Fatma Şahin’in Antep’i

Güncelleme Tarihi:

Fatma Şahin’in Antep’i
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2014 03:58

Bazı kentler vardır, kendine çağırır… Kendinizi orada mutlu, huzurlu, evindeymiş gibi hissedersiniz. İşte, Gaziantep onlardan biri. Hep gitmek, görmek istediğim, tadına doyamadığım bereket şehri.

Haberin Devamı

Sonsuz bir zenginlik. Tarihi, kültürü, insanı, sokakları, sofraları, sohbetleri… Her biri farklı hikâye... Geçenlerde yolum yine düştü. Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, çiçeği burnunda Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’nin Antep’ini dinledim.

TAHMİS KAHVESİ
Doğup büyüdüğüm mahallede menengiç
kahvesi pişirilirken sevgi katılır

Fatma Şahin’in Antep’i
Biliyorsunuz tempom yoğun… Ama fırsat buldukça Arasa Meydanı’ndaki Tahmis Kahve’sine geliyorum. Mis kokulu menengiç kahvemi yudumlarken hayata küçük bir mola veriyorum. Tahmis Kahvesi 350 yıllık dev bir çınar. Doğup büyüdüğüm mahalledeki büyüklerin, hemşehrilerimin buluşma noktası, sohbet köşesi… Ama son yıllarda sadece mahallelinin değil Gaziantep’e gelen herkesin ilgisini çekiyor. Memleketime gelen herkes mutlaka burada bir fincan menengiç kahvesi içmek istiyor. Çünkü burada kahve çok farklı, çok özgün pişiriliyor. Sadece ‘kahve’ deyip geçmemeli aslında; içinde sevgi, sohbet, sıcaklık, samimiyet, Antep insanının doğallığı var… Tabi bir de müzik… Sizi yormayan, sohbetinizi bölmeyen tatlı ezgiler. Kahvenin yanında ikram edilen çeşit çeşit çerezler de ağzınızı tatlandırıyor, damağınızı şenlendiriyor.

YEMENİ
Çok rahattır, tavsiye ederim

Haberin Devamı

Antep yemenisi başa bağladığımız yemeni değil; Antep’in geleneksel ayakkabısı… Artık eskisi kadar kullanılmıyor hatta tarzları, biçimleri bilmeyenlere garip bile gelebilir. Ama bu renk renk yemenileri, bu geleneği, binlerce yıllık kültürü ben çok seviyorum. Üstelik çok da rahatlar. Sayıları azalan yemenicilere yolum düştükçe hep uğruyorum. Yemenilere bakıyorum, geçmişi düşlüyorum, ustalarla sohbet ediyorum. Yemeni seven bir dostum var… Ona ve misafirlerime yemeni alıyorum. Bir şekilde bu kültürü yaşatmaya ve dostlarımla buluşturmaya çalışıyorum… Gaziantep’e gelenlere de tavsiye ediyorum, yemeniler gerçekten çok güzel bir hediyelik, güzel bir Antep hatırası…

Haberin Devamı

BAHARATÇILAR ÇARŞISI
Kuruluklar soframızın
rengi, neşesi, bereketi

Şehrim hem lezzetli hem de bereketli… Kebabı, baklavası, fıstığı, kazan yemekleri dillere destan. ‘Mutfağınızın olmazsa olmazı nedir’ derseniz hiç düşünmeden ‘kurutulmuş sebzeler’ derim. Biz bunlara ‘kuruluklar’ deriz. Ben de çocukken annemle birlikte patlıcan, biber, bamyaları ipe dizip, asardım. Kuruluklar sofralarımızın rengi, neşesi, lezzeti, bereketidir… Mevsimine göre renk renk sebzeler doğal yollarla kurutulur. Antepli kadınlarımızın eli değince daha da bir lezzetli olur.
Ara sıra canım çeker… Soluğu Baharatçılar Çarşısı’nda alırım… Bu çarşının rengine, kokusuna, lezzetine, insanına bayılırım. Renk renk baharatlar, kuruluklar alırım… Ve hemen yemeklerde kullanırım. Antep’e gelip de kurulukları aldığınız zaman nasıl pişireceğim diye düşünmeyin, hemen çevre esnafa sorun… En güzel, en lezzetli yemek tarifini onlar verecektir…

Haberin Devamı

SOHBET
Misafiri, sıcaklığı severiz

Anaçtır şehrim, kucaklayıcıdır… Bu topraklarda herkes dost, kardeş, arkadaştır. Gaziantep sorgu, sual bilmez hemen bağrına basar yeni geleni. Ona kucak açar, lezzetini, bereketini sunar… İnsanımız da öyledir. Biz, misafiri severiz, sohbeti, insanı, sıcaklığı severiz. Bir derdiniz mi var, bir ihtiyacınız mı var çalın Gazianteplinin kapısını… O size sadece kapısını değil, yüreğini de açacaktır. Bir küçük gülüş değil mi; bizi bize bağlayan… Bir selam değil mi; gönlümüze memleketler kuran…
Ben de bir Gaziantepli olarak severim sohbeti… 12 yıllık siyaset yolculuğumda da hep sohbet ettim… Hep dinledim, hep anlattım… İşten, hayattan yorulunca, bunalınca da atarım kendimi memleket sokaklarına, çarşılarına… Büyüklerimle, ağabeylerimle, ablalarımla, kardeşlerimle sohbet ederim. Onların sohbetiyle dinlenir, soluklanırım. Onlar bana derdini anlatır, içini döker, ben de onlara anlatırım… Sevinçlerimizi paylaşırız, derdimizi bölüşürüz.

Haberin Devamı


BAKIR İŞLERİ
İsteyene ders veriyorlar

Çocukluğumu hatırlıyorum… Evimizdeki bakır eşyaları, bakırın dokusunu, kokusunu… Artık evlerimizde eskisi kadar bakır eşya yok. Onları da hatıralar gibi geçmişe kaldırdık. Ama Gaziantep’in meşhur Bakırcılar Çarşısı’nda hâlâ bakırcı ustalarının tatlı tıkırtılarını, kalaycıların cızırtılarını duymanız mümkün.
Bu çarşıda ustalarımız yüzlerce yıllık geleneksel yöntemlerle bakırı işlemeye devam ediyor. Hatta zaman zaman yabancı misafirlerimizden bakırcılık öğrenmeye heves edenler oluyor. Onlara da eğitim veriyorlar.
Bir misafirim geleceği zaman ya da başka bir şehre, ülkeye gitmeden önce mutlaka Bakırcılar Çarşısı’na uğrarım. Bilirim ki en güzel, en orijinal hediyelikler burada. Otantik bakır eşyalar, cezveler, fincanlar… Ve buradan aldığım hediyeler de çok beğenilir.

Haberin Devamı

PEYNİR
İyisi Bakırcılar Çarşısı yakınında

Gaziantep mutfağı deyince akla hemen kebap, baklava gelir. Ama peynir kimsenin aklına gelmez. Oysaki peynirimiz de lezzet ünlümüzdür. Kültür ve lezzet mirasımızdır. Tuzsuzdur, hafiftir, sağlıklıdır, Gazianteplidir… Bir tadan bir daha vazgeçemez. Bizim evin, mutfağın, kahvaltıların olmazsa olmazıdır. Gaziantep’e gelmişken mutlaka Bakırcılar Çarşısı’nın yakınındaki peynircilere uğrayın ve peynirimizi tadın derim. Ben sık sık uğruyorum, eşe, dosta, eve memleket peyniri alıyorum.

http://www.gaziantepsirehanhotel.com.tr/galeri.16.tr.html#prettyPhoto[galery12]/14/

ŞİREHAN
Yüzlerce yıllık tarihi
dokuyu solumak güzel

Gaziantep hanlar şehri. Osmanlı döneminde yapılmış sayısız han var. Bunların büyük bölümünü Büyükşehir Beledisi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restore edildi. Şimdi tarihsel saygınlıklarına uygun kullanılıyorlar. 1885’te yapılan Şirehan otel olarak kullanılıyor. Sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemekleri için buraya gelmeyi seviyoruz. Yüzlerce yıllık tarihi dokuyu hissetmek, solumak güzel…

BAKLAVA
Ayrılmaz ikili

Gaziantep ve baklava ayrılmaz ikili, biri olmadan diğeri eksik kalır… Artık şehrimizde, baklavayı Avrupa Birliği’ne kabul ettirmiş üretici bir neslimiz var. Eskiden Gaziantepli kız çocukları, annelerinden baklava açmayı öğrenirlerdi. Ben de bu nesildenim. Gerçi artık evimde baklava açmıyorum ama nefsimi köreltmek için ara sıra imalathanelerdeki ustalara yardım ediyorum. Hamur açıyorum, fıstık yayıyorum… Antep mutfağına dair ne varsa şiresinden kuruluklarına, Analı Kızlısından kebabına, baklavasından, katmerine kadar hepsini hem çok güzel yapar, hem de büyük bir keyifle yerim... Benim gibi lezzet, tarih, sohbet, nostalji tutkunlarını da memleketime beklerim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!