Fazlalıkları yok edin kendinize boş alan açın

Güncelleme Tarihi:

Fazlalıkları yok edin kendinize boş alan açın
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2007 00:00

Anna Efverlund (57), 27 yıldır IKEA için tasarımlar yapıyor. İsveç’te 8 bin nüfuslu Almhult’ta yaşayan tasarımcı, IKEA’nın 2008 yılı kataloğunun tanıtımı ve Design Week için İstanbul’daydı. Yoğun programından ötürü İstanbul’u gezmeye henüz fırsat bulamadığını söyleyen Anna, Design Week’te yapacağı sunumda IKEA için tasarım yapmaktan ve tasarımda başarının sırlarından bahsetti. Şu ana kadar IKEA’da satılan iki binin üzerinde tasarımı var.

İlk tasarladığı ürün, çocuklar için rengarenk elbise askıları. Hálá satıştalar. Tasarladığı en popüler ürün ise iki yanından kollar çıkan, kırmızı kalp şeklinde Famnig Hjörta adındaki yastıklar. Dünyanın her yerinde dekorasyon ve tasarım konularında ihtiyaçların aşağı yukarı aynı olduğunu belirtiyor Anna: "Benim İsveç’teki evim, ıvır-zıvırla dolu. Bu yüzden tasarım yaparken nasıl her şeyi derli toplu gösteririm diye düşünürüm. Zaten dekorasyon için söyleyebileceğim en önemli şey şu olur: İhtiyacınız olmayan şeyleri yok edin, saklayın. Kendinize boş alan açın". IKEA için tasarım yapmanın asla sıkıcı olmadığını söyleyen Anna, "İnsanları mutlu ve tatmin edecek şeyler tasarlıyorum. Beni tamamen serbest bıraksanız ne tasarlayacağımı bilemem" diyor.

HİNTLİ KADINLARDAN SONRA SIRA TAYLAND’IN HAŞHAŞ TARLALARINDA

Anna’nın sadece tasarımları değil, yürüttüğü sosyal projeler de çok renkli. "Artık yaptığım işlerde zor durumdaki insanlara yardım etmek istiyorum. Hindistan’da çocuklar işgücünde çok fazla kullanılıyor. Bu çocuklara yardım edebilmek için beş yıl önce Kuzeydoğu Hindistan’ın bir köyünde bir proje başlattık. Kadınlara tarla dışında para kazanacakları bir iş alanı yarattık. Projede çalışmak isteyen kadınlara çocuğunu okula gönderme şartı koştuk. Yerel motifleri kullanarak tasarladığımız yastıkları kadınlar dikip, para kazandılar. Aile ekonomisine katkı sununca çocukların çalışmasına da gerek kalmadı. Bu yastıklar hálá satılıyor ve üretime devam ediyoruz. Harika bir proje oldu. Hele oradaki kadınlardan birinin yeni aldığı elbisesini bana gösterip, bu hayatımda kendime aldığım ilk şey, ne güzel renkleri var, değil mi, demesini hala unutamam" diyor. Bu son cümleyi söylerken gözleri doluyor. Şimdi Kasım’da başlayacakları yeni projede Tayland’ın kuzeyindeki haşhaş tarlalarını temizleyecekler. Oradaki el işi tekniklerini keşfedip, insanların haşhaş yerine, IKEA’da satılacak bu el işlerinden para kazanmasını sağlayacaklar.

İsveç’te gittiğiniz evi gezmek adettir eğer bunu yapmazsanız ev sahibi alınır

27 yıldır IKEA’dasınız. Hiç başka yerde çalışmayı düşünmediniz mi?

- IKEA’da farklı alanlarda tasarım yapabiliyorum. Böylece işim hiç sıkıcı olmuyor. Bir de bu işin felsefesini, yani günlük hayatı iyileştiren şeyler üretmeyi seviyorum. Yaptığım şeyler modern sanatlar müzesine konulmak için değil, insanların kullanması için, mutlu olmaları için. Bu da zaten benim amacım.

Bu kadar yıl içinde tasarımda ne değişti?

- Bilgisayarın gelmesi tasarımda bir devrimdir. 80’lerde tasarımda düz kenarlar ve yuvarlanmış köşeler olurdu. Sadece bu yuvarlağın eğriliği ile oynayabilirdin. Ama 90’larda artık bilgisayarla istediğin şekli çizebiliyorsun. Hiçbir şekle bağlı değilsin. Yani yaratıcılığını kullanmak için daha çok alan var. Eskiden teknik, sınırları belirlerken şimdi yaratıcılık belirliyor. Ayrıca eskiden çizimlerimizi elle yapıp, sulu boya ile boyuyorduk. Sonuçta elimize gelen ürün de planladığımızın tam aynısı olmuyordu. Şimdi bütün bunları bilgisayarda tekrar tekrar yapıp, tam istediğim şekli ve rengi buluyorum. Üretimden sonra da istediğim şeyin tıpatıp aynısı çıkıyor. Ne eksik, ne fazla.

ÇOCUKLAR İÇİN TASARIM RENKLİ, EĞLENCELİ

Çocuklar için yaptığınız çok tasarım var. En sevdiğiniz alan bu mu?

- Çocuklar için bir şeyler yapmayı çok seviyorum. Hem renkli şeyler tasarlıyorsun, hem de çocuklar için olunca kendini çok ciddiye alan insanlarla çalışmıyorsun. Bir de hamileyken fark ettim ki, IKEA’da çocuklar için pek bir ürün yok. Olan şeyler de hoşuma gitmiyordu. Bu yüzden "Çocuklar için bir şey yapmalıyız" dedim. Ama bunlar tasarlanıp, üretilene kadar benim çocuğum ürünleri kullanabilecek yaşı geçti. Yani ben boşluğu fark edip, tasarım yapıyordum ama o ürün rafa çıktığı zaman oğlum için iki sene geç oluyordu.

IKEA için tasarım yapmanın farkı ne?

- Birincisi dünyanın her yerinde kullanabilir olmalı. Kompakt paketlere sığabilecek şekilde tasarlamak da zorlu bir iş. Ayrıca güvenlik ve sağlık konusundaki kanunları gözden kaçıramazsınız. Ucuz maliyeti yakalamalısın. Bir de üretimin nerede olacağını her zaman bilemem. Dünyanın herhangi bir yerinde olabilir. Oranın şartlarını da göz önüne almalıyım. Mesela Müslüman ülkelerde üretilecek, satılacak bir şeyde domuz ürünü kulllanamazsın. Ufak firmalarda böyle şeylere dikkat etmene gerek yok.

Farklı ülkelerden insanlar için tasarım yapmak zor mu?

- Dünyanın her yerinde sorunlar aynı. "Çok eşya, ıvır-zıvır var. Nereye koyacağım bunları!" Evin içinde alan açmak lazım. Mesela İsveç’te birinin evine giderseniz, beş dakika sonra mutlaka evin her tarafını gezmeniz lazım. "Etrafı bir gezebilir miyim?" diye sormazsanız, karşıdaki alınır. Biri evimizi gezmek isteyince memnun oluruz ve evin her tarafını gösteririz; banyo, tuvalet, yatak odaları, dolap içleri. Bence zaten başarının arkasındaki sır bu. Çünkü her zaman evin açık ve beğenilsin istiyorsun. Bir de İsveç’te dışarıda yemek, restorana gitmek çok pahalı. O yüzden devamlı ev davetleri veririz. Mesela benim yaşadığım Almhult’ta 8 bin kişi yaşıyor ve bunların yarısı IKEA’da çalışıyor. O yüzden devamlı ev partileri yaparız. Evin bu partilere hep hazır olmak zorunda.

KENDİ EVİ İÇİN YAPTI

Salonda çok sevdiğim bir televizyon sehpam var. Beş katlı. Katlar daire şeklinde ve aşağı doğru alanları büyüyor. Bir nevi piramit. Ortalarından bir boru geçiyor ve katların dönebilmelerini sağlıyor. En üst kata televizyon koyuyorum. Dilediğim tarafa çevirip izleyebiliyorum. İkinci katta DVD çalar, Alt katlarda da filmler var. Bu sehpanın malzemesini konteynerde buldum. Eve gelip böyle bir şeye çevirdim.

Evde üst kata çıkan merdivenlerin her basamağının arkasına birer kanca taktım. Basamağın boyuna göre çanta, şapka, şemsiye, manto, ne varsa buraya asıyorum. Çok hoş görünüyor.

Banyoda bir dolabım var. Aslında ayakkabılıktı. Üç katlı ufak bir şey. Ben onun katlarını sırasıyla saç ürünleri, vücut kremleri ve ayak bakımında kullandığım eşyalar için kullanıyorum. Böyle çok daha düzenli görünüyor banyom.

BAŞARILI TASARIMIN SIRLARI

Fonksiyonel, rahat kullanılabilecek bir şey olmalı.

Göze hitap etmeli, güzel görünmeli.

İnsanlar tarafından satın alınabilmeli, yani makul bir maliyeti olmalı.

Tasarım yapmak isteyenler bu işin üretim boyutunu asla göz ardı etmemeli. Hayal dünyasının sınırı yok. Yukarılarda gezerken her şeyi yapabilirsiniz, ama bu şeyler üretilemezse hiç bir değeri yok. O yüzden tasarlarken dünyaya dönün, ayaklarınız yere bassın. Ve endüstriyel üretime uygun bir şeyler tasarlayın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!