Filozof hırsızın anıları

Güncelleme Tarihi:

Filozof hırsızın anıları
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2005 02:17

Mehmet Kartal, eski bir suçlu. Tam anlamıyla hırsızın önde gideni. 13 Şubat 1963’te Kırıkkale’de doğmuş. Aile parçalanınca annesiyle birlikte Almanya’nın yolunu tutmuş. Gurbette, Kemalettin Tuğcu’nun kitaplarındaki tiplemeye taş çıkaracak kadar kötü bir üvey babası olmuş. İcraata Augsburg’ta başlamış. Marketlerden çikolata, kraker falan derken işi büyütmüş.

Ayağı pedallara uzanacak kadar büyüdüğünde oto faresi olmuş. Çok az bir zaman kapkaç yapmış. Ev soymuş, dükkan soymuş, mağazaları, galerileri tam takır, kuru bakır yapmış. İstanbul’a gelince de kariyerini ilerletmiş. Bir nevi master yapmış. Tam yedi kez cezaevine, iki kez akıl hastanesine girip çıkmış. Sonra tövbekar olmuş. Namuslu bir iş tutmanın yolunu aramış. Ve kitap yazmaya koyulmuş. Toplam altı kitap yazmış. Şeytan Dönemeci, Kızıl Havuzlar Cehennemi, Köpek Kardeşler, Suçun Piçi, Hayatım Harbiden Roman ve Eski Bir Hırsızın Anıları. Hepsi gerçek hayat hikayeleri. Gördüğü, duyduğu, tanıklık ettiği olaylar. Yeni projeleri de vardı. Ama, 2001’de kanında çıkan mikrobik bir hastalıktan dolayı hayatını kaybetti. Son kitabı ‘Eski Bir Hırsızın Anıları’, Aykırı Yayınları tarafından yayımlandı. Bazıları onu Amerikalı romancı Jean-Louis Lebris de Kerouac’a benzetiyor. Kimileri de Bukovski’nin farklı bir versiyonu olduğunu düşünüyor. Son kitabı, serseri bir hayattan devşirilmiş. Hırsızlara ve mağdurlara tam orta yerden bakıyor. Hırsızlara doğrudan ‘Bu işler boş işler’ tavsiyesinde bulunmuyor ama öyle demeye getiriyor. Mağdurlara ise suçtan korunmanın tekniklerini öğretiyor. Anlatısını; değişik, uçuk, trajik, komik anılarla süslüyor. İşte bir hırsız ve onun eşsiz anılarından seçmeler.

NAPOLİ HIRSIZ PAZARINDAN MAYMUNCUK NAKLİ

1970’li yıllarda gemicilerden en çok istenen alet maymuncuk ve silah susturucusuydu. Ve en çok İtalyan kardeşlerden sağlanırdı. Şimdi değişti mi bilmem, eskiden Napoli hırsız pazarının hakimi Araplardı. Sigara tezgahının altında sigaradan başka ne ararsanız bulunurdu. Altın künyeler, sahte paralar, zulaya saklanmış maymuncuk, susturucu vs. Bazı kurnaz gemiciler onlarla dost olup güven kazandıktan sonra, İstanbul siparişine asılır ve işi koparırdı. Maymuncuk rastgele adamda olmaz. Şimdi, bir anahtarcıya gidip maymuncuk yaptırmak için çok iyi para ödemek gerekir. Az bir parayla iş yaptırılmaz. Çünkü, maymuncuk çok sakat bir alettir. Vatandaşın birinin cebinde arama sırasında maymuncuk çıktı diyelim. Hırsızlık masası elemanları, ‘İstanbul’u ben soydum abilerrr...’ dedirtmezse ben bir şey bilmiyorum, derim. Ölü fiyata maymuncuk yaptırılmaz.

Balkondan eve dalana Balkon Mimarı denir

Balkondan eve dalana ‘Balkon Mimarı’ denir. Ayrıca Kertenkele lakabı da yerindedir. Kertenkele keşfi yapar. Beşinci katın balkon kapısı açıktır ve birkaç günden beri ışık yanmamıştır. Sabahın beşine doğru oluk borusundan beşinci kata doğru tırmanmaya başlar. Borudan başka tutunacak bir şey yoktur. Dördüncü kata kadar tırmanır. Lakin, döküm borunun çürük yerine rastlar. Boru elinde kalınca birkaç saniye öylece bakakalır. İnsanın lakabının kertenkele olması ayrı bir şey, gerçek kertenkele gibi düz duvarlarda turlamak ayrı şeydir. Dördüncü kattan sessiz sedasız, motorsuz planör hesabı yere çakılır. Düşünün, dördüncü kattan aşağı düşüyor. Ama bağıramaz. Yere çakılıyor. Ama yardım isteyemez. Can çekişiyor. Ama ses çıkartamaz. Kaçması gerekiyor. Ama kıpırdayamaz. Çünkü, iki bacağı birden kırılmıştır. Sürüne sürüne bir parka gider. Yarım saat kıvranır ve kendini kaybeder. Sabah okula giden çocuklar, çalıların arasında bir adam gördüklerini, yoldan geçen polis ekibine söyler. Eski sabıkalı olduğu bilinir ya. Önce hastaneye, oradan mahkemeye. Ortada bir suç unsuru olmadığı için hakim amcası onu azat eder. Ama ömrünün geri kalan kısmında, koltuk değnekleriyle yaşamaya mahkum olur...

Uzman hırsızdan yalnız bayana tavsiyeler

Portmanto mümkün olduğu kadar kapıya yakın olmalıdır. Kapıdan herhangi bir ses gelmesi veya bir şeylerden şüphelenilmesi anında, portmanto itilerek kapının arkasına destek yapılmalıdır.

Bir kasete erkek kahkahaları ve gür sesli konuşmalar kaydetmek de iyi yoldur. Kapıda bir şeyler olduğu şüphesine kapılan yalnız bayan, kasetin sesini duyurmalıdır. Lakin sonuna kadar da açarak cızırtıları belli edip işin kaset olduğuna uyandırsın da demiyorum. Hırsızlar da keriz değildir hani.

Kapıya çok yakın bir yere sehpa konup, bir kenarında bayıltıcı sprey bekletilir.

Hırsızların en çok korktuğu şey, karşı taraftan ne geleceğini bilememektir. Öyle ya, dalıyorsun ama bir şeyler fırlatılabilir. Küçük bir kavanoza gazoz koyup ağzını sıkıca kapatın ve hiç açmayın. Herhangi bir durumda kavanozu alıp salladığınızda, kabarcıklar kimyevi madde, yani asit sanılmasını sağlar.

Dairenize girdiniz ama anahtarı dışarıda unuttunuz. Sadece anahtar toplayan hırsızlar da vardır. Bir gece ışığınız yanmadığında kendi anahtarınızla eviniz tam takır, kuru bakır kalabilir.

IŞIĞI AÇIK BIRAKMAK YETMEZ HIRSIZI APTAL MI SANDINIZ?

Televizyonda kaç kez polislerin hırsızdan korunma yöntemi olarak, evde olmayanların bir ışığı açık bırakması telkinini duydum. Yahu birader, hırsızlar o kadar gerzek midir sanıyorsunuz? Hırsız keşfi yapmış ve işi bitirmeye kararlı. Yazın bunaltıcı sıcak havasında pencereler sıkı sıkıya kapalı ve lamba yanıyor! Hırsız beklemede. Lakin, gölge görünmüyor. Hırsız cama küçük bir taş atıp yoklama çeker. Sonra peş peşe birkaç taş daha atar ve işe uyanınca mekana dalıverir. Ve iş biter kordon gider.

GASP MASASINDA ALETLİ JİMNASTİK HOPLAMA BEYGİRİ, PEYGAMBER ASKISI

Yakalanmaktan beteri gasp masası korkusudur. Her saat başı otuz altıyı (gasp suçunun cezası 36 yıl hapis) göze alacak eleman çıkmadığından, Gasp Masası memurları birkaç ay boş otururlar. Ve birkaç aylık boş oturma sonrası bir gaspçı gelince polislerin yüzü güler. Hemen hayranlıklarını belirtirler: ‘Vay, gaspçı ha! Kaç aydır boşuz birader. Gözlerimiz yollarda kaldı be. Gasp yaptın ha? Geçen ay gelseydin çiğ köfte partimiz vardı. Neyse, odunumuz boldur. Sana bir mangal sefası yaptıralım.’ Müzik ruhun gıdasıdır, faslından başlanılır. Her tür müzik zevkine uygun aletleri çıkarırlar ortaya. Gasp Masası sportif faaliyetler açısından da çok aktiftir. Hani, bir spor salonu gibidir diyorum. Hatta fazlası olur ama eksiği yoktur. Aletli jimnastik, hoplama beygiri, kum torbaları, halkalar, peygamber askısı ve daha başka aletler mevcuttur. Amuda kalkıp yürümek, ip atlamak ve hoplama, aletsiz jimnastiğe girer. Bacakların kuvvetlenmesi için iki polisi sırtlamak yeterlidir. Hani, vücut geliştirme sporundan ‘squat’ hesabı diyorum. Yine vücut geliştirme hesabı Latismus Motismüs Dorsiyüs adaleleri incelemesi de yapılır.

OTO FARELERİNE BAGAJDA CESET SÜRPRİZİ

İki oto faresi bir araba çalarlar. Vites kutusunun dibinde bir bıçak görünce, hırsızlardan biri hoşuna gittiğinden alıp beline koyar. Sonra devriye gezen ekiple karşılaşırlar. Tam gaz derken ekipler etrafı sarıp fareleri teslim alırlar. Bagaj açılır ve içinden bir erkek cesedi çıkar. Hem de vites kutusunun dibindeki bıçakla öldürülmüştür. Cinayeti işleyenler cesedi kaybetmek için geceyi bekliyor olmalıydılar. Ama oto fareleri hesapta yoktur. Bıçağın üstünde, bıçağı tutup beline koyan fareninkinden başka parmak izi bulunamaz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!