Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2007 00:00
Araştırmacılar denizlerin altına ulaşamadıkları noktaları nasıl gözlemleyecek? Tabii ki vahşi havyanlar aracalığıyla... Biyolog Greg Marshall’ın ilk kez 1987’de geliştirdiği ve crittercam (yaratık kamerası) ismini verdiği alet 20. yıldönümünü kutluyor.
Okyanusun ulaşılamayan noktaları, insanı görünce kaçan canlı türleri, girilemeyen kaya kovukları nasıl araştırılacak? Denizin sırrını çözmek için uğraşan araştırmacılar 20 yıl önce bu sorunun cevabını buldu. Biyolog ve belgesel
film yapımcısı Greg Marshall, 1986’da ilk Crittercam’ı (yaratık kamerası) tasarladı. Bir köpekbalığının sırtına asılan bir vantuz balığı aklına bu fikri getirdi.
New York State Üniversitesi’nin sağladığı ödenekle bu iş kullanılacak bir el kamerası satın aldı. Bu kamerayı cam elyafı bir kılıfa yerleştirip ilk denemeyi yapmaya karar verdi. Kamerayı ilk olarak bir dev deniz kaplumbağasının sırtına monte etti. Bu ilk prototip kamera kaplumbağayı rahatsız etmedi. Bunun üzerine Marshall, finansmanı bulup aleti geliştirdi. Ama ikinci deneme başarısız oldu.
İki yıl sonra devreye National Geographic girdi. Yapımcı John Bredar’ın katkısıyla National Geographic Society bu projeyi desteklemeye karar verdi. 1992’de yeni nesil kameralar köpekbalıklarında, fok balıklarında kullanıldı.
National Geographic’in Crittercam’ı vahşi havyanların üzerine monte edilen bir araştırma aleti. Hem ses hem görüntü kaydı yapabiliyor ve derinlik, sıcaklık gibi bilgileri de kaydediyor. Üstelik vahşi hayvanların sırtına takıldığı için doğal ortamı insan müdahalesi olmadan gözleme imkanı veriyor.
Aradan geçen 20 yılda Greg Marshall National Geographic’in Uzaktan Görüntüleme Programı’nın başına geldi. Bu süre içinde yüzlerve vahşi hayvandan araştırma için yararlandılar. Zaman içinde kayıt süresi 2 saatten 6 saate çıktı, kameraların boyutu hızla küçüldü. 2003’te ise ilk karasal crittercam’i devreye sokup Afrika’daki aslanları incelemeye başladılar.
20 yıl boyunca crittercam ile çekilen fotoğraflardan oluşan bir sergi National Geographic Society’nin Washington DC’deki müzesinde 2 Ocak’a kadar açık kalacak.