Fotosentezle yaşadım

Sadece stand-up yaparak geçinilebiliyor mu?   �

- Tabii... Türkiye şartlarında gayet iyi geçinirsin hatta... İşini iyi yaparsan tabii. Ama “Bu sene stand-up’a başlıyorum, olayı bitiriyorum” demek hayal.
Bekleyeceksin.

Siz 15 yıldır bu işi yapıyorsunuz. İlk zamanlarınız nasıl geçmişti...

- Bitki gibi! İlk dönemler fotosentezle yaşadım. Acıkınca ışığın altına geçiyordum.

Bir stand-up’çı, gösterisini nasıl hazırlar?

- Önce gözlemleri kafaya yazmak gerekiyor, sonra o gözlemlerden tespitler çıkarmak... Kimsenin düşünmediklerini çıkarabiliyorsan değerlidir.

Seyirci karşısına çıkmadan önce ayna karşısına geçip prova yapıyor musunuz peki?

- Evde aynanın karşısına sadece tıraş olurken geçerim. Onun yerine sanki seyirci varmış gibi boş koltuklara oynarım.

Eşe dosta oynasanız daha etkili değil mi?

- Yok, hiçbir zaman arkadaşlarıma “gelin de bir anlatayım” demedim.

300 KİŞİLİK SALON TUTTUM, 7 KİŞİ GELDİ

Prova değil de gösteriniz sırasında boş koltuğa oynadığınız oldu mu

- Oldu. İlk gösterimde 5 kişi vardı, onlar da arkadaşımdı. Yine ilk gösterilerden birinde 300 kişilik salon tuttuk, yer gösterici dahil içeride 6-7 kişiydik.

Onlar arasından gösteri sırasında salondan çıkan oldu mu?

- Olmadı, muhtemelen utandılar. Belki de bana üzülmüşlerdir.

Güldüler mi peki?

- Güldüler, daha sonraki gösterilerime de geldi o insanlar. Tabii bu 10 sene önceydi, şimdi nereye gidersem gideyim, salonlarımız doluyor.

Türkiye’de stand-up’ın yeri nedir sizce?

- Stand-up komedi türü Türkiye’de hâlâ yeni sayılır. Tam oturmadı bence...

Peki neden? Türkiye’de insanlar stand-up’la tanışalı o kadar da kısa bir süre olmadı...

- Üç tane sebebi var. Birincisi, Türkiye’de tiyatroya giden insan sayısı belli. Onlar da haklı olarak bilinen isimlere gidiyor. İkincisi, bütün belediyeler ücretsiz halk konserleri ve gösteriler düzenliyor, halk bu yüzden ekstra para vermek istemiyor. Bir de stand up sevilse de izleyici kitlesi tam oturmuş değil.

Sizi kimler izliyor?

- Genelde üniversite öğrencileri... Bir de üniversite mezunu 25-35 yaş arası izleyiciler. Son gösterimde, plaza hayatına değindiğim için, plazada çalışanların ilgisi de yoğun oldu.

Yeni sezonda da devam edecek mi o gösteri?

- Tabii, bu sene Trump Towers’ın içine güzel bir salon açılıyor, orada olacağız.

KİMSE GÜLMEZSE SUÇ SAHNEDEKİNİNDİR

Sahnedeyken sıkıldığınız olur mu hiç?

- Yok... Ben hiçbir zaman sıkılmam. Sahne benim iksirim, kendime geliyorum orada.

Peki stand-up’çı olmanın ilk koşulu siyah giymek midir?

- Sahnedeyken izleyicinin dikkatini dağıtacak unsurlar olmaması gerek çünkü... Ayrıca sahne ışığının altında en rahat kıyafet siyah, zayıf da gösteriyor. Seviyorum yani...

Gösterilerinizde hiç gülmeyen insanlarla karşılaştınız mı?

- Bir barda çıkmıştım, kimse gülmedi. Hani küçülürsün ya, parmak çocuk oldum, öyle çıktım oradan. Amatörlük dönemimdi.

Suçu kendinizde mi buldunuz, karşınızdakilerde mi?

- Bütün suç sahnedekindedir. Güldüremeyen suçludur, bahane olmaz.

YENİ STAND-UP’ÇI ÇOK AMA DEVAM EDEN YOK!

Geçmiş gösterilerinizi internet dışında nereden izleyebiliriz?

- Bir DVD projesi var. Yeni gösterim 26 Ekim’de başlayacak, ardından eski gösterilerin bir kolaj DVD’si çıkacak.

Yeni nesilden stand-upçı çıkıyor mu?

- Çıkan var da devam eden yok. Bir sene sonra “ben okuluma dönüyorum” diyor çoğu.

Stand-up’çıların nesli tükeniyor mu dersiniz?

- Bu ülkede komedi kulüpleri açılmadıkça, televizyonlar bu işe değer vermediği müddetçe stand-up’çı yetişmez. Ama yapımcılar armut piş ağzıma düşsün istiyor. Adam olsun, bana öyle gelsin diyorlar.

AİLEMDE DARBUKA ÇALAN BİLE YOK ALAYI BİLGİSAYARCI

Stand-up’çı olmak istediğinizi söylediğinizde, aileniz nasıl tepki gösterdi? Size destek oldular mı?

- Yok, ailem hiç destek olmadı... O, çok derin konu.

Neden?

- Benim ailemde bir tane darbuka çalan bile yok. Sanatı severler ama uğraşmaz, sadece izlerler... Alayı bilgisayarcıdır. Çok sıkıntılar çektim kabullendirene kadar ama sonunda kendi yolumu çizdim.