OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 03, 2005 00:00
Ä°ÅŸadamı Saffet Ulusoy, hayatını anlattığı kitabında Yugoslavya’da baÅŸlayan iç savaşın Türk TIR’larının Avrupa’ya geçiÅŸini tıkaması üzerine geliÅŸtirdiÄŸi ‘Ro-Ro Projesi’ndeki ilham kaynağını ‘Fatih Sultan Mehmed’in ‘gemileri karadan Haliç’e indirme’si olduÄŸunu söylüyor.ULUSOY Holding EÅŸ BaÅŸkanı Saffet Ulusoy’un hayatını anlatan kitabı ‘Aklımda Kalanlar’ yayınlandı. Ä°lker Altun’un yayına hazırladığı kitapta, köklü bir ticaret ve sanayicilik geleneÄŸi olan Ulusoylar’ın iÅŸ dünyasının ünlü isimleriyle ve siyasilerle ilginç anıları yer alıyor. Kitabın tüm geliri ise Türkiye EÄŸitim Gönüllüleri Vakfı’na bağışlanacak.KÖKLERDEN BANKACILIÄžA KADAR: Saffet Ulusoy kitapta; ailesinin köklerinden Ulusoylar’ın kısa süreli bankacılık serüvenine kadar birçok konuyu ayrıntılı olarak anlatıyor ve 22 yıllık Uluslararası Nakliyeciler DerneÄŸi (UND) BaÅŸkanlığı’nda karşılaÅŸtığı ilginç olaylara da yer veriyor. Ulusoy, baÅŸkanlığı döneminde UND üyelerinin en büyük güçlüğü Yugoslavya iç savaşı döneminde yaÅŸadığını belirtiyor ve bu güçlüğü aÅŸmak için 1992’de kurdukları UND Ro-Ro’nun ilham kaynağını da açıklıyor. TAÅžIMAYA 10 MÄ°SLÄ° ZAM: Ulusoy, kitabın ‘bir baÅŸarı öyküsü’ baÅŸlığı altında bu projeyi şöyle anlatıyor: ‘1992’de Yugoslavya’daki iç savaÅŸ bütün hızıyla sürüyordu. Bu nedenle de Türk treylerleri Yugoslavya’dan geçemiyordu. Mallarımızı ancak Romanya ve Macaristan üzerinden Avrupa’ya taşıyabiliyorduk. Bu ülkeler de geçiÅŸ ücretlerini bir gece ansızın 10 misli artırdılar ve 180 marktan 1800 marka çıkardılar. BaÅŸbakan Süleyman Demirel giriÅŸimlerde bulundu ama ancak 900 marka indirilebildi. Türk taşımacıların hem yolu uzamış hem de maliyetleri yükselmiÅŸti. Türkiye’nin dış ticareti tehdit altındaydı.’FATÄ°H NE YAPTIYSA: Ulusoy bu projenin ilham kaynağını da şöyle açıklıyor: ‘Fatih Sultan Mehmet, denizden ulaÅŸamadığı Haliç önlerine gemilerini karadan yürüterek ulaÅŸmıştı. 1453’te Haliç giriÅŸine çekilen zincirleri böyle aÅŸmıştı. Yugoslavya iç savaşı da Balkanlar üzerinden Avrupa’ya ulaÅŸmaya çalışan Türk nakliyecilerinin önüne tıpkı Fatih’in yolunu kapatan zincirler gibi çekilmiÅŸti. Bu noktada bize düşen atalarımızın azminden örnek alarak bu zincirleri kırmak ve yüzlerce yıldır durdurulamayan Avrupa fethimize devam etmekti. Tek fark bu sefer ‘karayı deniz deÄŸil, denizi kara’ yapacaktık.’AVRUPA’NIN EN BÃœYÜĞÜ: Deniz Nakliyat Genel Müdürü Muzaffer Akkaya ile hemen bir toplantı düzenleyip, ‘2 gemi daha kiralayın ÅŸu anda yüzde 45 dolulukla çalışıyorsunuz. Biz size yüzde 70 doluluk garantisi veriyoruz’ diye teklifte bulunduklarını söyleyen Saffet Ulusoy, bir süre sonra da ÅŸirket kurup kendi gemilerini aldıklarını ve Avrupa’nın en büyük filosuna sahip Ro-Ro ÅŸirketini yaratarak TIR’ları ‘denizde yüzdürdüklerini’ belirtiyor.25 kuruÅŸa adam vuran hayasızın hacda ne iÅŸi varSAFFET Ulusoy’un kitapta aktardığı anılar arasında 1963’de karayolu ile ilk hac organizasyonunda yaÅŸadıkları da var. Ulusoy 18 otobüs ve 600 kiÅŸiden oluÅŸan hac kafilesinin başına geçmiÅŸ ve çöllerde birçok kez kaybolarak, kuma saplanan otobüsleri hacı adaylarıyla birlikte kumdan çıkararak tam bir macera yaÅŸamış. YolculuÄŸun en zor anlarından birini şöyle anlatıyor: ‘Tebük’te hacı adaylarının pasaport iÅŸlemleri yapılıyordu. Fakir fukara parası ve karantina parası gibi ek ödemeler çıkardılar ve kiÅŸi başına 150 riyal para istediler. Biz de bu paraları hacı adaylarından istedik. Kızılca kıyamet koptu. Hacı adayları doÄŸal olarak ‘biz baÅŸtan toplu para verdik, baÅŸka ödeme yapmayız’ diyorlardı. Ben de harçların hiç hesapta olmadığını bizimde bilmediÄŸimiz söylüyordum. KüçükaÄŸa lakaplı bir hacı adayı vardı. ‘Siz bu kadar para istiyorsunuz ama bizim nahiyemizde 25 kuruÅŸa adam vurulur. Ben bu parayı vermem’ dedi. Ben de ona ‘25 kuruÅŸa adam vuran bir hayasızın hacda ne iÅŸi var?’ dedim. Of’lu Cemal Sarar da konvoydaydı. ‘Saffet doÄŸru söylüyor. Biz yalnızca yol paralarını ödedik. DiÄŸer masraflar da bize ait’ dedi. Sonunda herkes parayı ödedi ama en son KüçükaÄŸa ödedi.’Â
button