Didem ÇOKSAYAR
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2004 00:24
Uzun yıllar Audi Dubai’de görev yapan Ali Bilaloğlu, artık bir distribütör firmada genel müdür. Marka yine aynı Audi... Bir de Porsche var tabii. Her iki markanın da Türkiye’deki genel müdürü. Ayağının tozuyla Dubai’den gelir gelmez ‘Büyük Av’ başlatan Ali Bilaloğlu, dünyada bir ilk niteliği taşıyan farklı bir otomobil lansmanına imza attı. Yeni Audi A3 Sportback herkesin içinde bir yere dokunan bir yöntemle tanıtılıyor. Oyunla!
Büyük Av başladı. Bunu anlatabilir misiniz?
Biz de bütün otomotiv şirketleri gibi yeni bir modelin pazara sunuluşu için lansmanını yapıyoruz. Audi olarak bir lansman yaptığımızda hedef kitleye uygun bir lansman yapmayı tercih ediyoruz. A3’ün bu 5 kapı Sportback’iyse çok daha geniş bir müşteri kitlesine hitap ettiğinden 500 ya da bin kişilik bir lansman değil, çok daha geniş bir katılımı nasıl yaparız derken bu büyük av konusu aklımıza geldi. Buradaki amaç aslında bütün Türkiye’deki müşterilerimizi bu işin içine katmak, sadece İstanbul’u değil. Katılmak isteyenler 5 Aralık’tan itibaren NTV ve CNBC-e’den kodlar yayınlandı. O kodlarla internetten bizim sitemize girip oradaki bilmeceleri çözen ilk 100 kişi de Parkorman’daki büyük avımıza katılma hakkını kazandı. Orada bir A3 Sportback’in anahtarı saklıydı. Onu bulan kişi de arabayı kazanmış olacaktı.
Bu değişik bir lansman. Alışılan lansmanlardan değil. Hem etkisi çok büyük hem de oyun şeklinde.
Evet bir zeka oyunu eğlensin katılanlar diye.
Türkiye’de daha önce böyle bir lansman yapılmış mıydı?
Bizim bilgimiz dahilinde değil Türkiye, dünyada böyle bir şey yapılmadı.
Peki sonrasında ne olacak?
Audi için genel konuşursak Türkiye’de hedefi, Avrupa’da olduğu gibi lider bir marka olmak. Audi Türkiye’de, Avrupa’da erişmiş olduğu ve layık olduğu pozisyonu daha yakalayamadı. Bu konuda çok ciddi ilerlemeler sağlandı son 3-5 senedir. Ama, daha tam o noktaya gelemedik. Amacımız artık bunu iyice oturtmak ve Türkiye’de de diğer gelişmiş Avrupa ülkelerindeki gibi lider marka konumuna oturtmak.
A3 çok beğenilen bir model. Kendi segmentinde bir değerlendirme yapar mısınız?
Ufak boyutlu otomobillerde tek lüks alternatif A3 idi. A segmentinde tek lüks alternatif...
Sizce Audi Türkiye’de nasıl algılanıyor?
Müşterilerin çoğu konumlandırmada sıkıntı çekiyor. Geçenlerde bir araştırma yaptırmıştık. Başka markalarda olduğu gibi net bir cevap gelmedi tanımlamalarda. Ama ben, 1993’te Türkiye’ye gelirken Audi bazında o zaman Audi diye bir araba olduğunu bile bilmiyordu Türkiye’de bir sürü insan. Hangi ülkenin markası olduğu bile bilinmiyordu. Çok ciddi bir ilerleme var. Ayrıca, teknolojisinin iyi olduğu biliniyor. Ama, profil daha tam net çıkmış durumda değil, daha tam oturmuş değil.
Audi dışında Porsche de sorumluluğunuz altında.
Porsche çok niş bir marka. Sattığı ürünler de bulundukları segmentteki en spor arabalar. Herhangi bir marka oturtmak gibi bir sıkıntımız yok. Porsche bilinen bir marka. Porsche’deki en büyük sorunumuz kayıt dışı Türkiye’ye gelen araçlar. Galeri diye adlandırdığımız. Bu konuda biz Porsche AG ile bazı önlemler aldık. Fiyatlarımızı revize ettik.
Bir de Porsche Kulübü var. Bağlantınız ne boyutta?
Evet, bağlantımız var. Çok da içli dışlı. Başkanımız Ahmet Öngün. Orada bazı ortak çalışmalarımız oluyor. Mesela çok yeni kararlaştırmış olduğumuz her Porsche alan müşteriye biz Doğuş Otomotiv A.Ş. olarak ilk yıllık kulüp üyeliğini ücretsiz hediye edeceğiz. Kulübün sosyal yaşantısını her Porsche müşterimiz tatsın diye.
Buradaki görevinize gelmeden önce Dubai’deydiniz. Türkiye’ye gelişinizin öyküsünü anlatır mısınız?
Doğuş Grubu’yla 1993’den beri tanışıyorum zaten. O zamanlar Audi bacağında çalışıyordum. Bir dostluğumuz vardı Doğuş Grubuyla. Son görevim de benim Dubai’de Ortadoğu’dan sorumlu satış sonrası, pazarlama, distribütörlük bazındaki işini yapan genel müdürlükte görevliydim. Oradaki görevim bittiğinde Doğuş Grubu’ndan teklif gelince Türkiye’ye yerleştik.
Türkiye’deki en büyük sıkıntı istikrarsızlık
Yurtdışından yeni gelmiş bir göz olarak Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
En büyük sorunumuz istikrarsız bir pazar olması. Daha çok bizi yoruyor, ama bizden daha çok bayilerimizi yoruyor. Onlar daha ufak çapta olduğundan. Bir tek bizim markamız için değil, her marka için geçerli. Oradaki bir bayi yatırım yaptığında belli bir geri dönüşümü bekliyor bu yatırımından. Toplam pazar değiştiğinde, yatırımı geri gelmeyince otomatikman yatırım gücü azalıyor. Burada tüketici zarar görüyor. Hizmet seviyesinde düşme görülüyor. Türkiye’nin otomotivdeki en büyük sıkıntısı genelde bu istikrarsız pazar.
Evet, ama bu istikrarsızlık içinde herkes kendine bir yol çiziyor.
Evet çiziyor. Türkiye’de çözüm tükenmez.
Bu yılın satışları ortada peki gelecek yıl için erken, ama genel anlamda pazar adına beklentiniz nedir?
Bu yılın altında bir toplam pazar bekliyorum. Çünkü büyük bir talep vardı bu sene. Kredi faizleri düştü. Bir sürü marka kampanyalar yapıldı. Toplam pazar dengeye oturdu. Türkiye’deki araç sayısına bakarsak Türkiye’deki birinci el pazarının önümüzdeki birkaç yıl içinde sabit olarak 400 bin civarında (binekten bahsediyorum) olması gerekiyor gibi düşünüyorum. Türkiye’de daha bir tek Avrupa standardına oturmamış bir rakam var. O da ikinci el satışları. Çok düşük Türkiye’de.
Porsche üzeri örtülüyken bile tanınan bir otomobil
Porsche’yi sizce diğer lüks spor otomobillerden ayıran özelliği nedir?
Porsche dünyada tek güncel kullanılabilen spor otomobildir. Hergün yaz kış işe giderken de haftasonu da kullanabileceğiniz bir spor otomobil. Ben Porsche kullandım ve hergün kullandım. Tatile de gittim haftasonu. Gayet keyifli kullanabiliyorsunuz. Başka markalarda yapamıyorsunuz. En hızlısı değil, ama güncel kullanıma uygun tek spor otomobil markası Porsche.
Porsche tasarımı için neler söyleyeceğinizi merak ediyorum.
Bence dahiyane bir tasarım, çünkü 50 yıldır değişmeyen ama her zaman genç duran bir tasarım. Hiç kimsenin de bu eskimiş diyemeyeceği bir tasarım. Hatta 356’lara bile baktığınızda ne güzel arabaymış diyorsunuz. Üzerini örtseniz bile tanınan tek bir otomobil vardır o da 911’dir.