Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2007 00:00
Gazete olmak dışında bir anlamı var. En çok eleştirilen, konuşulan olması bu yüzden. İnsanlar onu bir yerde kendisinin sayıyor Ferzan Özpetek, Hürriyet’in "Biz Bir Aileyiz" adlı reklam filminde, bir ailenin farklı karakterlerde ve farklı hayat görüşlerine sahip didişen üyelerini aynı sofrada buluşturuyor. Yönetmenin uzun metrajlı filmlerinde de hep karşımıza çıkan büyük, şenlikli, farklılıkların engelleyemediği, tartışmanın son bulduğu bir sofra bu.
Türkiye’nin eninde sonunda bu sofrada karnını doyuran, 70 milyonluk bir aile olduğunu söylüyor. Özpetek’le niye bu filmi çektiğini, İtalya’dan bakıldığında Türkiye’nin böyle bir sofrada buluşup buluşamayacağını konuştuk.
Hürriyet deyince ne geliyor aklınıza? Okuduğunuz gazete mi?
- Kuşağımdaki herkes ve benim için özel bir yeri var. Çünkü evimize giren gazetedir Hürriyet. İtalya’da nasıl Corriere della Sera vardır, bir klasiktir, Türkiye’de de Hürriyet vardır. O yüzden bu gazeteyle ilgili yapılan her iyi şey bana göre anıtları korumaya girer. Yani gazetenin dışında bir kavram Hürriyet. Markalar üstü bir his yaratıyor insanda. Çocukluğumla ilgili anılarım gözümün önüne geldiğinde bir yerinde Hürriyet vardır. Mesela eskiden logodaki Türk bayrağını keser saklardım, kupon gibi. Bunlar flaş flaş aklıma geliyor. Yani Hürriyet’in gazete olmanın dışında bir anlamı var. Duygusal bir bağım var onunla. En çok eleştirilen ve konuşulan gazetenin Hürriyet olması da bu yüzdendir. Çünkü insanlar onu bir yerde kendisinin sayıyor.
Filmin sloganı "Biz 70 milyonluk bir aileyiz." Mesela İtalya’dan baktığınızda gerçekten öyle miyiz?
- Aslında slogan hayat görüşümü bire bir yansıtıyor. Mesela filmde başörtülü bir kadın da oynayabilirdi. Bunu çok düşündüm ama sonra
film tamamen onun üstüne kurulu olacaktı. Çünkü 10 esmerin oynadığı filme tek bir sarışın koyarsanız o bir sarışın filmine dönüşür. Örneğin Türkiye’de bir İtalyan operası gösterildi, Cosi Fan Tutte diye. Bir başörtülü kadın da izlemeye gelmiş. İtalyan basını her şeyi bir kenara bırakıp sürekli onu çekti. Halbuki bir aileyiz derken anlatılmak istenen o değildi. Başörtülü birinin, sadece başörtülü olduğu için dikkat çekmediği, insanların dinleri, renkleri veya cinsellikleri yüzünden ayrılmadığı bir zamana geldiğimizde hepimiz rahat edeceğiz ama daha ona vakit var. Bu sadece Türkiye’ye özgü değil, keşke dünya o noktaya gelebilse, büyük bir aile olabilse... Bugün Türkiye’de ne yaşıyorsak, nasıl bir kutuplaşma varsa dünyada da bu var.
ANNEM SOFRADATARTIŞMAYI YASAKLAMIŞTI
Filmlerinizde hep büyük sofralar vardır, şenlikli Ferzan sofraları... En marjinali de, en muhafazakarı da, en güçlüsü de, en yaralısı da birlikte aynı sofraya oturur. Bu filmde de öyle...
- Sofra Akdenizli ruhunda var. Ailemde de en önemli şey sabah kahvaltısı ve akşam yemeğiydi. O sofrada tartışma olmazdı, annem izin vermezdi. Ne olacaksa ya da ne olduysa o sofranın dışında kalmalıydı. Sofra biraz her şeyin üstünde duran, korunaklı bir yerdir aile için.
Ailenizde, filmdeki kardeşler arasındaki gibi fikir ayrılıkları, ateşli politik tartışmalar yaşanır mıydı?
- Çok ilerici bir ortamda büyüdüm. Kalamış’taki evimizde sabahları müezzinin sesiyle kilisenin çan sesi birbirine karışırdı. Bugün dünyanın tartıştığı konular bizim evde tartışılmazdı çünkü hepsi hayatımızın doğal parçasıydı. Kardeşlerimle politika konuştuğumuz olurdu ama hiç birbirimizi kıracak, dışlayacak düzeye gelmedi. Acayip bir aileydi, her şeye açıktı. Bir Osmanlı kadını olan anneannem bile iki kere evlenmiş. Yani siz düşünün o dönemde bunun manasını.
BEYAZ TÜRK DEYİMİNİÇOK TARTIŞTIK
Filmde "Ooo Beyaz Türk abi gelmiş" diye karşılanan bir büyük kardeş var. O kimi temsil ediyor?
- Beyaz Türk deyimini çok tartıştık aslında. Çevremdekilere, bu deyimden ne anladıklarını sordum. 50 bin farklı cevap alınca şaşırdım. Yani bu konuda kafalarda bir karışıklık vardı. Ama filmdeki karşılığı beyaz yakalı işadamı. Bunu iyi yansıttığımızı düşünüyorum.
Parayı ideallerine tercih ettiği için bayağı bir üstüne gidiliyor çocuğun değil mi?- O kadar ağır bir devir yaşıyoruz ki şu anda... Her idealin ve idealist görünenin arkasında para yatıyor. Gençliğimde çok solcu ve çok sağcı arkadaşım vardı. Şimdi bakıyorum o zamanki ideallerine ve sözlerine ters düşen işler yapıyorlar, iyi de para kazanıyorlar. Ama bu da çok yanlış olmayabilir. Dediğim gibi hayatın ve sistemin gerçeği bu. Ne yapsalardı yani? Bugünkü jenerasyonda geçerli olan kavram idealler değil, güç ve para. Bundan nasıl çıkacak dünya hiç bilmiyorum.
Filmin en etkileyici anı nedir sizce?
- Evin annesinin dönüp sofraya bakıp gülümsediği an tüylerimi diken diken ediyor. Çünkü onu ben de yaparım. Bazen arkadaşlarımla toplanıp
yemek yeriz, mutfağa tuzluğu getirmeye giderken dönüp bir bakarım, ne kadar güzel görünüyoruz, iyi ki beraberiz diye. Hayatta böyle anlar benim için çok önemli, o yüzden onu filme eklemek istedim.
Hürriyet’in 104 saniyelik reklam filmi Biz Bir Aileyiz 19 Temmuz’da TV kanallarında gösterilmeye başlandı. Bir ay boyunca izlenebilecek filmde kalbi çocuklarıyla atan fedakar anne rolünde Bilge Şen, az ama öz konuşan baba rolünde Mehmet Yer, kitapların dünyasını gerçek dünyaya tercih eden bir kız kardeş Seda Örsel, hayalleri yerine bir kartvizite sahip ağabey rolünde Barış Kılıç, bütün gün futbol izleyen, izlemediğinde onun hakkında konuşan küçük kardeş rolünde ise Arda Aydın oynuyor. Özpetek, "Bu filmin bana bir katkısı da iki oyuncuyla tanışma fırsatı bulmam oldu. Evin annesi Bilge Şen ve futbol fanatiği kardeş Kılıç çok iyi oyuncular" diyor.