Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz Salı gecesi Burgazada`da dostlarımla yemek yerken, gece çok geç vakit, yanımıza tanımadığım bir kari koca geldi, oturdu.
Yaklaşık 30 masası olan restoranda, sadece 2 masada müşteri kalmıştı, gece 02.00 civarıydı.
Bu çift, gelip tam yanıma oturdular, benim bitişik masama, tam yanımdaki sandalyeye ve sağ çaprazıma.
Bu davetsiz misafirlerin kim olduğunu bilmediğim için, restoran sahibi geldi, NTV program yapimcisi Nedim beyi ve esi (Alman Yeşiller Partisi üyesi) hanimi tanıttı.
'Buyurun oturun' dedim. hatta ilk olarak kadını Yeşillerin Baden Wuttemberg eyaletindeki başarısından dolayı kutladım, "Almanya`da eskiden yeşiller , Sosyal Demokratların küçük kardeşiydi, simdi Sosyal Demokratlar , Yeşillerin küçük kardeşi diye espriler yapılıyor, seviniyorsunuzdur" diye iltifatta bulundum.
Ama bu kari kocanın yanıma oturmaktaki amaçları ve dertleri başkaydı, bir kaç saniye sonra, NTV Programcısı tatsız bir dille, beni, görüşlerimi, babamı eleştirmeye başladı. Cümleleri provakatif ve tahrik ediciydi. Amacı küçük düşürmek ve sinirlendirmekti...
Bunun üzerine masamdan kalkmalarını ve gidip bos bir masaya oturmalarını söyledim.
(Restoranda en az 20 bos masa vardı)
Kalkmadılar, adam provoke ederek konuşmaya devam etmekteydi.
Bunun üzerine çok sinirlendim ve adama yüksek sesle gitmelerini, "s...r git" diyerek tekrar ettim.
Yine kalkmadılar.'
----
Bu Alman kadın, Yeşiller Partisi üyesi, Almanya`da olsa, herhangi bir dünya sanatçısının yanına oturup sırf onu kızdıracak şeyler diyebilir mi sizce? Niye? Sebep?
----
Sonra, tedirgin olan restoran sahibi yanımıza geldi.
Arada sırada, CHP vs lafları etti adam. Yanımda oturan Güvenç Dağüstün, hapisteki Soner Yalçın`in ikimizin de dostu olduğunu söyledi o arada... Adam tuhaf bir reaksiyonda bulundu:
Sonrasında bu tahrik karsısında sinirlenip onları kovdum:
Ciftin kalkmamasına sinirlendiğim için, elimdeki viski bardağını adama boca ettim.
Kalktılar... Gidiyorlardı.
Kadın, biraz ileride restoran sahibiyle tartışıyordu.
Yanına gittim, ve ona Türkiye’yi hiç anlamadığını söyleyecektim.
(Kendisi benim ona vurmaya geldiğimi iddia ediyor, bu yalandır, ben kimseye hayatımda vurmadım, vuramam da zaten, çünkü ayni ellerle ertesi günü konser verecek olan yine benim, salt mesleki acıdan yumruğumu kaldıramam, bu mümkün değildir, hayatımda yumruğumu kullanmadım kullanamam, amacım asla vurmak değildi, olamazdı, bu kadın yalan soyluyor, ne bir kadına, ne de bir erkeğe hiç bir zaman vurmadım, sadece ona, Türkiye’yi anlamadıklarını söylemeye gittim yanına, kimi zaman bazı dediklerimizden ötürü tehditler bile aldığımızı dedim ve yerime dondum, daha fazlası, tahmindir ve iftiradır.)Onlar gittikten sonra da sinirlenip bir pet şişesini ileride yere attım. (Onlara değil, onlar gitmişlerdi )Daha fazlası tahmindir ve iftiradır olayın 20/30 şahidi vardır, o gün o gece orada eller kalkmadı...
Bu olaydan hemen sonra da, olayın şahitlerinden özür diledim, diğer masaya davetlim olmalarını teklif ettim, olay hemen duyulduğu ve internete yansıdığı için, twitter ve facebook profillerimde, olayı anlattım, insanlardan da özür diledim. Alman kadın, kendisinden özür dilemediğimi söylemiş, hayır, ondan özür dilemeyeceğim, çünkü bu olayda suçlu onlardır. Normal olmayan bir şeyi yapan onlardır.
Yeşiller Partisi üyesi kadın, gece 02.00 de Burgazada`da oturan sanatçılarla değil, Samsun`da Atom Santrali kuracak olan hükümet ile dertli olmalıdır.
Gerçek budur.
sevgi ve saygilarimla