Güncelleme Tarihi:
Yönetmenliğini Eyüp Emre Uçaray’ın üstlendiği oyun, Türkiye’nin umutsuz gençlerinin her nevi ağır suça nasıl sürüklendiğinin güzel bir özetini sunuyor. Konu futbol olunca oyunda küfür ve şiddet de peşi sıra geliyor tabii... Aut’u, yazarları Alper Kul ve Özgür Özgülgün’le konuştuk.
- ‘Aut’ tam da gündemdeki şike operasyonlarının üzerine geldi. Elbette bu bir tesadüf değil... Olayları tiyatro sahnesine taşıma fikri nasıl ortaya çıktı?
Alper Kul: Aslında iki yıl önce yazdığımız bir oyun bu. Provalar başladığında şike soruşturması henüz açılmamıştı. Denk düştü yani, ama böyle bir sürece gideceğimiz aşikardı. Türkiye’de maalesef amatör ligden süper lige, oyuncusundan yöneticisine, hakeminden sağlıkçısına kadar herkesin uzun yıllardır dillendirdiği bir şeydi şike. Bunun filmi de var, hakemlerle özdeşleşmiş tezahüratlar da... Hatta tezahüratlarımızın çoğunluğu satılmışlıkla, satın almakla ilgili. Ama bir soruşturma açılabileceğini hiç tahmin etmemiştim.
Özgür Özgülgün: Alper benim okul, askerlik ve tiyatro arkadaşım aynı zamanda. Oyunu birlikte kaleme aldık. Yazmamız bir ay kadar sürdü ve bu süreçte ikimiz de oyuncu olduğumuz için birbirimize oynadık. Her yazara kısmet olmayan bir durum söz konusuydu. Ben futbola meraklı ve futbolun içinde biri olarak futbol ve taraftar dünyasının içindeki olaylara yabancı değildim. Beraberce futbol dünyasının derinlerine indik. Görünmeyen yüzünü sahneye uyarlamış olduk. Biz içinde olanlar bugün yaşananları iki yıl öncesinde zaten biliyor ve görüyorduk. Bugün su yüzüne çıkan kısmını, yani adliye ve mahkeme olaylarını taraftarlardan önce gördük. Futbolun cereyanda kaldığı bir dönemden geçiyoruz. İnşallah bu dönem uzun sürmez ama bu süreçten sonra her şeyin tertemiz olacağına adımız gibi eminiz.
- ‘Aut’ sadece bir futbol ve taraftar hikâyesi değil aslında. Hiçbir zaman gol olamayanların öyküsü. Öte yandan, futbol perdesi ardında dönen dolapları da gayet cesurca sahneye koyuyor. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?
A.K Futbol dünyanın en popüler sporu. Takipçi sayısı da ekonomik değeri de inanılmaz boyutlarda. Bu kadar parayı yönetmek isteyen güçler tabii ki çıkacaktır. Popülaritesi ile ilgili sadece şunu söyleyeyim, geçen bir ay içerisinde Türkiye’de 45 şehit verildi fakat şike soruşturması haberleri çok daha fazla yer aldı basında. Halkımı 45 bin kişilik beşiklerde salladım diyen diktatörler de oldu insanlık tarihinde. O kadar büyük bir güç ki, sahip olana dünyaları yönetebilme imkanı sunuyor. O yüzden mafyasından siyasisine, cemaatinden iş adamına bu konuya ilgi duymayanı yok. Ya da, yoktur diye tahmin ediyorum.
Ö.Ö Endüstriyel futbola yenik düşmeyen sevdalılar, yani taraftarlar ara ara ofsayta düşseler de sertlikten asla taviz vermezler. Gol olamamış futbolun kötü çocukları aslında bir avuç ‘öteki’. Uyguladıkları ise içeriksiz şiddet. Futbol hepimizin bildiği gibi pozisyonlar oyunudur. Bazı pozisyonlar futbolun cilvesi gereği tehlikeli olabilir. Artan güvensizliğe bakarak futbolun artık eskisi gibi olmayacağını anlamak zor değil, sıkıntılar mutlaka refaha dönecektir. Aslında isteğimiz yıllarca severek takip ettiğimiz futbolda artık yarışarak barış zamanının gelmiş olmasıdır. Söylenecek son söze en iyi örnek yaşam futbol el ele hep beraber sağlıklı nesillere...
FUTBOL HAYATTIR GERİSİ BAYATTIR
- Kadınların futbolu çoğunlukla “bir topun ardından koşturan 11 kişi” diye özetliyor olmasından yola çıkarak soracağım... Oyunu izleyen kadınlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
A.K Bir futbol hikâyesi değil, insan hikâyesi anlatıyoruz. O yüzden sorun yok.
Ö.Ö: İzleyenlerden aldığımız tepkiler olumlu, cinsiyet ayrımı yapmıyoruz. Şiddet ve küfür bu işin jargonu. Amaç oyunu izlenilebilir kılmaktı, yazar olarak içimize sinen yapıyı önce yönetmen sonra oyuncu arkadaşların bünyeye sindirmesi ortaya çıkan işin niteliğini gösteriyor.
- Oyunda küfür ve şiddet unsurları ağırlıklı olarak kullanılıyor. Bunun ayarını yaparken hiç tereddüt yaşadınız mı?
A.K Hayatında bir kez bile futbol maçına giden herkes bilir ki, orada gün yüzü görmemiş, çoğunluğu küfürlerden oluşan bir dil kullanılıyor. Futbol hikâyesi anlatıp efendi bir üslup kullansaydık, komik duruma düşerdik.
Ö.Ö: Oyundaki küfür ve şiddetin kimseye rahatsızlık vermediğini düşünüyoruz. Bu dünyada cevabını veremeyeceğimiz hiçbir şeyi metnin içine koymadık. Üslup çatışmalarının olacağı yeni dünya düzeninde futbolun kaybettiği güveni yeniden kazanması herkesi futbola tekrar bağlayacaktır... Kısacası, futbol hayattır gerisi bu aralar bayattır.
Yönetmen Eyüp Emre Uçaray
BU EKİP ÇOK KAVGA ETTİ
Her oyunun sahneye konma süreci biraz gebeliğe benziyor. Önce nereden geldiğini bilemediğin bir neşe ve enerji geliyor insana. Beraber üretecek olmanın mutluluğunu yaşıyorsun. Sonra günler geçtikçe sancılar artıyor. Sıkıntılar başlıyor. Neyse ki, ‘Aut’ ekibi bu kısa sürede bir aile olmasını bildi. Her ailede olduğu gibi kavgalar da oldu. Ama kavga etmek samimiyet işidir. Herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı şu günlerde, daha iyi olalım diye birbirimizden lafımızı esirgemedik. Bütün bu süreçte çok kavgalar ettik iş üzerinden. Ama her kavga biraz daha parlattı işi. En mutlu işlerimden biri oldu Aut, gerek sahneye konma süreciyle gerekse ortaya çıkan iş olarak.