Deniz İNCEOĞLUdinceoglu@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2008 00:00
Etnik 34 Dans ve Müzik Atölyesi’nin kurucuları Manuel-Işıl Reina çifti, beş yıldır Türkiye’de flamenko müziğini ve dansını öğretiyor. Bu yıl, İspanya’daki Cunta de Andalucia derneğiyle birlikte Flamenco Alaturka gösterisini hazırladılar. Çaydaçıra’dan Roman havalarına, flamenko ezgilerinden yöresel danslara kadar her şeyi bu şovda bir arada izlemek mümkün. 53 kişilik Flamenco Alaturka grubu, 29 Şubat ve 1 Mart’ta İstanbul Bostancı Kültür Merkezi’nde, 2 Mart’ta Rize Vakfı desteğiyle Maslak TİM Show Center’da olacak.
Işıl ve Manuel Reina, kendilerini flamenkoya aşık alaturka bir çift olarak tanımlıyor. Beş sene önce Etnik 34 Dans ve Müzik Atölyesi’ni açtılar. Son iki senedir de İspanya’daki Cunta de Andalucia derneğiyle işbirliği yaparak Türk ve İspanyol ezgilerini, danslarını bir araya getiren çalışmalar yapıyorlar. İsimlerini, geçen yıl Nükhet Duru solistliğinde hazırladıkları Flamenco Turco projesinden de hatırlayacaksınız.
Onlara göre hem flamenko, hem de alaturka, farklı ülkelerin ve ırkların müziklerinin sentezinden oluşuyor. "İki müzik arasındaki benzerliklerin verdiği hayranlıkla, bir süre sonra flamenko’yu alaturka, alaturka’yı da flamenko gibi duymaya başladık. Bunda belki de eşim Manuel’le farklı iki kültürden insanlar olarak birarada yaşamamızın da etkisi büyük" diyor Işıl Reina. Bu etkileşim zamanla danslarına ve kurguladıkları hikayelere de yansıdı. Geçen yılın sonunda aşk temasını yedi başlıkta topladıkları, alaturka ve flamenko’nun kimi yerde birleşip, kimi yerde çatıştığı Flamenco Alaturka adında bir gösteri hazırladılar.
YEDİNİN SIRRINA DİKKAT
Flamenko Alaturka’nın anlattığı aşk hikayesi yedi renk, yedi mesaj ve yedi başlık üzerine kurulu. Bunlar; doğum, etkileşim, ilk aşk, kültürel çatışmalar, ayrılık, çözüm arayışı ve evlilik. Alaturka ve flamenko ezgileriyle süslenen müziklerin eşlik ettiği gösterinin bir diğer önemli özelliğiyse her konu için farklı bir renk seçilmiş olması. Seçimde, renklerin psikolojideki anlamları dikkate alınmış. Gösteri, mavi renklerin yani doğuş simgesinin hakimiyetiyle başlıyor. 20 dansçının çıktığı bu ilk sahnede ışık, fon ve kostümlerin hepsinde mavi kullanılıyor. Kadının ve erkeğin doğal
yapılarının incelendiği etkileşim bölümünde (ilk karşılaşma bölümünde) beklentiyi temsil eden yeşil rengi her yeri sarıyor. Daha sonra tıpkı güneşin doğuşu gibi sahneye sarı tonları hakim oluyor ve ilk aşk başlıyor. Çatışmalarla turuncu, şiddet ve çıkmazın başrolde olduğu yerlerde ise kırmızı ön planda. Ve birinci perde kapanmadan önce her yer bembeyaz oluyor. Çünkü bu bölümde solistlerden biri, Mevlana’nın "İnsan huzuru ancak kendi içinde bulursa dışarıya yansıtır" gibi yedi öğüdünü anlatıyor.
17 KİŞİLİK ORKESTRADA ZURNA DA VAR GİTAR DA
İkinci perdede arınmanın ardından kutlamalar başlıyor. Bu bölüm birinci perdeye göre çok daha pozitif ve kardeşlik tutkusunun ağır bastığı konuları içeriyor. "İkinci perdede zıtlıklar bir köşeye atılıyor ve eğlencelerle kutlamalar başlıyor. Olaylar çözülüyor ve mutlu sona doğru gidiliyor. Bu eğlence sahnelerinde hem Flamenko, hem de Türk yöresel dans ve ezgileri kullanılıyor. Özellikle etnik detaylara bu bölümde çok yer vermeye çalıştık. Müziği modernize etmeden, olabildiğince kendi karakterinde kullandık. Türkiye’deki yedi bölgeden yöresel parçalar alındı. Türküler, düğün şarkıları, çayda çıra gibi müzikler, bu bölümde flamenko’yla buluşuyor. Bunu birinci perdede çatışmalar bölümündeki Doğu-Batı sahnesinde de görmek mümkün. Dansçılar burada ikiye bölünüyor ve müzikte de bir flamenko formu, hüzzam makamıyla birleşiyor" diyor Işıl Reina iki kültürün bütünleşmesini anlatırken.
Flamenko Alaturka’nın 20 kişilik dans grubuna, tüm gösteri boyunca 17 kişilik orkestra eşlik ediyor. Kemençe, tulum, kanun, klarnet, zurna, darbuka, tef, ney ve flüt gibi alaturka enstrümanların yanı sıra İspanya’dan gelen solist ve gitarist de orkestrada. Koreografiye göre bestelenmiş yepyeni müzikler duyulurken, kulağınıza tanıdık gelecek anonim besteler, Karadeniz türküleri, Bolu yöresinden Halimem türküsü, Roman havaları ve Kafkas müzikleri de olacak.