Güncelleme Tarihi:
- Gerçekten aradan geçen 44 yılın sürekli bana bir şeyler kattığını ve bunları benden sonra gelen kuşaklarla paylaşabildiğimi biliyordum. Benden sonra gelen kuşaklara mesleği sevdirmek için yardımcı oluyorum. Onlara bir bakıma hocalık yapıyorum. Bu yüzden ustalık ödülüyle onore edilmek gerçekten çok hoşuma gitti. Çünkü ben de mesleği ustalarımdan öğrendim.
Kırk dört yıla neler sığdırdınız?
- 44 yıla birçok insanın hayatını sığdırdım, sadece bir kişinin değil. 200’e yakın karakter, 200’e yakın kişinin yaşamını sığdırdım. Çünkü her bir karakter evlat gibidir. 90’lı yıllar Türk Sineması için epey durağan ve verimsiz yıllardı. Ama genç kuşak büyük bir cesaretle filmlerini yapmaya başladı bütün imkansızlıklara rağmen ve doğru...
Herkes sanki bir dönem elini ayağını çekmiş gibiydi. Ciddi bir sesizlik hakimdi Türk sinemasına...
- Ekonomik koşullar çok ağır. Dolayısıyla insanlar yarın endişesi ve telaşı içinde. Yarın istediklerini yapabilmek
O dönemlerde bize sadece o filmleri izletmediniz yaşattınız da...
- Gerçekten halkın yaşamını bire bir anlatan filmler ve hikáyeler işlendi. Bu hikáyeler çok fazla ilgi görmedi onlar burukluk yarattı. Mesela benim "Gelin ve Düğün" filmim var, klasikler arasında hiçbir zaman yeri değişmeyecek. Gösterildiği yılları düşünüyorum, hasılat olarak büyük ilgi gördü ama diğer filmler kadar değildi. Çünkü işçi haklarından, sendikalılaşmaktan söz ediyorduk. "Hak verilmez, alınır" diyorduk. Doğru bir mesajı vardı. Fazla ilgi görmeyince çok şaşırmış, yadırgamış ve biraz umudum kırılmıştı. Bir de "Kurbağalar" filmi için Türkiye’deki festivallerde hiç ödül alamadık. Sonra film Fransa’daki, film festivalinde bana "En İyi Oyuncu" dalında ödül kazandırdı.
Kendi film şirketinizden yeni projeler var mı?
- GülÅŸah Film bir süre durdurdu üretimini ama ÅŸimdi yeniden baÅŸladık. Ä°ki tane televizyon filmi çektik. Bu yaz sonu veya kışın başı bir televizyon filmi daha yapacağız. Sinema filmi için de hazırlıklarımız devam ediyor.Â
87 seçimlerinde adaylığınızı koymuştunuz, neden sonrasında politikada ilerlemeyi denemediniz?
- Ben sinema sanatçısıyım. Toplumda düşüncelerini ifade etmekte sıkıntısı olmayan bir insanım. Kendi mesleğimi yapmaya devam ederek de bu ülke için görevlerimi yaptığıma inanıyorum. Onun için illa benim siyasette olmam kendi adıma önemli değil. Ama kadınların siyasette olması çok önemli. Yurttaş olduğunun bilicinde olmayan insanca hiçbir hakkını kullanamayan kadınlarımız var. O kadınların kendini ifade etme şansı olsa Türkiye çok daha farklı olurdu.
İbrahim Tatlıses, Zülfü Livaneli gibi sanatçılar da siyasete adım attılar. Onlara bir kadın gözüyle neler yapmaları konusunda fikirleriniz var mı?
- Yıllarca feminizm dendiği zaman acayip ve kötü bir şey gibi algılandı. Belki de feminizmi dile getirenlerin yılların birikimiyle "Kadınların cinsel özgürlüğü var" demelerinden kaynaklandı bu durum. Kadınların cinsel özgürlüğü tabii ki vardır ama daha ona gelene kadar neleri var. En başta insan hakları var. O yüzden empati kurmalı, kadın gözüyle düşünmeliler.
- Genç yetenekli, oyunculuk mesleğini benimsemiş ve kendini geliştirmek için heyecan, ustalarına saygı duyan birçok genç var. Mesela Yetkin Dikinciler büyük bir kazanç. Dolunay Soysert çok iyi. Özge Özberk enerji topu gibi. Keza Meltem Cumbul. Timuçin Esen çok harika, büyük bir yetenek ve sinemasal şansı olan bir aktör.
En çok Altın Portakal ödülünü alan sanatçısınız, neler söyleyeceksiniz?
- Bu çok keyifli ve özel bir şey. Büyük bir gurur. Biraz da şans diye de bakıyorum bu duruma. Ama değerli yönetmenlerin projelerinde görev almayı ben istedim, ben aradım onları. Oyunculuğumun her defasında sınanması ve bir kez daha taçlandırılması çok güzel.
Eşime çok şey borçluyum
- Düzgün bir aile yapınız var. Bunu neye borçlusunuz?
Hiçbir ÅŸey tek başına mümkün deÄŸil. Ben çok iyi niyetli olabilirim ama bunun yanında eÅŸimden aynı sevgiyi, desteÄŸi, heyecanı görmeyebilirim. EÅŸim Selim’le aramızda büyük bir dayanışma var. Selim şöhreti tatmış bir insan, o yüzden hiç kompleksi olmadı. Bizim de zaman zaman birbirimizi yanlış anladığımız anlar oluyor. Ama birbirimize olan saygımızdan hiçbir ÅŸey kaybetmiyoruz. Evlenmek aşık olmak demek deÄŸil bir ömür beraber, arkadaÅŸlık, dostluk yapmak, ebeveyn olabilmek bir baÅŸka insanın hayatını ÅŸekillendirmektir. Ama sevgisiz de birleÅŸme olmaz. Sevgiyle birlikte saygıyı da yan yana götürebilmelisiniz. Biz bunu baÅŸarmışız. Kötü tesadüfler girmez inÅŸallah hayatımıza. Â