Güncelleme Tarihi:
Sanatçı, kızı Yağmur’u ihmal ettiği yönündeki suçlamalara da cevap verdi. "Çocuğumu annesinin evine her bırakışımda canım yanar. Hatta arkasından bakıp ağladığım çok oldu. Ama sonra gazetenin birinde 'Bilmem ne kadar para kazanan Ferhat, çocuğunu ihmal ediyor. Nafaka vermek istemiyor' diye haber çıkıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Çocuklarım benim canım, her şeyim..."
Ferhat Göçer’le hem "Çok Sevdim İkimizi" adlı yeni albümünü hem de müzik kariyeri ve özel yaşamını konuştuk. Göçer, Facebook’ta çıkan "Ferhat Göçer’den Midesi Bulananlar" grubundan, ikinci eşinden neden ayrıldığına ve kızı Yağmur’u ihmal ettiği yönündeki suçlamalara kadar birçok konuda ilk kez konuştu. İşte Göçer’in "Hayatımın en zor röportajıydı" dediği röportaj...
- Evet, anketler düzenledik. Fan club’ımdan 50 dinleyicimle bir ön dinleti grubu kurduk. Hepsine şarkılarımızı teker teker dinlettik. Hem hayranlarımdan hem de müzisyenlerden şarkılarla ilgili yorumlar aldık, diğer albümlerimle karşılaştırma yaptırdık. Albüm, bu yorumların ışığında son halini aldı. Çıkış parçamız "Bizim Şarkımız" anketler sonucunda belirlendi. Biliyorsunuz, "Bizim Şarkımız" Tugay Ören’e ait. Almanya’da bulunan Boys Anılar grubu seslendirmişti bu şarkıyı. Bu parça internette yaklaşık 7 milyon kez dinlendi, tıklama rekoru kırdı.
"Çok Sevdim İkimizi" albümünün diğer Ferhat Göçer albümlerinden farkları neler?
- Çıtayı biraz daha yükselttiğimizi düşünüyorum. Önceki albümlerime göre daha çok hit şarkı yaptığımıza inanıyorum. Total anlamda sağlam bir albüm oldu. Hani CD’yi koyarsınız albüm akar gider ya, öyle bir albüm yaptık. Sezen Aksu’nun parçaları, Emel Sayın’la olan düet harikaydı. "Aldırma Gönül" şarkısına yapılan remiks de öyle... Bu albümü, Ozan Doğulu, DMC’den Samsun Demir ve Sezen Aksu ile kurduğumuz ekibin olgunluk çalışması olarak görüyorum.
Çıkış sürecinizde özellikle köşe yazarlarından büyük destek almıştınız. Ancak daha sonraki süreçte hem müzikal hem de özel hayatınızla ilgili olumsuz eleştiriler almaya başladınız.
- Bunu bir süreç olarak değerlendiriyorum. İlk albümden önce gece hayatında kendine has özel bir izleyici kitlesi yaratmıştım, bunların içinde köşe yazarları da vardı. 2005’te albüm çıkınca beni önceden dinleyen yazarlar bu albümü büyük bir keyifle karşılayıp okuyucularına duyurdu. Bu ’hoş geldin’ sürecinde beni kabul edenlerin yanında etmeyenler de oldu. Yaptığınız işler ve kişiliğinizle bir tanışma süreci yaşıyorsunuz ve bu süreçte tabii ki tartışmalar ve eleştiriler oluyor. Ben bu süreci ulaşmaya çalıştığım noktanın zorlukları olarak görüyorum.
Peki, büyük bir yetenek olarak lanse edilip daha sonra "Ferhat Göçer tenor mü değil mi?" tartışmasının yaşanması garip değil mi?
- Tenor mudur değil midir, albümü sattı satmadı... Pozitif ya da negatif olsun tüm bu eleştirileri ’hoş geldin’ sürecinin doğal parçaları olarak görüyorum. Ayrıca böyle tartışmalı bir ortam varsa bu aynı zamanda bir şeyler ürettiğinizin de bir göstergesidir.
EŞİMDEN ŞÖHRETYÜZÜNDEN AYRILMADIM
Yani "Ön yargılı, maksatlı eleştiriler yok" diyorsunuz.
Mesela Bora Öztoprak sizin için "Ferhat Göçer tenor değildir ama bir error’dur" dedi.
- Benim pozisyonumdaki bir insanın erdemli bir şekilde tüm eleştirileri kabul etmesi gerekiyor.
Ferhat Göçer, ’error’dur’ demek bir eleştiri mi?
- Bu söz karşısında ne yapabilirsiniz ki? Hakaret kabul edip dava açsanız ne olacak? Bunları engelleyemezsiniz. Kamuya mál olduğunuz sürece bu tür yaklaşımlara göğüs germek zorundasınız.
Abartılı bir şekilde bağırarak şarkı söylediğinizi hiç düşündünüz mü?
- Bu eleştiriler hep yapılacak. Biri "Bağırarak söylüyor" diyecek diğeri "Mıy mıy" söylüyor diyecek. Bunlar eleştiridir. Ne yapayım "Ben bağırmıyorum" mu diyeyim? Ama şöyle de bir gerçek var: İlk iki albümüm kendi dönemlerinde en çok satan çalışmalardı. Bu gerçeği kimse göz ardı edemez. Başta da söylediğim gibi eleştirilere karşı en büyük silahınız sanatınızdır, yaptığınız işlerle cevap vermelisiniz.
 Sizde bir felsefe değişimi var galiba. Hindistan’a mı gittiniz? Pozivitizim almış başını gidiyor.
- Yoo... Galiba siz benimle ilk kez konuÅŸuyorsunuz.
Polemiklerinizden yola çıkarak sormuştum. Konu değiştirelim. Şöhret ayrılıkları da beraberinde getiriyor. İkinci eşiniz Berna Hocaoğlu’ndan ayrılmanızda kazandığınız büyük şöhretin etkisi oldu mu?
- 14 yıl önce ilk eşimden boşandığımda şöhretli değildim. Sorun anlaşamamak. Değişken bir hayatım var, sürekli kabuk değiştiriyorum. Tıp fakültesinden mezun olduğumda başka bir insandım. Müziğe başladığımda da başka biriydim. Hayat içerisinde birçok şey yaşıyorsunuz, düşünceleriniz, ilişki anlayışlarınız değişiyor. Bugün çok şey paylaştığım bir insanla altı sene sonra problemler yaşayabilirsiniz. Evlilik bir ikili ilişkidir. Bu ilişkide paylaşım azaldığında duygusal ayrılıklar ortaya çıkar. Ayrılıkların temel sebebi bu. Tabii ortada çocuk olduğu zaman ayrılıklarda
Kızım, eski eşim ve benden daha olgun
Bu haberleri hiç kızınızla konuştunuz mu?
- Facebook haberleri çıkınca kızım "Baba bak sana ne göstereceğim; Facebook’ta senin için şu gruplar açılmış" dedi. Kızımla birlikte okuduk haberleri. Bu durum karşısında bir yandan üzülüyorum bir yandan da kızımın benden ne kadar akıllı olduğunu, olayları nasıl olgunlukla karşıladığını görüyorum. Sizin "Ferhat, kızını ihmal ediyor" haberlerini Yağmur gülerek okuyor. Bana "Baba boşver. Annem kızar bazen, böyle şeyler söyler" diyor. Kızımın bu olgun tavırlarından çok etkileniyorum.
Yani kızınız annesiyle aynı fikirde değil.
- Hem fikir olup olmama gibi bir durum söz konusu değil. Çocuk işte, annesini ve babasını korumaya çalışıyor. Açıkçası 10 yaşındaki Yağmur hem benden hem de eski eşimden çok daha olgun hareket etti. Ben onun bu tavrını görünce o dakikada susmam gerektiğini algıladım. Bu olaydan sonra yaptığım her açıklamanın doğru ve samimi olsa bile Yağmur’a zarar vereceğini anladım. Çocuklarıma zarar vermemek için sustum. Çünkü Yağmur’un annesini incitirsem kızımı da incitmiş olurum. Bunu bana kızım öğretti.
Yani Faceebook’ta "Ferhat Göçer’den Midesi Bulunanlar Grubu"nda yazılanları kızınız size okudu.
- Evet.
Ne dedi peki?
- Güldü, "Baba bak senin için ne komik şeyler yazmışlar" dedi.
Gazeteci olarak haber yapıyoruz ama sonrasında yaşananlara bak! Bizim işimizin trajedisi de bu işte. Peki, Faceebook’taki "Ferhat Göçer’den midesi bulunanlar grubu" özgüveninizi etkiledi mi?
- Özgüvenimi etkilemedi ama canımı yaktı. İncindim ve çok üzüldüm. Trajik bir durum ama yapacak bir şey yok. Zaten konuşmaya da değmez.
Â
Â