerde şık ve rahat olmamı sağlıyor. Çoğu ayakkabımı kutularda saklıyorum. Ortada fazla görünmüyorlar ama çoklar. Bu sıralar en gözde ayakkabılarım kırmızı rugan Prada’larım..."
Tokuş’un ayakkabı tutkusu o kadar fazla ki ayakkabılarını çok sevdiği antika bir kütüphanenin içinde saklıyor.
Nasıl hissediyorsam öyle giyinirimF3 pilotluğu, off-shore yarışları, Survivor yarışması ve Kampüsistan dizisinden tanınan Selin Yardımcı, Acarkent’te ailesiyle yaşamasına rağmen, üst katı kendine ayırmış ve ayrı bir dünya yaratmış.
Giyinme odası bembeyaz ve içeri girdiğinizde sanki bir butiğe girdiğinizi hissediyorsunuz. "Dolap kapağı sevmediğim için ’open closet’ yaptım giyinme odamı. Böyle çok daha pratik oluyor. Her şey göz önünde olduğu için de dolapların içi düzenli olmak durumunda kalıyor" diyor ve ekliyor: "Giyinirken biraz dağınık oluyorum ama giyindiğim saniyeler dışında her şeyi derli topludur."
Spor tarzına bakıp da aldanmayın. Onun gardırobunda her zevke uygun bir ayakkabı ya da elbise var. "Çocukken
yemek seçer gibi kıyafet seçerdim ama şimdi öyle değil. O dakika nasıl hissediyorsam öyle giyiniyorum" diyor.
Her tarza ve her markaya yer var gardırobunda. "Bebe, DKNY, D&G, True Religion, Replay, Seven, Nike, Scotch&Soda, Anna Sui, Antik Denim ve A46 en sevdiğim markalar" diyor.
Nişanlım benim için o markayı Türkiye’ye getirecekCanlı yayın ve sabah programları denince akla ilk gelen isimlerden Ece Erken için moda denince akan sular duruyor. Küçücük evinde köpeği Anten ile yaşayan Erken’in gardırobu dağınık olmasına rağmen bir o kadar da düzenli. "Evim çok küçük olduğu için ayrı bir giyinme odam yok ve ister istemez dağınık oluyorum ama evlendiğimde yeni eve geçince çok daha düzenli olacağım" diyor.
Erken, canlı yayınlarda yüzünde ağır makyaj ve abiye giysilerle görünmesine rağmen "Beni günlük hayatta asla çok yüksek topuklularla, takım elbiselerle ve frapan şeylerle göremeyeceksiniz" diyor. Erken’in stil anlayışı rahatlıktan geçiyor. Kendini beğendiği ve rahat hissettiği sürece her şeyi giyiyor.
Kamera önünde de beğenmediği şeyleri asla giymeyecek kadar inatçı. Erken’in 20 metrekarelik yatak odasının içinde L şeklinde sürgülü dolaplar var. Sürgüleri kaydırdığınız zaman tahmin ettiğinizden çok daha fazla kıyafet çıkıyor karşınıza.
"Christian Louboutin’i daha önce internetten siparişle getirtirdim ama şimdi Türkiye’ye geldi. Dolce&Gabbana ve Armani’nin kış koleksiyonu da mutlaka alacaklarım arasında" diyor gözleri parlayarak. Dolce&Gabbana’nın siyah-beyaz topuklu terliği bu aralar en sevdiği parça. "Henüz kimsenin ayağında görmedim" diyor kendini şanslı sayarak. Söz dolaptaki kıyafetlere geldiğinde ise Bebe markası en çok göze çarpanlar arasında.