Film hepimizi şoke etti

Güncelleme Tarihi:

Film hepimizi şoke etti
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2012 00:00

2005’te oynana Liverpool-A.C. Milan maçını bir çocuğun gözünden anlatan “Will: Babam İçin” filmi dün vizyona girdi. Başrollerini Bob Hoskins, Damien Lewis, Perry Eggleton ve Kristian Kiehling’in paylaştığı, Canan Ergüder’in de çocuğunu kaybetmiş bir anneyi canlandırdığı film, ilk gösteriminde izleyiciyi gözyaşına boğdu. Bir bölümü Türkiye’de çekilen filmin oyuncularından Kiehling ve Eggleton, çekim süreci ile kamera arkasında yaşananları Kelebek’e anlattı.

Haberin Devamı

Öncelikle bize filmin konusundan ve canlandırdığınız karakterlerden biraz söz eder misiniz?        
 
- Kristian: Ben filmde Bosnalı bir futbolcuyu oynadım. Balkan Savaşı’nda yaşadığı travmalardan dolayı kırılmış, hayattan vazgeçmiş, kendi kariyerine sırt çevirmiş bir adam... Sahalardan kopmuş, Paris’te kamyon şoförlüğü yapıyor. Ama Will’le karşılaştığı andan itibaren hayatı değişiyor. Will’in kendi amacına ulaşmasına hizmet ederken kendisi de bir değişim yaşıyor.

- Perry: Ben de filmde Liverpool tutkunu Will’i oynuyorum. İngiltere’deki yatılı okulundan kaçıyor ve UEFA finalini ne pahasına olursa olsun izlemek üzere İstanbul’a doğru yola koyuluyor. Yolu Paris’te Bosnalı eski futbolcu Alek’le kesişiyor.

Duygusal bir film olduğunu biliyorum. İzleyiciyi ağlatacaksınız, o belli. Peki siz filmi ilk izlediğinizde neler hissettiniz?

- Perry: Ben şoke oldum. Tahminimizden de iyi olmuş çünkü...

- Kristian: Perry haklı... Ben filmleri seyrederken çok fazla duygulanmam ama Will’in babasını kaybettiği sahnede gerçekten çok hüzünlendim. İtiraf ediyorum, ağladım. Düşünseniz, ben “Titanik”i izlerken bile ağlamamıştım. Ama sırf dram da değil, filmde komik şeyler de var.

O SETTE OLMAK ÇOK FANTASTİKTİ

Perry, sen henüz 14 yaşındasın ve bu da ilk filmin. Teklif sana nasıl geldi, o süretçen biraz bahseder misin?

- Perry: Herkes gibi ben de deneme çekimi sürecinden geçtim. Birkaç çekim yapıldı. Zorlu da bir süreçti. Ama sonunda rolü aldım. O sette olmak çok eğlenceli ve fantastikti.

Filmdeki ağlama sahnelerinde zorlandığını duydum.

- Perry: Doğru. Kristian ile de karşılıklı bir ağlama sahnemiz vardı. İlk fikrim çok üzücü bir şey düşünerek ağlamaktı. Mesela kafası olmayan bir oyuncak ayı gibi (gülüyor). Ama o işe yaramadı. Sonrasında bir yol buldum ama söylemem. Sırrımı verirsem beni taklit ederler.

Yönetmen Atatürk Olimpiyat Stadı’nda yapılan çekimlerin çok zor geçtiğini söyledi. Sizin zorlandığınız sahneler ise farklı sanırım...

- Kristian: Evet muhtemelen yönetmenimiz o sahnede çok zorlanmıştır. 2 bin tane figüranı ayrıca da kendi oyuncularını kontrol etmek zorunda kaldı. Bizim için o sahneler daha kolaydı. Çünkü yönetmenin gözü sadece bizim üzerimizde olmadığı için biz kendi aramızda eğlenebildik. Oyuncular çocuk gibidir. Yönetmenden sürekli beslenmek ister. Oyuncu olarak daha zorlandığım sahneler ikili ya da tekli çekimlerde oldu. Çünkü bütün ilgi sizin üzerinizde toplanıyor. Bir göz hareketini bile yanlış yapsan bile hemen dikkat çekiyor.

FATİH AKIN’IN FİLMLERİNİ İZLEDİM

Türk filmleri ya da oyuncuları hakkında hiç bilginiz var mı?

- Kristian: Ben Hamburg’da doğdum büyüdüm. Orada çok Türk tanıdım. Sizin göçmen yönetmeniniz Fatih Akın’ı takip etme fırsatım da oldu, birkaç filmini izledim. Buket Alakuş diye bir Türk yönetmenle tanıştım. Ayrıca bir de Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerini bilirim. Bu arada İstanbul’daki çekimler sırasında Galata civarını gezme fırsatı buldum. Orada Türk filmlerinin afişlerini gördüm. Ciddi bir geçmişiniz var.

Film çekimleri ne kadar sürdü ve plato olarak nereler kullanıldı?

- Kristian: Çekimler toplam 42 gün sürdü. Bursa-Cumalıkızık, Paris ve Londra’da çekim yaptık.

ALMANYA’DA DİZİ OYUNCUSU SİNEMADA YER ALAMIYOR

Film, insanların korkularını yenip hayallerinin peşinden gitmeleri üzerine kurgulanmış. Sizin bugüne kadar hiç çok büyük bir hayaliniz gerçek oldu mu?

- Kristian: Evet, bu filmin bir parçası olmak mesela. Çünkü kendi hikayemle biraz örtüşüyor. Ben de 18 yaşındayken babamı kaybettim.

Bu film neden hayallerinizi süsledi ki?

- Kristian: Ben Almanya’da daha çok dizilerde oynadım. Alman seyircisi de oyuncuları kategorize ediyor. İngiltere’de oyuncu olduğunuz zaman dizi, tiyatro ve sinemada oyunculuk yapabiliyorsun, ama Alman seyircisi sizi bir çekmeceye koyuyor, dizi oyuncusu olarak kalıyorsunuz. Almanya’da tanıdığım sanatsal içerikli filmler çeken bir yönetmen bana “Dizi oyuncususun, seni filmimde oynatamam” dedi. Bu bana çok ağır geldi. O yüzden Londra’ya taşındım. Beş yıl orada yaşadım. Tiyatronun yanı sıra garsonluk da yaptım. Çok sıkıntı çektim. Ve işte şimdi hayalimi gerçekleştirdim.

- Perry: Benim hayalim tiyatro oyununda rol almaktı. Bu işten önce onu tattım. Hayalimi gerçekleştirdim. Artık yeni bir hayale ihtiyacım var.

Haberin Devamı

İNGİLTERE’DE SULTANAHMET GİBİ YER YOK

İstanbul’u gezme fırsatınız oldu mu?

- Perry: Ben her gün çalışıyordum, o yüzden boş vakitlerimde uyuyordum. Bir kez Sultanahmet’e gittik sadece. Çok güzeldi. İngiltere’de böyle yapılar yok. Sadece bir saat kulemiz var işte, o da bu kadar büyük ve güzel değil.

- Kristian: Ben daha çok Bursa’da gezdim. Çok iyi bir taksi şoförüne denk geldim, beni çok güzel gezdirdi. Tarihi yerleri gezdim. Boş bir günümde de Bizans İmparatorluğu’ndan kalan bir yeri gezdim. Bursa’ya iki saat uzaklıktaydı. Gerçekten muhteşemdi. Bir de Atatürk’ün evine gittim.

Haberin Devamı

CANAN’INKİ GİBİ BİR EV PARİS’TE BİLE GÖRMEDİM

Paris sahnelerinin bir kısmı da Türkiye’de çekilmiş. İstanbul’da çekilen sahneler için gerçekçilik konusunda neler düşünüyorsunuz? Paris havasını gerçekten yansıtabilmiş mi?

- Kristian: Evet, yansıttığını düşünüyorum. Türkiye’nin mimarisi çok güzel. Çok güzel bina ve sokaklar var. Galata’da çekim yaparken bir klise gördük. Paketlenip başka bir yerde inşa edilebilir denildi. Çok enteresan geldi bu mesela bana. Canan Ergüder de bir gün beni evine davet etti. Oturduğu binanın ve evin güzelliğini anlatamam. Paris’te öyle bina görmedim ben. Fotoğrafçı olsam, İstanbul’un bütün binalarını çekerdim. Ama sanırım gelen turistler kameralarını hemen Boğaz’a çeviriyor, herkes suyu çekiyor. Oysa Türkiye’de daha başka güzellikler de var.

Canan Ergüder size Türk yemeklerinden de yaptı mı?

- Kristian: Açıkçası çok fazla vaktimiz yoktu. 15 dakikalığına uğradık. Fazla kalamayacağımız için bize çay ikram etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!