Felç geçirenin ilk 3 saatte ulaşacağı adres: İnme merkezi

Güncelleme Tarihi:

Felç geçirenin ilk 3 saatte ulaşacağı adres: İnme merkezi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2006 00:00

İnme, diğer adıyla felç, ölüm nedenleri arasında üçüncü, sakatlık nedenleri arasında ilk sırada. Örneğin İstanbul’da her yıl 20 bin inme vakası oluyor. Aslında pıhtı eritici tedavi (tıbbi adıyla trombolitik) zamanında yapılırsa, her yedi hastadan birinde felcin tüm etkileri ortadan kaldırılabiliyor.

Bu tedavinin önünde tek bir engel var, o da zaman! Felç geçirenler için ilk üç saat altın değerinde. Hastanede yapılan tetkiklerin sonuçlarını almak için 45-60 dakikaya ihtiyaç duyulduğu göz önüne alındığında, belirtilerin dikkate alınıp hastanın hemen doğru merkeze ulaştırılmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. İstanbul Florence Nigthingale Hastanesi İnme Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Yakup Krepsi, inmeyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

BELİRTİLERİ TANIMAK ŞART

Hastanelerde inme tedavisi organizasyonları, acil servislerde verilen hizmet ne kadar kaliteli olursa olsun eğer hasta veya yakını inme belirtilerini anlayamıyorsa başvuru gecikiyor. Dolayısıyla sakatlığı önlemeye yönelik tedaviler de... Çoğu kişi aniden ortayan çıkan felcin inme belirtisi olabileceğini düşünebiliyor. Ancak ani başlayan uyuşma, karıncalanma, iğnelenme gibi belirtilere nadiren önem veriliyor. Çoğu hasta bir yere oturup veya uzanıp bunun düzelmesini bekliyor. Ani konuşma güçlüğü, ani görme bozukluğu, ani baş dönmesi ve dengesizlik gibi durumlarda da kişinin tepkisi farklı değil. Oturup bekliyorlar!

YAKINLARI NE YAPMALI

Hastanın onları anlayıp anlamadığını, kol ve bacağını kaldırıp kaldıramadığını anlamaya çalışmalı. Bunlardan birini yapamıyorsa hasta hemen en yakın, etkin tedavilerin kullanıldığı bir merkeze götürmeli. Evde kesinlikle beklememeli. Yakınmalar düzelse bile bu saatler içinde daha ağır bir inmenin habercisi olabilir. Unutmamalı ki zaman beyindir!

ZAMAN NEDEN KISITLI


Hastaların neredeyse yüzde 80’inde sorun bir beyin damarının tıkanması. Şikáyetler başladıktan sonraki ilk üç saatte yapılan pıhtı eritici tedavi yüzde 30 oranında sakatlığı önleyebilir. Hasta ilk iki saatte hastaneye ulaşabilirse yapılacak tetkikler sonucunda pıhtı eritici tedavi (trombolitik tedavi) uygulama şansını yakalayabilir. Bu, günümüzde inmede sakatlığı önleyen bilinen tek tedavi. Basitçe rtPA adı verilen (Türkiye’de Actylise adı altında bulunuyor) bir pıhtı eritici ilaç toplardamara veriliyor. Ne yazık ki hasta hastaneye geç ulaştığında bu tedavinin uygulanabilme oranı en iyi merkezlerde dahi yüzde 5’i geçmiyor.

ÜÇ TİP İNME VAR
/images/100/0x0/55ea39c7f018fbb8f8727fe4

İnme tipleri üç grup: Beyne giden kan akımının, damarın pıhtıyla tıkanması nedeniyle azalması veya durmasıyla iskemik inme oluyor. Beyin damarlarının yırtılmasıyla beyin kanaması gelişiyor. Buna hemorajik inme deniyor. Bir de beyin dokusu veya beyni çevreleyen zarların içinde kanama görülebiliyor. Buna subaraknoid kanama deniyor. Tüm inmelerin yüzde 80’i iskemik, yüzde 20’si de kanamaya bağlı. İskemik inmeli hastaların yüzde 20’si ilk 30 günde ölüyor. Hemorajik inmelerde ise, ilk 30 gündeki ölüm oranı yüzde 50’lere varıyor. Birinci ay sonunda hayatta kalanların sadece yüzde 10’u, altı ay sonunda yüzde 20’si bağımsız yaşayabiliyor.

İlk kez iskemik inme geçiren bir insanda ikinci inme riski ilk ayda yüzde 5, bir yılda yüzde 12, sonraki beş yıl boyunca yılda yüzde 5. İleri yaş, hipertansiyon, kalp ve şeker hastalığı tekrar riskini artırıyor. En önemlisi tansiyon. Küçük tansiyonu 90 mmHg’nın üstündekilerde tekrarlama riski yüzde 10’un üzerinde, bu değerin altındakilerde oran yüzde 1.5’tan düşük.

SAAT SAAT TEDAVİ

İnme kuşkusuyla hastaneye getirilen hasta için ilk yapılacak şey, sorunun pıhtıdan mı kanamadan mı kaynaklandığını ortaya koymak. Kanamalı hastaya pıhtılaşmayı artırarak kanamanın durmasını sağlayacak tedavi veya ameliyat planlanıyor. Kanama değil pıhtı varsa:

İlk üç saatte toplardamardan vücuda pıhtı eritici ilaç veriliyor. Bu altın tedavi. İlk 4.5 saat ve ilk 6 saatte de bu tedavi deneniyor, yararlı olup olmadığına bakılıyor.

En geç 6 saate kadar: Anjiyo yapar gibi kasıktan ana atardamara girerek tıkalı beyin damarına ulaşılıyor ve tıkanıklığı eritici ilaç veriliyor. Ancak bu daha zor bir yöntem.

Beyin dokusunda fonksiyonunu kaybetmiş ama ölmemiş bölgeler MR ile belirlenebiliyor. Bu bölgelerin tekrar fonksiyon kazanması için toplardamar veya atardamar yoluyla pıhtı çözücü tedavi verilmesi işe yarıyor. Hasta 9-12 saatte uygun merkeze ulaşmışsa ve beyinde canlı doku MR ile belirlenmişse toplardamardan tedavinin yapılıp yapılmayacağına bakılıyor.

ÖZEL MERKEZLER DAHA BAŞARILI

ABD’de inmeli hastaların ancak yüzde 2’si tedavi alabiliyor. Bu oranın Türkiye’de ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Ancak klinik deneyimler inme hastalarına özel merkezlerin başarısının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de özel inme merkezi çok az. Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları Çalışma Grubu, inmenin akut tedavisi için hekimlerin eğitilmesi ve organizasyonların kurulması yönünde çalışmalar yapıyor.

ANİDEN ÇIKAN BELİRTİLERE DİKKAT

Yüz, kol veya bacakların yarısında uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük

Ani başlayan, nedeni bilinmeyen, şiddetli baş ağrısı

Bilinç bulanıklığı veya bilinç kaybı

Bir ya da iki gözde ani görme kaybı ya da görme azlığı

Konuşma bozukluğu veya konuşamama

Baş dönmesi, dengesizlik

TÜRKİYE’NİN İNME HARİTASI

Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu’nun Türkiye’de 7 bölgede ve 22 ilde 54 ila 85 yaşlarındaki 6 bin 790 yüksek tansiyon hastasıyla yaptığı bir araştırmaya göre:

Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayanların yüzde 19’unun önümüzdeki 10 yılda felç geçirme riski var. Bu oran diğer bölgelerde yüzde 17.

Yüksek tansiyon hastalarda 10 yıllık inme riski ortalaması yüzde 17. Bu oran kadınlarda yüzde 15, erkeklerde yüzde 21.

Risk oranları incelendiğinde yüksek tansiyonlu erkeklerin 10 yıl içinde inme geçirme riski, yüksek tansiyonu olan kadınlara göre 5.5 kat fazla.

Risk yaşla artıyor. 54-64 yaş grubuna göre 65-74 yaş grubunun 8.7 kat fazla inme riski var.

Şeker hastalığı olan tansiyonu yüksek hastalar, şeker hastalığı olmayan hastalara göre 4.8 kat, obezler normal kilolulara göre 1,2 kat, koroner kalp hastalığı olanlar olmayanlara göre 5.3 kat, kalbin sol karıncığında kalınlaşma olanlar kalınlaşma olmayanlara göre 14.2 kat, sigara içenler içmeyenlere göre 5 kat daha fazla inme riski altında.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!