Güncelleme Tarihi:
12 yıllık eşi Mehmet Günyeli'ye 'sadakatsiz ve dayakçı' diyerek boşanma davası açan işkadını Leyla Alaton'dan, Kadınca dergisine ilginç açıklamalar:
KADINI ikinci sınıf görmeyen bir Türkiye hayal ediyorum... Buldukları kızlar bana madalya takar mı bilmem ama oğullarımı insani değerleri olan, feminist erkekler olarak yetiştiriyorum.
GELENEKSEL anlayıştaki, babadan oğla devrolan şirket anlayışı yanlış... Ben bile çocuklarımı bu tip alaturka baskılardan koruyorum. ..
BAZI diziler yeni nesli zehirliyor. Kadın; sultan, evinin hanımı, dişi, güzel, sıfır beden, zengin koca bulan ve pasif bir model gibi yansıtılıyor. Kadın cinsel obje olmaktan fazlasıdır.
KENDİMİ EN SAVUNMASIZ GÖRDÜĞÜM YER EVİM
Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, oğulları Atlas ve Eros'u 'feminist' olarak yetiştirdiğini belirterek, "Buldukları kızlar bana madalya takar mı bilmem ama ben elimden geleni yapıyorum. Kendi yetiştirdiğim erkekleri duyarlı ve eşit yetiştiriyorum" dedi. Kadınca dergisinden Sevil Tuzluca'ya röportaj veren Leyla Alaton; evde nasıl bir kadın olduğunu ve Türkiye'deki kadın erkek eşitliğine yaklaşımını anlattı...
ARİSTOKRAT BİR AİLEDEN DEĞİLİM
Türkiye'nin en güçlü ailelerinden birinden geliyorsunuz. Benzer statüdeki hemcinslerinizin aksine çalışmayı seçtiniz. Bu tercihin sebebi nedir? Çağa ayak uydurmak gerekiyor... Ben aristokrat soyundan gelmiyorum. Çocukluk yıllarımda varlıklı bir aile değildik. Zamanla şirketimizin halka açılmasıyla büyüdük. Bu yüzden çalışmak benim için gayet doğal, sorgulanamayacak kadar tabii bir gelişim.
İş dışındaki hayatınızda vakıflarla da ciddi ilişkiler içerisindesiniz. Sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz? Ben çok ciddi bir STK'cı (Sivil Toplum Kuruluşu) oldum. Bir Dilek Tut Derneği'nin yönetim kurulundayım ve faydalı olduğumu düşünüyorum. Mor Çatı'da direkt bir görevim yok fakat çok desteklediğim bir kuruluş. Türkiye'deki kadın konusuna çok duyarlıyım. Bu memleketin demokratikleşip gelişmesinin tek yolu, kadın ve erkeğin eşit kabul edildiği gündür. O zaman medeni bir ülke oluruz. Bu tartışmasız bir gerçektir. Kadının hayata katıldığı, eve hapsolmadığı bir Türkiye istiyorum.
FEMİNİZM İYİ TARİF EDİLEMİYOR
Kadın erkek eşitliği hareketinin Türkiye'de yanlış algılandığını düşünüyor musunuz, feminizm kadınların elinde mi patladı? Bence patlayacak kadar bilinmiyor bile! O yüzden patlayıp çatladığını düşünmüyorum. İyi tarif edilemiyor bu fikir. Kadınların bile dışlayıp hor gördüğü birkaç dernek, bugün bu hakları almamıza ve kanun değişikliğine sebep olan derneklerdir. Büyük bir bilinçsizlik, ilgisizlik görüyorum. Kadını ikinci sınıf olarak görmeyen, bu hakları insan olduğumuz için alabildiğimiz bir Türkiye hayal ediyorum.
Kadınlar biraz da korkuyor sanırım. Belli problemler yaşadıkları halde bunu topluma duyuramıyorlar... Televizyon yoluyla çağdaş bir kadın profili çizebiliriz... Bu dizilerle yeni gelişen nesli bile zehirliyoruz. Sultan, evinin kadını, dişi güzel sıfır beden, iyi ve zengin koca bulan pasif, sadece fiziksel sebepleriyle yansıtılan bir kadın modeli var. Kadın cinsel obje olmaktan fazlasıdır.
Çözüm bilinçli ve sağduyulu bireyler yetiştirmekten geçiyor. Sizin de iki oğlunuzu feminist anlayışla yetiştirdiğinizi biliyoruz... Çok doğru. Bu konuda fazlaca hassas ve duyarlıyım. Evin parasını kazanan ve paranın kolay kazanılmadığını gösteren bir anneyim. Düşüncelerimi ve isyan etmelerimi bilirler. Bazı şeyleri anlamak için geç olmadan belli fikirleri yerleştiriyorum.
ALTIDA KALKARIM
Kadına karşı duyarlı iki erkek yetişiyorsunuz... Elimden geleni yapıyorum. Buldukları kızlar bana madalya takar mı bilmem ama elimden geleni yapıyorum. Oğullarımı duyarlı ve eşit yetiştiriyorum. İnsani değerleri olan, kibar bireyler olduğunu biliyorum. Bir anne ve çalışan bir kadın olarak dengeyi nasıl kuruyorsunuz? Programlı olduğum için her şeye vakit ayırabiliyorum. Her sabah 6'da kalkarım, organize olurum. Spor yapar ofise gelirim.
Peki Leyla Alaton evde nasıldır? Kendimi en en savunmasız gördüğüm yer evimdir. Çünkü çocuklarım limitlerimi zorlayarak beni parmaklarının ucunda çevirebiliyor.
Ruhunuzu nelerle beslersiniz? Çağdaş sanattan çok büyük zevk alıyorum. Öğrenmek benim için tam bir tutku. İstanbul Modern'de bir kursa gidiyorum şimdi. Bana yeni bir şey söyleyen insanlarla olmayı seviyorum.
Yalnız kalma ihtiyacı hisseder misiniz? Elbette. Ama bunu yapmak için köşeme çekilmeme gerek yok. İçimde yalnızlığımla baş başa kalabilecek kadar özel hayatım var. Bir İstanbul aşığıyım. Çok arkadaşım var. Yeni yerler, sergiler görmeyi seviyorum.