Güncelleme Tarihi:
“İstanbul’da, varlıklı ve inanan yeni bir Müslüman nesil, babaannelerine benzemeden türban takmak istiyor” diyerek başlayan yazıda, “Bu talep İslami modada bir patlama yarattı” deniyor.
Haberde, dar kot giyen, yüzleri makyajlı ve bakımlı yeni nesil genç kızların artışına dikkat çekiliyor. Ulusal ve uluslararası basında “türbanın Elle’i” ya da “türbanın Vogue’u” diye adlandırılan Âlâ dergisinin 20 ila 30 bin arasında sattığı, derginin yeni nesil varlıklı ve modayı takip etmek isteyen Müslüman genç kızlar tarafından takip edildiği belirtiliyor.
Derginin yazı işleri müdürü Ebru Büyükdağ, “Muhafazakâr kadınlar dinlerini daha özgür yaşamaya başladılar ve artık babaanneleri gibi giyinmek istemiyorlar. Okuyucularımızın dinimizle de uyum içinde bir stil bulmalarına yardımcı oluyoruz” diyor. Gazete, bu yeni akımın “İslam modasını” ortaya çıkardığını yazıyor.
Rabia adlı bir genç kız ise bu artan eğilimi, “Hem modaya uygun hem de İslam’la uyumlu giyinmek zor. Ama öncesine göre daha çok seçme şansımız var” diye anlatıyor.
AK PARTİ İKTİDARI VE İSLAMİ BURJUVAZİ
M dergisinde, AK Parti iktidarında asgari ücretin 10 yılda üç katına çıktığı, 2011’de büyümenin yüzde 8.5 oranında gerçekleştiği, bu iktidarın alkolsüz şık restoran ya da kafelere giden, kapalı tatil köylerine giden, İslami modayı yakından takip eden yeni bir nesil yarattığı da ifade ediliyor:
“AK Parti 2002’den bu yana iktidarda ve yeni bir İslam burjuvazisi doğdu. 75 milyon nüfuslu Türkiye’nin kadınlarının yüzde 60’ı başını örtüyor. Üniversite öğrencilerinin yüzde 16’sı türbanlı… Bu yeni pazarın en yükselen yıldızı Armine. 17’si İstanbul’da, 1’i Irak’ta olmak üzere, toplam 30 butiği var. Birkaç aydır dev afişleri İstanbul sokaklarında yükseliyor… Hartum’da, Saray Bosna’da, Kahire’de, Kazablanka’da, Bakü’de butik açan ve ‘Allah büyüktür’ anlamına gelen Tekbir markasının ise butik sayısı 100’ü aştı. Artık İstanbul her yıl İslami Moda Haftası’na ev sahipliği yapıyor. Fuara geçen yıl 120 firma katıldı. Tekbir’in stilisti bir Alman. Paris ve Milano’da da defileler yapıyor. Türk basınında yer alan haberlere göre sektör 1.7 milyar euro büyüklüğünde. Bunun 450 milyonu türban satışından geliyor. Üstelik bu sene yalnızca Körfez’e değil, Endonezya ve Malezya’ya kadar uzanan ihracat da yüzde 300 artmış. İslamcı stilist Seçkin İlker, 2013 yılında Paris’te bir defileye ve Başbakan Erdoğan’ın yardımıyla dünyada 25 butik açmaya hazırlanıyor. Mustafa Kemal’in 1924’te kurduğu laik cumhuriyette, türbanlı kadınlar hala toplumda şok dalgasını harekete geçiriyor.”
ÖRTÜNMEYEN İNANANLAR
Yazıda yeni nesil kadınların giyiminin “Batı etkisi altında kalmakla” suçlandığına da dikkat çekiliyor ve “Kaşlar alınmalı mı? Ne kadar makyaj yapılmalı? El ve ayak bakımı nasıl olmalı ?” şeklinde soruların gündemde olduğu belirtiliyor. Bu soruya Âlâ dergisinden Büyükdağ, “Bizim için kırmızı çizgi dekolte ve diz altı. Ve asla iç çamaşırımızı göstermemek. Biz de seksi ve yaldızlı mankenler değil, doğal ve çekici mankenler kullanıyoruz. Mankenlerin kendilerini değil üzerlerindeki elbiseleri göstermesini istiyoruz” diyor. Yazı inancın sınırlarını çizen bir türbanlı kız öğrencinin sözleriyle bitiyor:
“Önemli olan bizim Allah ile ilişkimiz. O kadar çok örtünmeyen inanan kadın var ki… Kimse kimseyi yargılamamalı.”