Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2004 00:00
World Press Photo 2004’ün Entertainment dalı birincisi olan Mary Ellen Mark, İFSAK’ta 29 Nisan-29 Mayıs tarihleri arasında açık kalacak World Press Photo karma sergisinin açılışı için İstanbul’a geldi. Türkiye’yi çok seven Mark en kısa zamanda İstanbul’da kendi kişisel sergisini açmak istiyor.Mary Ellen Mark, efsane olarak anılan fotoğraf sanatçılarından biri. Bugüne kadar çoğu basın fotoğrafçılığı dalında olmak üzere toplam 57 ödül kazandı. Dünya çapında 59’u kalıcı 92 kişisel sergi açtı. 15 kitabı yayınlandı, 80 kitaba katkıda bulundu. Kısa bir süre önce Amerikan Photo okuyucuları tarafından anketle ‘Yılın En Etkileyici Kadın Fotoğrafçısı’ seçildi. 40 yıldır dünyayı dolaşıyor. Ne yaptığını soranlara ‘Fotoğraflarımla dünyayı tercüme ediyorum’ diye cevap veriyor. Fahişeler, sirkler, mahkumlar, akıl hastaları,
ikizler ve evden kaçan çocuklar özel ilgi alanına giriyor. 1976’da kadın mahkumların fotoğrafını çekebilmek için bir aydan fazla bir süre kadınlar koğuşunda yaşadı. Hindistan’da Bombay genelevlerinde çekim yapabilmek için tam 10 yıl uğraştı. Onu üne kavuşturan fotoğrafı ise 1965’te Trabzon’da çekti. 10-12 yaşlarında sarışın bir kızın gülümsediği bir fotoğraf karesiydi bu. O kıza tüm dünya hayran oldu. TNT Ekspres Türkiye ve İFSAK’ın desteğiyle ikinci kez Türkiye’ye gelen Mary Ellen Mark (60), 39 yıl önce fotoğrafını çektiği Trabzonlu bu kızı bulmak istiyor. Bu kız yaşıyorsa bugün 50’li yaşlarının başında olmalı. Mary Ellen Mark, National Geografic dergisinin Afganlı kıza yaptığı gibi onu bulup tekrar fotoğrafını çekmeye kararlı. ‘Efsane’ olması konusu açılınca da şöyle diyor: ‘Ben efsane değilim. Asıl efsaneyi bugün Beyoğlu’nda gördüm. Ara Cafe’de oturuyordu.’ BEN EFSANE DEĞİLİM ASIL EFSANE ARA GÜLER’DİRDünyada en iyi üç beş fotoğrafçının arasında sayılıyorsunuz. Herkes size efsane diyor. Neden? - Ben efsane değilim. İşimi inanarak yaptığım için herkes beni böyle tanımlıyor. Gerçek efsaneyi bugün Beyoğlu’nda gördüm. Ara Cafe’de oturuyordu. Ara Güler çok önemli bir fotoğrafçı, çok önemli bir insandır. Onunla 39 yıl önce İstanbul’a geldiğimde tanışmıştım. Ben çömez bir fotoğrafçıyken bana bir sürü şey öğretmişti. Yılın en etkileyici kadın fotoğrafçısı seçildiniz. İnsanlar sizden neden etkileniyor? - Enteresan bir hayat hikayem yok aslında. ABD’de Philadelphia’da doğdum. New York’ta büyüdüm. Önce koleje gittim, sonra üniversiteye... Üniversitede sanat tarihi ve resim okudum. Daha sonra aynı üniversitenin fotoğraf bölümüne geçtim. Anladığım kadarıyla benden değil fotoğraflarımdan etkileniyorlar.İlk fotoğraf makinenizi hatırlıyor musunuz? - Evet, bir Leica idi. 22 yaşındaydım. Sürekli insan fotoğrafları çekerdim. Profesyonelleşmeye başlayınca dergilerde çalıştım. O yıllarda gazetelerin durumu çok iyi değildi. Dergiler bir fotoğrafçı için daha cazipti. Bombay genelevleri, kadın hapishaneleri, akıl hastaneleri.... Hayatınız boyunca girilmemiş yerlere girdiniz. Bizim buralarda şöyle bir deyim vardır: Sizi merak böceği mi soktu? - Merak mı bilmiyorum. Farklı şeyleri keşfetmekten hoşlanıyorum. Bilinmeyeni ölümsüz kılmak. İşte benim fotoğraf anlayışım bu.Genelevlerde çekim yapmak için tam 10 yıl beklemişsiniz. İzin aldığınız ve işe koyulduğunuz ilk günü hatırlıyor musunuz? - Fahişelerin ve genelevlerin bulunduğu sokağa ilk girdiğimde zamanda bir yolculuk yapıyormuşum gibi geldi. Onların hayatına yaklaşmak, dokunmak istedim. Günlerce o caddede dolaştım. Bazen kendimi onların yerine koydum.Arkadaş oldunuz mu? - Tabii. Arkadaş olmadan çalışmam mümkün değildi. Her şeyden önce güvenlerini kazandım. Aradan yıllar geçtikten sonra Bombay’a tekrar gittim. Tanıdığım onlarca kadından sadece iki tanesini bulabildim. AIDS nedeniyle öldüklerini düşünmüştüm. Şu anda onlardan konuştuğum, görüştüğüm birileri yok. Hindistan, Meksika, Vietnam gibi bir dolu yerde sirk fotoğrafları çektiniz. Sirklerde sizi cezbeden şey neydi? - Ben tam bir Fellini hayranıyım. En sevdiğim filmi de La Strada’dır. Fellini de sirkleri çok sever. Sirklerin dünyası sihirlidir. O dünya şiirsel, komik, hüzünlü, bir çok ironiyi içinde barındırır. Gerçek palyaçoları çok severim. Hindistan sirklerindeki palyaçolar gerçektir.Sirk hayvanlarına acımıyor musunuz? - Sirklerde hayvanlara kötü davranmıyorlar. Sirk hayvanları sirk ailelerinin bir parçası olmuş durumda. Sirkte hayvanların eğitiliyor olması, başka yerlerde öldürülüyor olmasından çok daha iyi. Son kitabınız İkizler’in kapağında birbirine hiç benzemeyen bir ikiz fotoğrafı var. Bu kitap ile neyi anlatmak istiyorsunuz? -Kapak fotoğrafındaki ikizler tek yumurta ikiziydi. O kitapla ikizlerin hem ne kadar benzediklerini hem de ne kadar farklı olduğunu anlatmaya çalıştım. Kitap için 80 kadar ikiz çektim. KADIN SURATLI KIZ FOTOĞRAFIHayatınızda dönüm noktası olan bir fotoğraf karesi var mı? - Olmaz mı? Ben hayatımı değiştiren fotoğrafı 1965’te Trabzon’da çekmiştim. 10-12 yaşlarında sarışın bir kız çocuğunun gülümseyen fotoğrafı. O fotoğraf hálá dünyanın dört bir yanında yayınlanıyor. Herkes beni o fotoğrafla hatırlıyor. O fotoğrafı nasıl çektiğinizi hatırlıyor musunuz? - Trabzon’da kaldığım süre içinde sabahtan akşama kadar dolaşıyordum. Sürekli yürüyordum. Onu gördüğümde evinin önünde oynuyordu. Poz vermesini istedim, verdi. Çok fotojenik bir kızdı. Çocuk olmasına rağmen kadın suratına sahipti. Beni ailesiyle tanıştırmıştı. Birlikte
yemek yemiÅŸtik. O günden sonra bir daha hiç konuÅŸmadım. Telefonunu falan almamıştım. Åžimdi onu bulmayı çok istiyorum. Bulursam tekrar fotoÄŸrafını çekeceÄŸim ve tüm dünyaya o kızın bugünkü halini göstereceÄŸim. Sizce gerçek fotoÄŸraf renkli midir, siyah-beyaz mı?-Ben siyah-beyaz taraftarıyım. Renkler iyiyse renkli çekiyorum. FahiÅŸe fotoÄŸraflarını renkli çekmiÅŸtim. Ama eÄŸer Trabzonlu kızı renkli çekseydim o kadar iyi olmazdı. Fotojenik olma durumunu nasıl açıklıyorsunuz?- Açıklayamıyorum. Hangi kadının fotojenik olduÄŸunu dışardan bakarak söyleyemezsiniz. Fotojeniklik durumu çok gizemli bir ÅŸeydir. Ve kimse bunun sebebini bilemez. BEÄžENMEDİĞİ MARLON BRANDO FOTOÄžRAFIKariyerinin bir döneminde şöhretlerin fotoÄŸraflarını da çeken Mary Ellen Mark ‘Bunu ticari bir amaçla yaptım. Ãœnlü fotoÄŸrafı çekmekle sokaktaki insanın fotoÄŸrafını çekmek arasında çok fark var’ diyor. Marlon Brando’nun kafası örümcekli fotoÄŸrafında ise kendini tam olarak ifade edemediÄŸini düşünüyor. Bombay genelevlerinden karelerMesleÄŸimde öğrendiÄŸim ÅŸey ÅŸudur: Ä°ÅŸini inanarak yapacaksın. Bir aşçı inanarak piÅŸirdiÄŸi zaman güzel yemek yapar. Lezzetli bir fotoÄŸraf çekmek için de inanmak ÅŸart.Â
button