Güncelleme Tarihi:
Aklınıza gelebilecek her türlü objenin farklı bakış açılarıyla nasıl tasarlandığını izleyebileceksiniz. Konu hakkında fazla bilgisi olmayanlar için atölyeler ve konferanslar da düzenlenecek.
Geçen sene bu konularla ilgili Karim Rashid, Massimilliano Fuksas gibi dünyaca ünlü konuşmacıları davet eden İDW, bu kez trend tasarımcısı Lidewij Edelkoort, İngiltere’nin ünlü mimarlarından Amanda Levete, endüstriyel ürün tasarımcısı Tomoko Azumi, mimar Melkan Tabanlıoğlu, trend danışmanı Zuzanna Skalaska gibi pek çok ismi ağırlayacak.
Tüm bunları bir kenara bırakırsak İDW’da benim ilgimi çeken bölümler tabii ki daha çok sergiler oluyor. Bu sene ikincisi düzenlenen ve seçici kurulunu Arhan Kayar, Ela Cindoruk, Oya Akman, Sertaç Ersayın, Murat Tabanlıoğlu gibi isimlerin oluşturduğu ‘Design Spirit’ sergisinde 40 yaş altı 40 Türk tasarımcının, İstanbul ile ilgili hikâyesi olan 40 tasarımı sergileniyor. Buradan çok ilginç hikâyeler çıkacak gibi duruyor. Bir de Barbar Grubu var ki, herkesin bir kez olsun onları görmesi lazım!
KİTABIN KÖTÜLÜĞÜ
İlk önce “Barbarians’ Banquet - Barbarlar Sofrası” ardından Barbarlight ve geçen yıl da Barbaricon projeleriyle İDW’ya katılmışlardı. Bu bağımsız tasarım inisiyatifi bu kez bir kitap projesi olan Barbarbook’la karşımızda olacak. Fotoğraflara baktığımızda kitap objesinin pek çok farklı açıdan incelendiği dikkat çekiyor. Erdem Akan, Ela Cindoruk, Adnan Serbest, Erdem Akan, Defne Koz gibi isimler, Hakan Gencol’un proje direktörlüğünde hazırladılar bu işleri. “Daha önceki projelerimiz yani somut, soyut ve simgesel olandan sonra, artık başka bir boyut içeren bir proje konusu gerekiyordu. Kitap müthiş bir konseptti. Görünen somut halinden daha ötede, çok boyutlu bir şeydi. Kitap, projenin yalnızca başlangıç noktasını oluşturdu. Kimi tasarımcı tipografiyle ya da kelimelerle oynarken, kimisi de kitabın taşıyıcısı olan rahle benzeri fikirlere yöneldi. Projede bir yanda yazı, dil, metinler gibi kitapla ilintili kavramlar ele alınırken, diğer yanda barbarlığın tarihi, Türklerin kullandığı alfabeler, kitabın köklülüğü gibi yan kavramlara da uzanıldı” diyor Hakan Gencol.
‘ÖTEKİ’YLE SAVAŞ
Fotoğraflara baktığınızda bazı tasarımlarda klasik kitap formunun kullanıldığına tanık olacaksınız. Bazılarındaysa kitap kavramının özüyle ilgili yaklaşımlar söz konusu. Bu projelerde, görsel referanslar daha örtülü. Açıklamalarını okumadan bu objeleri anlamak zor gibi. Gencol bazı tasarımları şöyle değerlendiriyor: “Eray Makal’ın projesi ‘Masaüstü Haiku’, anlatım biçimi olarak kapalı bir forma sahip kitap yazı kavramını çok farklı bir yerinden ele aldı. Minik kurdele benzeri şeritlere, birbirinden farklı Haiku’lar yazarak, masa üstünde farkındalığa işaret eden nesneler yaratmış oldu. Ela Cindoruk, kitabın kıymetine dikkati çekerken, Nazan Pak kitabın hiç bitmeyecek olmasına odaklanıyor. Gökhan Karakuş, matematiksel bir yazılım kullanarak, Göktürk Türkçesi ile yazılmış olan tarihi kitabelerin güncel bir versiyonunu bizlerle paylaşıyor.”
Barbar ekibi başından beri ‘öteki’ kavramı üzerinde duruyor. “Kendine benzemeyenin kötülenmesidir aslında bir başkasına barbar demek” diyorlar. Bu anlamda, bu grup genel olarak bu kavramla, yani sözde uygar olanın, barbar olarak adlandırdığıyla, bir anlamda ‘öteki’yle bitmeyen savaşı ve sömürüsüyle ilgileniyor. Siz de onlara bir destek verin derim...
BEĞENDİĞİNİZ KONSERLER ALBÜM OLDU
Geçen sezon Babylon’da başlayan ‘Unplugged’ serisinin konser kayıtları Pozitif Müzik Yapım etiketiyle toplama bir albüm haline getirildi: Babylon Unplugged. Nouvelle Vague, Fredrika Stahl, Athena, James Walsh gibi isimlerin akustik kayıtlarına hayran kalacaksınız.
BİTMEYEN GİZEM
Friedrich Schiller’in okultizm, spritizma ve ruh çağırma temalarıyla dönemin komplo teorilerini ustalıkla harmanladığı Hayaletgören, 1787-1789’da yayımlandığında kamuoyunun ilgisini çok fazla çekmişti. Yoksul düşmüş bir Alman prensinin Venedik’te başından geçen bir macerayı anlatan kitap aslında Schiller’in hep tamamlamayı düşündüğü ancak bir türlü tamamlayamadığı bir roman fragmanı. Yazarın tamamlayamadığı bu eserde bazı soruların tam olarak çözüme kavuşturulmamış olması, okur açısından gizemi sürekli kılıyor.
KİŞİSEL NEDİR
Kişiselin hiçbir zaman tam da özel ve şahsa dair kalmadığı, toplum ve kültürün hem kişinin algısına hem de koşullarına doğrudan ya da dolaylı etkisi olduğu günümüz yaşantısında, sanatçılar da kişisel (içsel) olanı eleştirmeye başladı. Daire Galeri’deki ‘Kişisel, Hem de Değil’ başlıklı işler Ali İbrahim Öcal, Çağrı Saray, Esra Carus, Funda Alkan, Gül Ilgaz, Ragıp Basmazölmez, Sibel Horada ve Zeynep Bingöl Çiftçi’ye ait. 8 Ekim’e kadar görülebilir. Tel: 0212 252 52 59.
PERA’DA TUHAF FİLMLER
Pera Film’in 16 Eylül’den 2 Ekim’e kadar sürdürdüğü Centre Pompidou Film Bölümü’nden ‘Tuhaf Filmler / Hors Pistes’ programı devam ediyor. 7 orta metrajlı filmden oluşan ‘Tuhaf Filmler’ seçkisinin teması ‘İkiyüzlülük: Kapitalizmin Suretleri’. Filmler devam ederken söyleşilere de yer veriliyor. Örneğin; 1 Ekim saat 14.00’te Centre Pompidou Film programcısı Geraldine Gomez, ‘Serbest Düşüş’ ve ‘İstisna ve Kaide’ filmlerinin gösterimi ardından söyleşi yapacak. Tel: 0212 334 99 00.
HAFTANIN SİTESİ www.elifsafak.com.tr/iskender
Elif Şafak’ın 25 Temmuz’da 200 bin baskıyla piyasaya çıkan ve 6 haftada 250 bin baskıya ulaşan romanı İskender’in mikro sitesi açıldı: www.elifsafak.com.tr/iskender. Sitede Elif Şafak’ın nasıl erkek kılığına girdiğinin kamera arkası görüntülerini izlemek, kitapla ilgili basında çıkan yazıları okumak ya da tanıtım filmini görmek mümkün.