Galaturka’nın sanatçıları sokakta kariyer yapıyor

Güncelleme Tarihi:

Galaturka’nın sanatçıları sokakta kariyer yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2004 23:58

Onların ofisleri sokaklar, meydanlar. Çalışma saatlerini kendileri belirliyorlar. Ortam iyiyse devam ediyor, ‘sıkılınca’ bırakıyorlar. Galaturka Grubu’nun üyeleri birer sokak müzisyeni.

Mine, Feride, Çağlayan... Biri grafiker, biri işletme mühendisi biri ise ‘sigortacı’ olmak üzere eğitim alan üniversite öğrencisi... Hepsi de ‘iyi bir kariyer yapmak üzere’ yetişmiş kişiler... Ama hiçbiri kendi mesleğini yapmıyor. Onları daha çok İstanbul Metrosu, Ortaköy Meydanı, kafelerin bahçeleri, üniversite kampusları gibi halka açık mekanlarda ‘çalışırken’ görmek mümkün. Çünkü onlar sokak müzisyenleri... Canları isteyince çalıyorlar, keyifleri yoksa bırakıyorlar. Müzikleri öyle bir etki bırakıyor ki zaman oluyor bir ‘selpakçı kız’ bile onlara para verebiliyor. Parası olmayan yaşlı adamın onlara elmasını hediye etmesini ise hiçbiri unutamıyor. Çağlayan Örge, deneyimli bir müzik insanı... Hem müzik aletleri yapıyor hem de çalıyor. Bundan iki yıl önce Mine Dumanoğlu ve artık grupta olmayan Onok Bozkurt ile birlikte Galaturka isimli bir grup kuruyorlar. Çaldıkları alaturka müzikten yola çıkarak bu ismi vermişler. Galaturka, aynı zamanda ‘Galatlar’ isimli, bir zamanlar İtalya üzerinden Anadolu’ya yerleştiği varsayılan bir kavime de gönderme yapıyor. Kuzey Fransa, İngiltere, İrlanda, İskoç müzikleri yapıyorlar. Onların arasına otantik ezgiler katarak değişik bir tarz yakalıyorlar. Bir süre sonra gruba Feride Sofugil katılıyor, Onok Bozkurt ayrılıyor. Çağlayan Örge’nin ev yapımı geliştirdiği elektronik donanım sayesinde her koşul ve mekanda rahatlıkla çalabiliyorlar. Galaturka ile bu işe nasıl başladıkları, neler yaşadıkları ve işin incelikleri üzerine konuştuk.

Sokak müzisyeni olmak nereden aklınıza geldi?

- Beş-altı yıl önce Rusya’dan buraya sokak müzisyenleri gelmişti. Biri mandolin, diğeri flüt çalıyordu. O beni çok etkiledi. Onlarla tanıştım ve parçalar öğrenmeye başladım.

Çalacağınız aletleri nasıl belirliyorsunuz?

- Bütün müzik aletlerimiz genelde beğenilmeyen aletler. Mandolin okullarda zorla öğretilir. Blok flüt de öyle... Bu tür aletleri müziğin içine katıyoruz. Çünkü müzikte gitar çok moda ve herkes gitar çalıyor.

Metroda çalma fikri nasıl oluştu?

- Metroda çalan Rus müzisyenler tanıyorduk. Biz de çalalım dedik ve çok hoş oldu. Ekim, aralık ve mayıs aylarında hafta içi saat beş sekiz arası çaldık. Bize çok enteresan geldi. Bir anda çalmaya başlıyorsunuz. İnsanlar geçiyorlar, gülümsüyorlar, para atıyorlar. Sıkıldığında bırakıyorsun, yemek yiyip geliyorsun. Bir gelenek de oluştu. Bizden sonra başka müzisyenler de metroda çalmaya başladı. Metro’da çalmak için İstanbul Ulaşım adlı şirketten izin almak gerek.

Sokak çalgıcılığı meslek olarak kabul edilebilir mi?

- Yurtdışında bütün hayatı boyunca bu işten yaşayanlar, bunu meslek haline getirenler var. Ama Türkiye’de böyle olabileceğini şimdilik zannetmiyorum. Hepimizin ayrı bir işi var. Bu işi amatörce yapıyoruz. Onun için ancak ikinci bir iş olarak sürdürülebilir.


İzleyicinin attığı para yasal


İşi dilencilik gibi görenler de oluyor mu?

- İşin dilencilikle arasındaki fark belirsiz vaziyette. Sokak müzisyeni deyince, insanın aklına biraz paspal giyimli, müzikal açıdan ne yaptığına dikkat etmeyen, alkolik olan bir tip geliyor. Bu bizim kafamızda da tam olarak ayrışmadı. İnsanların neden para verdiğini anlamak zor. Birinin gerçekten hoşuna gidiyor, kimisi yardım etmek için veriyor... Defterdarlıktan öğrendiğimiz şey, biz özellikle talep etmedikçe birilerinin bize para vermesinin yasalara aykırı olmadığı.

Bu işten ‘para kazanmak’ mümkün mü?

- Bu işten para kazanacağım diye düşünmeye başladığınız an kazanamamaya başlıyorsunuz. Bir an bile olsa gözünüz para konan kutuya giderse gitsin, insanlar anlıyorlar. Onu unutup yaptığınız işe baktığınızda bu kadar para nereden geldi diye şok oluyorsunuz. Bu işi devam ettirmek için insanlar seçmek zorunda. Sigortalı bir işim mi olsun yoksa hobilerimle mi uğraşayım?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!