Güncelleme Tarihi:
Karşımda iddialı, girişimci, sempatik bir kadın oturuyor. Girişimci; zira Diyarbakır’da uzun süredir eşiyle birlikte bilgisayar, İngilizce ve sürücü eğitimi veren bir dershane ve bir spor salonu işletiyor. İddialı; zira kadınların hâlâ ikinci sınıf görüldüğü bölgede, erkeklerin dünyasında “ben de varım” diyor. Bir yandan siyaset yapıyor bir yandan otomobiliyle slalom yarışlarına katılıyor.
Babası Diyarbakır’ın yerlilerinden, Kürt. Anne Mardinli, Arap. Sibel Yağmur beş kardeşin en küçüğü. Ancak dokuz aylıkken babasını kaybedince evde hakim olan Arap kültürüyle büyüyor. Arapça’yı anadili gibi konuşup Kürtçe bilmemesi ondan. Kız çocuklarına değer veren bir ailede büyümesiniyse “En büyük şansım” diye nitelendiriyor: “Özgürlüğünüz kısıtlanırsa hedefinize ulaşamazsınız.”
Ticaret meslek lisesini bitirip nişanlandığı sırada Dicle Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni kazanıyor. Evlenince bile bırakmıyor okulu. Eşinin de desteğini alan Yağmur, 1 yaşındaki oğluyla birlikte alıyor diplomasını. Ardından bilgisayar öğretmeni eşinin dershanesinde çalışmaya başlıyor.
Tüm bunların arasında çocukluğundaki otomobil tutkusu körükleniyor. 18 yaşına girer girmez aldığı sürücü ehliyetiyle, bir süre çevresindeki kadınlara özel direksiyon dersleri veriyor. Bu ünü kadınlar arasında yayılınca Sibel Yağmur bir anda Diyarbakır’da aranır eğitici haline geliyor.
ERKEKLERLE YARIŞA HAZIRLANIYOR
Usta öğreticilik belgesiyle trafik ve çevre eğitimi sertifikası alan Yağmur, bilgisayar kursunun yanına sürücü kursunu da ekliyor. Evde de eşine otomobili kaptırmayan Yağmur, altı yıl bilfiil bu işi yapıyor. “Diyarbakır’da üç kadın sürücü varsa ikisine muhakkak emek vermişimdir” diyen Yağmur bir rastlantı sonucu kendini otomobil yarışlarında buluyor: “Bir gün Diyarbakır Motorsporları Kulübü (DİMOK) Başkanı Berat Kaya, Diyarbakır’daki otomobil yarışlarına sürücü kursu olarak sponsorluk yapmamızı istedi. ‘Ben de girerim ama’ diye takıldım. Eşim, sen ne yapacaksın der gibi kaş göz ediyor. Başkan bu kez eşime , ‘Yenge Hanım girmezse sponsor olamazsın’ demesin mi? Eşim de niyetimi görünce, ‘Hadi sembolik olarak katılsın’ deyiverdi. Yarışa da bir gün kalmış... Olurdu olmazdı derken, yarışta buldum kendimi. Tabii hazırlık hak getire. Ama bir baktık ki slalom kupasını kazanmışım. Toplam 28 yarışmacı vardı oysa. Geçen yıl yine birinciydim. Üstüne üstlük il birincisi olarak 2011’de İstanbul’daki şampiyonaya katıldım. Orada da Türkiye üçüncüsü oldum. Önceki hafta Batman’daki yarışta parkuru 35.4 saniyede tamamlayarak yine birinciliği kimseye kaptırmadım.”
Aynı yarışmada erkekler birincisinin parkuru 35.1 saniye ile tamamladığını hatırlatan Sibel Yağmur, bir erkekle yarışmanın da kendisini etkilemeyeceğini savunuyor. Bunu çok yakında kanıtlayacak; bu ay Şanlıurfa’da erkeklere karşı da yarışacak. Diyarbakır’da fiziki şartlar nedeniyle yarışlara hazırlıksız girdiğini belirten Yağmur’un ütopik hayaliyse bir gün Formula yarışlarına katılmak.
VAKTİM DE VAR, NAKTİM DE
Biz bunları konuşurken Sibel Yağmur’un aldığı bir telefonla yüzü asılıyor. Bir buçuk ay önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin tarafından açılan Kadın Destek Merkezi’ne molotof kokteyli atıldığı haberini paylaşıyor bizimle. Sekiz aydır AK Parti Diyarbakır Kadın Kolları Başkanlığı’nı yürüten Yağmur, “Bu da siyaset mi şimdi” sözleriyle tepki gösteriyor. Parti binasının ayda iki-üç kez taşlandığını, son altı ayda 27 kez saldırıya uğradığını söylüyor.
Ortalık sakinleşince en başa, siyasete nasıl ve neden girdiğine dönüyoruz: “Başbakanımıza hayranlığım nedeniyle girdim siyasete. Kadın kolları başkanımız bir vekilimizle çalışmak istediği için istifa etmişti. Değerli bir abim arayıp ‘O boşluğu ancak sen doldurursun’ dedi. Toplam 52 başvuru vardı, hatta az buçuk göreve gelecek isim de belliydi. Çok değerli bir büyüğüm; ‘Siyasete gireceksen şu üç şeyin olmalı’ dedi: ‘Eşinle aktin, ayıracak vaktin, harcayacak naktin.’ Bu laf çok hoşuma gitti. Akit yapabileceğim bir eşim var, gençliğim sebebiyle ayıracak vaktim var, ticaretle uğraştığım için harcayacak vaktim var. Başvurunun son günü yüreğimin sesini dinledim ve ben de başvurdum. Dershaneyi eşime bıraktım, spor salonuna da bir müdür atadım. Sekiz aydır 17 ilçeyi kapı kapı dolaşıyorum.”
KADINLAR TRAFİĞİ KATLEDİYOR
Sadece otomobile hakim olmak yetmez, bir sorun karşısında çözüm de bulabilmelisiniz. Benim verdiğim eğitimdan sonra, kocasına “Otomobilde şu ne işe yarardı” diye soran kadına tahammülüm yok. Trafikte erkeklerin kadın sürücülere yönelik şikayetlerini de haklı buluyorum. İyi kullananlar üstlerine alınmasın ama birçok kadın temkinli sürmek adına trafiği katlediyor, üstelik hem yolun solundan hem yavaş gidiyorlar. Çoğu zaten otomatik vitesli otomobil kullanıyor, onun da hakkını vermiyor. Trafikte hızlı sürüşe karşıyım, hele ki sürücü koltuğunda ben oturmuyorsam. Hızın getirdiği kötü sonuçları gördüm. Bir kez kaza geçirdim. O da karşı araçtan kaynaklandı. Ben ana yolda giderken o, tali yoldan gelip çarptı. Otomobile gömüldüğüm o günü hâlâ unutamıyorum.
ÖNYARGILARI KIRIYORUM
Liseyi bitirdikten sonra çevremin ve okuduğum kitapların etkisiyle, ama sonuçta inancım gereği kapandım. Annem başörtülü ama İngilizce öğretmeni ablamın başı açık. Bizim yörede ‘kadın başörtülüyse yeteneksizdir, vasıfsızdır’ gibi bir algı var; bu önyargıyı kırmaya çalışıyoruz. Türbanım şimdiye kadar yaşantımda bana engel teşkil etmedi. Dört slalom yarışına katıldım, türbanım nedeniyle ters tepki almadım, aksine yarışlarda büyük tezahüratlarla karşılandım. Kendimden başka da türbanlı görmedim. Çocuklar da yarışçılığımdan memnun. Hatta küçük oğlum hava basıyormuş arkadaşlarına, “Benim annem birinci” diye. Onu okula sürekli benim götürmemi istiyor.
İŞÇİ BULMA KURUMU GİBİYİZ
Kadın Kolları’na genelde işle ilgili sorunlar iletiliyor. İş ve İşçi Bulma Kurumu gibiymişiz gibi taleplerde bulunuluyor. Diyarbakır’da işsizlikten ilk mağdur olanlar ve çocukların problemlerinin yüklenicisi genelde kadınlar ve biz de ağırlıkla eğitimsiz kadınlarla muhatabız. Onlar için ne yapabiliriz diye düşünürken daha objektif bir yapıyla Sevde Kadın Girişimcileri Derneği’ni kurduk. 14 kurucumuz var, yarısı parti dışından. Önümüzdeki ay eğitimlere başlayacağız. 60 kadınımıza kişisel eğitim kursu vereceğiz ve istihdam edilmesini sağlayacağız. 60 kadın aileleriyle birlikte 250-300 kişiye temsil eder. Kadınlar güçlü olursa kararları da etkili olur, aile içindeki yeri de.