Sema DENKER
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2004 22:18
Esra Eron. Fransız Koleji mezunu, Bilkent Üniversitesi öğrencisi. Bütün bunların yanında Türkiye ve Avrupa üçüncü güzeli. İki yıldır da mankenlik yapıyor. Ancak o, işinden daha çok yaşadığı aşklarıyla gündeme geldi. İnter’de top koşturan Okan Buruk, ardından da Fenerbahçeli Serhat Akın’la yaşadığı aşklardan dolayı adı, ‘Futbolcu avcısı’na çıkan Eron, Kelebek’e içini döktü.
DEĞERİMİ BİLMİYORUM
İki yıl önce Türkiye ve Avrapa 3’üncü güzeli ve Avrupa’nın en zarif kızı seçildim. Ancak hiçbir zaman kendimi Avrupa’nın en güzel kızı olarak görmedim. Çünkü değerimin farkında değilim. Farkında olsaydım böyle mi olurdu? Arkadaşlarım bana, ‘Kendimi seviyorum, ben Esra’yım, Avrupa güzeliyim’ dememi tavsiye ediyorlar. Keşke kendimin farkında olabilsem.
DİBE VURDUM
Birilerinin omuzuna basarak çıkmak gibi hırsım olmadı. Star olmayı istemek başka bir şey. Ben star olmak yerine iyi bir aile kurmayı tercih ediyorum. Tabii ki hatalar yaptım. Özellikle 2003 yılının son aylarında tamamen dibe vurdum. Ama her gece bu hataları yapmama izin verdiği için Allah’a teşekkür ettim. Çünkü hatalarım sayesinde kimlerin dostum olduğunu, kimlerle görüşmemem gerektiğini öğrendim.
SAĞLIĞIM BOZULDU
Mankenliğe başladıktan sonra ruh sağlığım bozuldu. Depresyona girdim. 1,5 ay evden dışarı çıkmadım, oturduğum koltuktan kalkmadım. Giyinmek dahi istemiyordum. Bütün gün televizyon karşısında sürekli yiyordum. İşte o dönemlerde 8 kilo aldım. Aslında güzel günlerdi. Yani insanların zaman zaman böyle şeyler yaşaması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu gibi durumlarda elindekilerin kıymetini anlıyorsun. Tabii ki 1 yıl süren depresyon dönemi tehlikelidir. Ben bundan söz etmiyorum.
KALİTEM BOZULDU
Ben bu mesleğe girmeden önce daha kaliteli, daha güzel ortamlarda şık arkadaşlıklarım vardı. Şimdi daha kötü bir ortamın içindeyim. Yani sınıf falan atlamadım. Tam tersi geriledim. İnanın okuldaki ortamım çok daha güzeldi. Bu meslek dışarıdan güzel görünebilir ama insan sağlığı için çok zararlı. Normal hayatta olsan bir hata yaptığın zaman 3-5 kişiye hesap vermek zorundasın. Ama şimdi, yüzlerce insana hesap veriyorsun.
SERGEN’LE BİRLİKTE OLMADIM
Hep daldan dala konan bir Esra Eron portresi çizildi. Kimse benim özelimde neler yaşadığımı anlamak istemedi. Yanımdaki erkek arkadaşım bile sevgilim oldu. Buna alıştım. Ama iftiraya alışamadım. Sergen’le bile beni yazdılar. Oysa Sergen’le ortak arkadaşlarımla grup halinde yemeğe çıkmıştım. Belki o grupta yer alan başka birisinden hoşlanıyordum. Neden böyle düşünülmedi? Nitekim de öyleydi. Ama Sergen’i yakıştırdılar. Çünkü o da ünlü, ben de. Ayrıca ilişkisini de saklayan biri değilim. Okan Buruk’la da elele çıktım, Mustafa Sirmen’le de, Serhat Akın’la da... Saklamak istesem, saklardım. Yoksa Arto’ya gidip en ön masaya oturmazdım.
MUSTAFA’YA AŞIK OLMADIM
Mustafa Sirmen çok iyi bir insandı. Beni hiçbir zaman üzmedi. Ama benim şöyle bir durumum var. Çok fazla aşık olmazsam bir ilişkiyi götüremiyorum. Yani o ilişkiye karşı, o kişiye karşı çok yoğun olmam gerek. Mustafa ile çok iyi anlaşıyorduk, çok iyi arkadaş olmuştuk ama bir şeyler eksikti. Bu yüzden ayrıldık.
BENİM YÜZÜMDEN FORMDAN DÜŞMEDİ
Biz gerçekten birbirimizi çok sevdik. Çok fazla sevince de ilişkimizi yıpratmaya başladık. Tabii bu ayrılıkta kulübün de etkisi oldu. Ama sürekli olarak, ‘Esra yüzünden formdan düştü, Esra yüzünden oynayamıyor’ denildi. Eğer benim erkek arkadaşım futbolcuysa, gol attığı zaman mutlu olurum. Niye onun sakatlanmasını, formdan düşmesini isteyeyim. İnsan sevgilisinin yaptığı işten onur, gurur duyar. Serhat kötü bir dönem geçiriyordu, kulübüyle problemi vardı. O dönemde çıkmaya başlayınca bütün sorunları bana maloldu. Ayrıca Serhat’ın benim yerime mesleğini ya da kariyerini tercih ettiğine inanmıyorum. O bana çok sahip çıktı. Böyle olmasaydı zor bir ayrılık dönemi geçirmezdik.
ZOR ADAMLARI SEVİYORUM
İlk erkek arkadaşım İnter’de oynayan Okan Buruk. Onunla tanıştığımızda ne mankenlik yapıyordum ne de Türkiye güzeliydim. Yine ortak arkadaşlarımız sayesinde Çeşme’de tanıştık. İki yıl büyük aşk yaşadık. Dediğim gibi futbolcular zor adamlar. Ve ben sanırım zor adamları seviyorum. Ama bir daha futbolcu sevgili mi, Allah korusun. Şimdi Serhat çok mu formda? Sakatlığı nedeniyle 3 aydır oynamıyor. Esra da yok, kim suçlu?
YÜKSEL’İN AKLINI ÇELMEDİM
Yüksel’le (Ak) çok iyi arkadaşız. Bir gün bana gelip ayrılmak istediğini söyledi ve nedenlerini. Onu bu kararından ne vazgeçirmeye çalıştım ne de destek oldum. Sadece dinledim. Hiçbir zaman, ‘Ayrıl, sen daha iyisine layıksın’ demedim. Yüksel çok aklı başında bir insan. İnsanların hayatlarını ben nasıl yönlendirebilirim ki. Böyle bir gücüm olsa gider tarikat kurarım. Sonra Şenol da, ‘Yüksel’in aklını çeliyor’ dedi. Bu açıklama onun yetişme tarzından ve cahilliğinden kaynaklanan bir açıklamaydı. Çok yazık...
ŞENOL UTANSIN
Bir gün Şenol’u aradım. ‘Neden gazetecilere benim hakkımda bu tür açıklamalarda bulunuyorsun’ dedim. Böyle bir şey söylemediğini, gazetecilerin yanlış yazdıklarını söyledi... Sonra da, ‘Sen sakın yanlış anlama’ dedi. Yüzüme bunları söyleyip arkamdan farklı şekilde konuşmak pek erkekliğe sığacak bir şey değil... Niye yüzüme konuşmadı? Onu yiyecek miydim? Tam tersi erkek olan o. O beni yer... Çık karşıma, ‘Kardeşim sen ne biçim kadınsın, karımın aklını çeliyorsun’ diye konuş. İki tane viski içip gazetecilere hakkımda atıp tutmak kolay da benimle konuşmak mı zor.
SERHAT’A SİPER OLDUM
Mustafa’dan ayrıldıktan üç ay sonra Fenerbahçeli Serhat Akın’la çıkmaya başladım. Tanışmamız ise şöyle oldu: Onunla ortak bir arkadaşımız vardı. Bir gece restoranda karşılaştık. Daha sonra arkadaşıma benden hoşlandığını söylemiş. Önce telefonlaştık sonra da çıkmaya başladık. Bir süre sonra o benden etkilendi, ben de ondan. Yoksa tribüne ya da antrenmanlara gideyim de futbolcu arayayım diyen bir insan değilim. Aklı olan zaten futbolcuyla çıkmaz. Çünkü çok zor. Bir kulübün bütün başarısızlığına, Serhat’ın yaşadığı sorunlara hep ben siper oldum. Olumsuz her şeyin nedeni ben oldum. Bu çok acı veren bir şey.