OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 18, 2004 00:00
Onlar uluslararası bağımsız denetim şirketlerinin iyi eğitimli, parlak, gelecek vaat eden, genç denetçileri. Üniversiteden yeni mezun olmuş olanları bile kırk yıllık muhasebecilerle bilgi yarıştırıyor. Dünyada şirketlerin halka açılma oranları arttıkça yatırımcıların hakkını gözeten yediemin gibiler. Türkiye’de faaliyet gösteren üç bağımsız denetim şirketi PricewaterhouseCoopers, Ernst & Young ve Deloitte Touche Tohmatsu’nun denetçileri onlar.Son yılların en gözde mesleklerinden biri denetçilik. Onlar da uluslararası bağımsız denetim şirketlerinin iyi eğitimli, parlak, gelecek vaat eden, genç denetçileri. Şirketlere gidip hesapları inceliyor, gelirler doğru mu kaydedilmiş, giderler usule uygun mu yazılmış, bakıp denetledikleri şirket hakkında rapor yazıyorlar. Hiçbir grupla, hiçbir holdingle, herhangi bir başka işkolu ile hiçbir ilişkileri yok. Tek işleri denetçilik ve tamamen bağımsızlar. Dünyada şirketlerin halka açılma oranlarının arttığı, ekonomilerin tabana yayıldığı bir dönemde de, bu bağımsız konumları nedeniyle sözlerine itibar edilen, yatırımcıların hakkını gözeten yediemin gibiler. Beyaz gömlek giyiyorlar. Çok çalışıyorlar. Hepsi de iyi üniversitelerden mezunlar. İşe girdikten sonra ilk birkaç yıl sosyal yaşantıları olmuyor. Gece yarılarına kadar denetledikleri şirkette çalışıp, ertesi gün sabahın köründe aynı tempoda bu sefer başka bir şirkette sıfırdan başladıkları çok oluyor. Daha üniversiteden yeni mezun olmuş olanları, gittikleri şirketlerde kırk yıllık muhasebecilerle bilgi yarıştırabiliyor. Yoğun tempo, durmadan farklı farklı şirketlere bakmak ayrıcalığı, 40 yıllık tecrübeleri onlara 5 yılda kazandırıyor. Bu yüzden birçok şirket muhasebecisi için onlar, ‘Havalı, çok bilmiş çocuklar’. Türkiye’nin en büyük 3 uluslararası bağımsız denetim şirketi olan PricewaterhouseCoopers, Ernst & Young ve Deloitte Touche Tohmatsu’nun genç denetçileri ile yaptıkları işi ve hayatlarını konuştuk.Dünya çapındaki denetim kuruluşlarından Türkiye’de faaliyetteki en büyük 3 şirket olan PricewaterhouseCoopers, Ernst & Young ve Deloitte Touche Tohmatsu’nun genç çalışanları ile birlikteyiz. Farklı şirketlerde çalışmalarına karşın, aslında yaptıkları iş gibi, çalışma ortamları, çevreleri, yaşam biçimleri birbirlerine çok benziyor. Her birinin çalışma temposu çok yoğun. Bazı dönemlerde haftanın yedi günü, her gün 15 saat çalıştıkları oluyor. Mesai saatleri yok. Mekan ilişkileri de. Denetledikleri şirketin merkezi neresiyse onlar üslerini oraya kuruyorlar. Yanlarından hiç ayırmadıkları dizüstü bilgisayarları ile, Türkiye’nin her yeri onlar için bir ofis ortamı.EN BÜYÜK SORUN ZAMANGenelde üniversitelerin işletme ve iktisat bölümlerinden mezunlar. Her biri Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde okumuş parlak gençler. Hepsi 20’li yaşlarında... Çok yoğun bir iş temposu içinde koşuşturduklarından, sosyal yaşantıları oldukça zayıf. Kendilerine çok az zaman ayırabiliyorlar.Ernst & Young’ta henüz birinci yılını tamamlamamış olan Mine Albayrak (23), sevgilisi dahil her şeye vakit bulabildiğini söylüyor gerçi ama diğerleri pek o kadar rahat değil. Örneğin aynı şirketten Murat Eyüpoğlu (23) henüz iki senedir bu şirkette çalışıyor olsa da sevgilisi olup olmadığını sorduğumuzda yoğun tempo nedeni ile kendisinin de bunun cevabını tam bilmediğini söylüyor. ‘Bir var bir yok, ben de bilmiyorum’ diyor.Deloitte’dan Deniz Yegül (27), yurtdışında işletme eğitimi alıp Türkiye’ye döndükten sonra hemen iş hayatına girmiş. Hobilerinden uzaklaşmaya başladığından şikayet ediyor: ‘Bir nişanlım var ve vakitsizlikten şikayetçi. Maket yapmayı çok severim ben mesela. Kendime bir uçak maketi aldım ama son iki ayda ancak uçağın kokpitini bitirebildim. Tabii bu arada nişanlım da misilleme olarak kendine bir puzzle aldı. Yakında makete tamamen veda etmek zorunda kalacağım sanırım.’ Yine Deloitte’dan İrem Aktansel (27), çok çalışsa da sevgilisini ihmal etmemeye dikkat ettiğini ve haftasonları arkadaşlarıyla, yemeğe, bara, kulübe gitmeyi sevdiğini söylüyor.PricewaterhouseCoopers’dan Gökhan Kazcılar (26) da vakit sorunu yaşadıklarını söylüyor. Sevgilisi olmadığını, akşam yemeklerinde ailesi ile olmaya çabaladığını söylüyor. Bir de vakit bulabilirse kitap okuyor. Aynı şirketten Cenker Uçan (26) ise iş hayatındaki üçüncü yılında. Kendi için vakit bulursa saatlerce yürümekten hoşlandığını anlatıyor.Aynı şirketten Elif Özmet (26), denetçilerin çok çalışan biyonik makineler gibi gösterilmesinden rahatsız olduğunu söylüyor. Çok çalışanların, zamanı iyi kullanamadığına inanıyor o.Ama aralarındaki en kıdemli denetçi Deloitte’dan Özlem Gören Güçdemir’in (32) söyledikleri aslında bu mesleğin çalışma saatleri açısından ne denli ağır şartlar gerektirdiğini gösteriyor. Güçdemir, 10 yıldır bu sektörde olduğunu ve başından beri günde en az 12-14 saat çalıştığını söylüyor.Aslında çoğu bu mesleğin yoğun bir tempo gerektirdiğini daha en başından biliyorlar. Hatta iş görüşmelerinde bunun kendilerine açık açık anlatıldığını kendileri de söylüyorlar. Hatta bu işi yapmaya devam edecek olanlar şimdiden kendilerini hazırlamışlar. Örneğin Ernst & Young’tan Özkan Tezgin (23), iki yıldır bu şirkette çalışıyor ve özel yaşantısı programlayarak yaşayabiliyor: ‘İki haftada bir fasıl dinlemeye, haftada bir de sinemaya gidiyorum.’BEYAZ RENK ÖNEMLİGenç denetçilerin başka bir ortak özellikleri de giyimleri. Erkeklerin çoğu beyaz gömlek giyiyor. Arada bir beyazdan sıkılınca denedikleri renk mavi. Beyaz gömlek tercihi sanki aralarında sözsüz bir anlaşma. Sözlü anlaşmada ise yasak renk kahverengi. Bu nedenle pantolonlar füme, lacivert, siyah arasında gidip geliyor. Açık renk giymeyi akıllarından bile geçirmiyorlar.Neden beyaz rengi tercih ettiklerini sorduğumuzda, beyazın ciddiyetin sembolü olduğunu söylüyorlar. İki renkli görüntü çocuk gibi görülmelerini engelliyormuş. Ayrıca koyu renk takım elbiselerin içinde beyazın, parlak bir görüntü sağladığını söylüyorlar. Tek kötülüğü ise hemen kirlenmesi.Herkesin siyah beyaz giyindiği ortamda fotoğrafı renklendirenler kadınlar. Kadın denetçiler sayesinde kırmızılar, pembeler giriyor çalışma mekanlarına. Tabii ki tayyör olarak! Ama kıyafetleri yaptıkları işin türüne göre değişebiliyor da. Bazen beyaz gömlekleri ile muhasebe kayıtları inceliyor, tek tek fatura kontrol ediyorlar, bazen de duş alıp steril kıyafetlerle, stok niyetine tavukları sayıyorlar. Üstlerine işçi tulumu geçirip, kömür tarttıkları da oluyor.
BURÇ SEVEN (Deloitte Touche Tohmatsu, 28)İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat mezunu. 8 yıldır çalışıyor. Tüm denetçiler gibi aralık-mart arasında işleri çok yoğun. Pazarları çalışmamaya gayret ediyor ama eşine yeterince vakit ayıramadığını söylüyor. Arkadaşlarıyla herhangi bir evde toplanarak sohbet etmeyi seviyor. Tenis ve kayak hobileri arasında. Hafta sonları da bir saati maket yapmak için ayırıyor.BERİL BARLAS (Ernst & Young, 26)ODTÜ İşletme mezunu. 5 yıldır çalışıyor. Sevgilisine yeterince vakit ayırdığını düşünüyor. Eğlenceden çok sporu seviyor. Tercihi yüzme, fitness ve yürüyüş. Bu arada vakit bulabildiği zamanlarda da resim yapıyor.ANIL KARACA (PricewaterhouseCoopers, 27)Marmara Üniversitesi Almanca Matematik Bölümü mezunu. Üç yıldır çalışıyor. Sevgilisine yeterli olmasa da vakit ayırıyor.
Galatasaray’da 16 yıldır lisanslı sutopu oyuncusu. Takım arkadaşlarıyla eğlenmeyi tercih ediyor. Kısıtlı olan boş zamanı verimli kullanmaktan yana.YAŞANMIŞ DENETÇİ HİKAYELERİAntalya’ya denetime gittiler güzel havayı görünce firar ettiler3 kişilik bir denetçi grubu Antalya’ya bir şirketi denetlemeye giderler. Yapılan plana göre iş iki hafta sürecek. Ama hava sıcak, deniz masmavi, turistler plajlarda cıvıl cıvıl olunca işi 10 günde bitirirler. Normalde iş bitince İstanbul’da merkez ofislerine dönmeleri gerekirken, aralarında konuşup, merkeze haber vermeme kararı alırlar. Her biri Akdeniz Riviera’sında bir yere kaçar. Kimi Bodrum’a kimi Fethiye’ye. Bu arada hepsi cep telefonlarını da kapatır. Bu arada aksilik bu ya, şirketin partnerlarından (ortak) biri, iş nasıl gidiyor diye sormak için müşteriyi arar. Müşteri de ‘Sizinkiler gitti’ der. Partner panik halde ekibe ulaşmaya çalışır. Ama telefonları da kapalı olduğundan bir türlü bulamaz. Son çare olarak şirket içinde herkesin dikkatine bir mesaj yollar. ‘Kayıp takım aranıyor! En son Antalya’da görüldüler. Yerlerini bilenlerin acil olarak bana mesaj atmasını rica ederim.’Bir yanda grevci işçiler diğer yanda tüten sobaDört kişilik denetçi grubu, İzmir’e bir şirketi denetlemeye giderler. Havalimanından bir otomobil kiralayıp, müşterinin merkezine varırlar. Ancak gittiklerinde işyerinde grev vardır. Ayrıca elektrikler de kesiktir. İncelemeleri gereken dokümanlar karanlık, güneş görmeyen bir odada olduğundan da bir türlü çalışamazlar. Bunun üzerine gidip bir jeneratör ve iki gazlı portatif soba alırlar. Böylelikle en azından çalışacakları oda aydınlanır. Ama yaktıkları sobalar içeride öyle tüter ki, camları açmak zorunda kalırlar. Dört denetçi, İzmir’de bir fabrikada, bir yanda gazlı sobalar, bir yanda açık cam ve dışarıda grev yapan ve durmadan halay çeken işçiler arasında 1 hafta boyunca bilanço tutturmaya çalışır.Erzurum’daki fabrikadan cenaze arabasıyla dönebildilerErzurum’da bir ayakkabı fabrikası. İstanbul’daki havalı gökdelenlerden birindeki ofislerinden çıkıp uçağa atlamışlar, 4 kişilik bir grupla buraya gelmişler. Fabrikayı denetlemeleri lazım. Hesaplarına bakacak, doğru mu yapmışlar yanlış mı ona göre rapor yazacaklar. Fabrikaya girerler ama içeride kimse yok. Bir
trafik kazasında fabrikanın üç çalışanı ölmüş, herkes arka tarafta kılınan cenaze namazında. Mecburen onlar da namaza katılırlar. Oradan birkaç görevli bulup tekrar fabrikaya dönerler. Madem kimse yok bari stok sayalım deyip depodaki pabuçları saymaya baÅŸlarlar. Ä°ÅŸi bitirler ve ÅŸehre dönmek için vasıta aramaya baÅŸlarlar. Ama etrafta tek bir araç yoktur. Fabrikada vasıta namına bir tek arkasında tabut ile cenaze arabası vardır. Mecburen aracın kasasına atlar ve ÅŸehre onunla giderler. Tabutları ÅŸehirdeki görevliye teslim edip otellerine geçerler.Kayıtlarına bakacakları ÅŸirketin taşındığını dört gün sonra fark ettilerYine 4 kiÅŸilik bir denetçi ekibi, bu sefer Ä°stanbul’da bir ÅŸirketi denetlemeye gider. Åžirketin muhasebe müdüründen, önce ÅŸirketin mizanlarını isterler. Çalışmanın ilk safhasında mizanlar hızla kontrol edilecek ve önce ÅŸirket kayıtları denetlenecektir. 4’ü birden iÅŸe koyulur ve bütün mizan dökümleri tamamlanır. Ama dördüncü günün sonunda onları büyük bir ÅŸok beklemektedir. Sadece kayıtları inceledikleri için aslında denetlemeye geldikleri ÅŸirketin oradan iki ay önce taşındığını ve kayıtlarına baktıkları ÅŸirketin bambaÅŸka bir ÅŸirket olduÄŸunu anlamışlardır. Oranın muhasebe müdürü de, denetçileri patronunun yolladığını zannettiÄŸi için ne istedilerse yapmıştır. Yani dört denetçi, 4 gün boyunca yanlış ÅŸirketin mizanlarını incelemiÅŸtir.Kamu bankasında karpuz yiyip örgü örerek faks bekleyen 100 kiÅŸi Denetçiler, bir yeniden yapılandırma programı uygulamak için bir kamu bankasına giderler. Bankayı gezerken, üzerinde ‘Durumu sorulanlar’ yazılı bir salon görürler. İçeri girdiklerinde 100’e yakın insan ve 40’a yakın faks makinesiyle karşılaşırlar. Bir masada karpuz kesilmiÅŸ, birkaç kiÅŸi çevresine toplanmış, yiyor, kadınların çoÄŸu örgü örüyor, çalışan hiç kimse yok. Oradaki insanların ne iÅŸ yaptıklarını sorduklarında, mahkemeler bir kiÅŸinin hesap ve hesap hareketlerini sorduÄŸunda, otomasyon olmadığından bankanın 800 ÅŸubesine ayrı ayrı faks çekildiÄŸini ve cevap beklendiÄŸini öğrenirler. Odadan çıkar ve hızla uzaklaşırlar.Ceket, cüzdan, telefon masada durumu idare etti, denetçi bey Bodrum’da yan gelip yattıKalabalık bir denetçi grubu, uzun süreli bir proje için Ankara’da bir müşteriye giderler. Proje en az bir ay devam edecek, bir ay boyunca o müşteride kalacaklardır. Mevsimlerden yazdır. Takım lideri, müşterinin ofisine vardıkları ilk gün ceketini çıkarır, sandalyenin arkasına asar, cüzdanını masanın üzerine bırakır ve cep telefonunu da cüzdanının yanına koyar. Ekiptekilere de, Manager’ları (müdür) gelip sorarsa idare etmelerini söyler. ‘Şimdi tuvalette’, ‘Sigara almaya gitti’ gibi ÅŸeyler söyleyin der ve ofisten çıkar. Üç gün boyunca Bodrum’da tatil yapar. Döndüğünde tekrar masasının başına geçer ve cep telefonuna gelen onlarca cevapsız çaÄŸrıyı kontrol ettikten sonra çalışmaya baÅŸlar.Â
button