Güncelleme Tarihi:
Mekan: Cihangir Kaktüs
Adı Fazıl Say'la aÅŸk dedikodularına karışan eski manken Korel Kubilay, ünlü piyanistin "Onu tanımam bile" açıklamasına çok ÅŸaşırdığını söyledi. Â
Yaklaşık bir ay önce, ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla tanıştık. Çok bir şey yaşanmadı. Ama tabii ki aramızda bir elektriklenme oldu. Ama bu hemen bir ilişkiye dönüşmedi. Zaten kendisinin bir kız arkadaşı varmış. Ama ben bilmiyordum. Çünkü sohbetlerimiz sırasında kendisi bir kız arkadaşı olduğundan söz etmedi. Ayrıca beni de
Sizi biraz daha yakından tanıyalım, Korel Kubilay kimdir?
- Ben 1971-İzmir doğumluyum. Hırdavat işiyle uğraşan bir baba ile ilkokul öğretmeni bir annenin tek çocuğuyum. Kıbrıs’ta işletme okurken, okulun defilelerinde podyuma çıkmaya başladım. Çok keyifle yapıyordum. Derken arkadaşlarımın da ısrarıyla İzmir’e gelip Fuar Güzellik Yarışması’na girdim. İlk 20’ye kaldım. Orada Gaye Sökmen’le tanıştım. Benimle sözleşme imzaladı. Ama okulum olduğu için Kıbrıs’a dönmek zorunda kaldım. Üniversite bittikten sonra Gaye abla ile çalışmaya devam ettim. Ama tanınmam Star TV’de düzenlenen güzellik yarışmasındaki bir şovla oldu. O şovdan sonra çalışmadığım, kapak olmadığım dergi kalmadı. Çok başarılı işler yaptım ama hiçbir zaman şöhretli olmadım. Olmak da istemedim. Beni sadece firmalar, dergiler tanıdı o kadar. Ayrıca medyanın da tercih ettiği bir tip değildim. Marjinaldim, bu yüzden benimle pek ilgilenmezlerdi.
Marjinallik dediniz de aklıma geldi, mankenlik yaptığınız yıllarda sizin cinsel tercihinizle ilgili bir takım iddialar ortaya atılmıştı. Sizin için ’lezbiyen’ diyorlardı.
- Ben bunu hiç duymadım. Ama olabilir, söylemiÅŸlerdir. Bizler, kendi kendimize yeten kadınlarız. Ben dediÄŸim gibi hiçbir zaman diÅŸi bir kadın gibi ortalıkta dolaÅŸmadım. Makyajsız dolaşıp, jean ve lastik ayakkabıyla gezerdim. Elime fırça alıp, boya yapar, arkadaÅŸlarımla tavla oynardım. Bundan dolayı da öyle dedikodular çıkmış olabilir. Ama lezbiyen deÄŸilim, saÄŸlıklı bir kadınım.  Â
Yedi yıl önce mankenliği bıraktınız... Neden?
- 2000 yılında kriz çıktı ve işler duruldu. Durulunca mankenliği bırakmak zorunda kaldım. Zaten bu arada da evlendim.
- İki yıl önce... Ama eşim Gürsel’le 10 yıldır birlikteydik.
Nasıl tanışmıştınız?
- Bir arkadaş ortamında tanıştık. Gürsel benden 11 yaş büyüktür. İlk flört etmeye başladığımızda ona aşık değildim, sonradan aşık oldum. Onu çok sevdim. Fakat bu ilişki ailemin onayladığı bir ilişki değildi. Onlar onaylamadıkça ben Gürsel’e daha çok bağlandım. O kadar çok bağlandım ki, işimi bıraktım, aileme karşı geldim. Zaten ailemden habersiz evlendim. Oysa evliliğe çok karşı birisiydim. Ama iyi ki evlenmişim, eğer evlenmeseydim bu adamdan asla ayrılamayacaktım.
Sıkıntılı bir ilişkiydi anlaşılan. Ne iş yapıyordu beyefendi?
- Şantiye şefiydi, ama düzenli bir işi yoktu. İki ay çalışır, bir yıl çalışmazdı. Çalışmayı pek sevmezdi, çünkü nasıl olsa evde çalışan bir kadın vardı. Ben evlendiğim gün bile çalışmıştım. Hep çalıştım, o oturdu.
İlişkiniz hep böyle mi devam etti?
- Evet, çalışan hep bendim. Ama bir gün işi bıraktım. Ben işsiz, o işsiz. Aylarca sağdan, soldan borç alarak yaşadık. Çok tatsız bir durumdu. Hayatımın en kötü dönemiydi. Düştüğümüz bu durum, beni her şeyden soğuttu. Eşimden de. Sonra da aldatıldığımı öğrendim. Öğrenince çok tatsız şeyler yaşadık.
Neler yaşadınız?
Anladım. İkinci kez şiddete maruz kalınca devreye polis girdi.
- Evet. Üstüme sandalye fırlatınca polise sığındım. Polis elimdeki tedbir kararını görünce eve girdi ve onu apar topar dışarı çıkardı. Çok acıydı... Polis nezaretinde evdeki eşyalarını toplayıp, o gece evden ayrıldı. Gidiş, o gidiş. Şimdi benim, hayvanlarımın ve evimin 200 metre yakınına yaşlaşması yasak. Başıma bir şey gelirse, o sorumlu tutulacak.
Ne zaman boşanma davası açtınız?
- Eylül ayında açtım. Yaşadığım o son şiddetten hemen sonra.
Kendisi boşanmayı kabul etti mi?
- Hayır. Polis zoruyla çıkmasa evimden de gitmiyordu. "Bu ev benim" diyordu. Hatta beni kendi evimden kovuyordu. Çünkü alınterimle aldığım o evde, hakkının olduğunu iddia ediyordu.
Åžimdi ne istiyor sizden?
Umarım bu durum güzel bir şekilde sonuçlanır?
- Çok yakında dördüncü celsem var. İnşallah güzel bir şekilde sonuçlanır. Çünkü bu kez benim şahitlerim dinlenecek. Geçen celsede de bir şahidim vardı, ama beni arkadan vurdu. Aleyhime konuştu.
Öyle mi, kim bu kişi?
- Manevi oÄŸlum...
Manevi oÄŸlunuz mu?
- Evet. Zor durumda olan bir aileyi alıp, benim oturduğum apartmanın kapıcı dairesine yerleştirmiştim. Onların da bir oğlu vardı. Şimdi 22 yaşında ama ben onun yani Cihan’ın çocukluğunu bilirim. Çok hastalıklar atlatmıştır. Ben her seferinde ona yardımcı olmuşumdur. Yedirmişimdir, giydirmişimdir, evimde bakmışımdır, okul masraflarını üstlenmişimdir. Burada söylenmez ama babası yoktu, ona hem babalık hem annelik yapmıştım. Ama o, dediğim gibi beni arkamdan vurdu işte.
Sizin şahidinizken, aleyhinize şahitlik yaptı.
- Evet. Benim eşim genç kızlara çok düşkündü. Meğer ona kızları Cihan bulup, ben yokken eve getiriyormuş.
Peki, mahkemede sizin için ne söyledi?Â
- Gürsel, "Eşimi manevi oğlumuz Cihan’la evde uygunsuz bir şekilde bastım" diye beyanda bulunmuş. O gün benim şahidim olan Cihan da çıkıp, "Biz Korel’le aynı evde birlikte yaşıyoruz" deyince buz kestim. Şok geçirdim. Ona evladım gibi bakmıştım. İnanamadım. Çok ağır bir darbe yedim. Bütün bu yaşadıklarım bir oyun. Onlar da bu oyundaki görevlerini tamamlayıp, her şeyi bana gösterdiler. Aklım başıma geldi, akıllandım. Buradan onlara çok teşekkür ediyorum. Gözüm açıldı artık.
Sıkıntılı döneminizde Fazıl Say’la tanıştınız...
- Evet. Yaklaşık bir ay önce, ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla tanıştık. Ben küçüklüğümden beri klasik müziği çok severim. Bu yüzden piyano dersleri almıştım. Hatta konservatuvarı bile kazanmıştım, ama gitmedim. Fazıl Say da benim hayranlık duyduğum bir müzisyendi. Kendisiyle tanışınca çok mutlu oldum. Dört ya da beş kez görüştük. Çok keyifli sohbetler yaptık.
Aranızda neler geçti?
- Çok bir şey yaşanmadı. Ama tabii ki aramızda bir elektriklenme oldu. Ama bu hemen bir ilişkiye dönüşmedi. Zaten kendisinin bir kız arkadaşı varmış.
Siz bilmiyor muydunuz bir kız arkadaşı olduğunu?
- Hayır bilmiyordum. Çünkü sohbetlerimiz sırasında kendisi bir kız arkadaşı olduğundan söz etmedi. Ayrıca beni de ilgilendiren bir şey değil. Ben hayatım boyunca kimseye yalan söylemedim. Hep dürüst oldum. Bundan sonra da kimsenin bana yalan söylemesine müsaade etmeyeceğim. Artık kimsenin böyle bir lüksü olmayacak.
Aşık olmam çok zor
Arkadaşım Selim Akar beni hayata yeniden bağladı. Onun sayesinde bana cesaret geldi ve mesleğime geri dönmeye karar verdim. Şimdi Suwen firmasının bugün , 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için düzenlediği "Şiddete hayır"
Fazıl, tanımadığını söyleyince çok şaşırdım
Fazıl Bey sizi tanımadığını söyleyince şaşırdınız mı?
- Şoke oldum. Ama sanırım kendisi size beni tanıdığından söz etmiş.
Evet, sizi tanıdığını söyledi...
Röportaj: Sema DENKER Fotoğraflar: Güneş KAZDAL |
Mesajlaşıyor muydunuz?
- Herkesle mesajlaşılır. O benim boşanma dönemimde olduğunu biliyordu ve bana bir takım rahatlatıcı şeyler söylüyordu. Kendisinin de bu evrelerden geçtiğinden, her şeyin düzeleceğinden falan söz ediyordu.