Fasulyeyi ıslatmanın da bir raconu var

Güncelleme Tarihi:

Fasulyeyi ıslatmanın da bir raconu var
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2011 00:00

Mutfağını, “Doğurmadığım kızım” dediği Esma’ya teslim eden Yıldız Kenter çocukluğunda neyi seviyorsa mutfağında hâlâ onlar pişiyor. Yoksul bir evde büyüyen Kenter’in en sevdiği yemekler kuru fasulye pilavmış, bir de o yıllarda çok ucuz olan balık. Hâlâ bu üç yemeğe bayılan ünlü oyuncuya göre kuru fasulyeyi ıslatmak da pişirmek de ayrı bir teknik istiyor!

Haberin Devamı

İngiliz annenizin mutfağı çocukluğunuzda damak zevkinizi etkiledi mi?
- Annem çok güzel yemekler yapardı, sonradan Türk mutfağını da çok iyi öğrendi. Çok lezzetli bir eli vardı. Tabii her çocuğa annesinin yaptığı yemek çok lezzetli gelir. Benim çocukluğumda hayat zordu, kimsede para yoktu. Bizim ailemiz de ekstra sıkıntılar yaşayan bir aileydi. Çünkü babam, annemle evlendiği için hariciyeden ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu ona çok da dokundu galiba, başka türlü bir içki ahbaplığı edindi. Evin idaresinde annem devreye girdi, en ucuz ama en lezzetli yemekleri yaptı bize. Mesela dumpling diye bir yemekleri vardı onların, fukara sofrası için çok bereketli bir yemekti. Bulduğu tüm sebzeleri tencereye koyar içine de hamurdan topaklar yapıp atardı. Bayılırdım. Bol bol yediğiniz kuru fasulye pilavı ve mercimek çorbasını anımsıyorum.
Babanızın mutfakla arası var mıydı?
- Babamın mutfağa girmesi benim için bayramdı. Çok tertipli, muntazam, düzgün bir adamdı. Mutfak tertemiz olmazsa hiçbir iş yapamazdı. Annem babamın tam tersi, dağınık bir kadındı. O bir an önce çocuklarının karnını doyurmaya bakıyordu. Babamda başka türlü bir estetik vardı. Bir salata yapardı resim gibi, kesilmesi, doğranması, o incecik naneler, maydanozlar, dereotları falan...
Çocukluğunuzun öfkeli bir evde geçtiğini okumuştum...
- Bizim evimizde ne olursa olsun aşk vardı. Bu çok önemliydi ama yokluk, öfkeye sürükleyen bir şeydi elbette ki! Ama öfkede de aşk vardı, kızgınlık değildi. Çaresizlikten kaynaklanan bir şeydi.
O aşkın, o öfkelerin, o çaresizliklerin içinde yemeğin yeri neydi?
- Vallahi herkes ayrı saatte yemek yerdi. Benim hoşuma giden bütün ailenin toplanabildiği cumartesi, pazar sabahları olurdu. Eğer babam evdeyse, içkisizse, vakitli kalktıysa, sobayı temizleyip ortalığı sıcacık yaptıysa, o zaman her şey harika olurdu,  O günlerin tadını hiç unutmam.
Sizin nasıl aranız mutfakla?
- Ben fazla yemek falan yapmazdım, haşlanmış patatesleri bir parçacık yağda çevirip aralarına yumurta kırardım. Kızım hep bu yemeği hatırlar ve “En çok sevdiğim yemek, annemin yaptığı patatesli yumurta” der. Annelerin yaptığı yemek hiçbir yemeğe benzemez. Ayrıca ben de temiz mutfağı seviyorum. Benim annem dağınık, kayınvalidem pasaklıydı mutfakta. Sebzeleri gazete kağıtlarının içinde soyar, kıymayı kendi yağlı kağıdının içinde yoğurur falan. Ama inanılmaz bir lezzet vardı elinde, kahkahası hiç eksik olmazdı, dünya güzeli bir kadındı, nur içinde yatsın.
Kuru fasulyeyi çok seviyorsunuz madem, siz de yapıyor musunuz?
- Artık pek yemek pişirmiyorum. Yaparsam dikkat ettiğim şeyler var. Mesela, fasulyenin küçük olmasına dikkat ediyorum ve ıslatıyorum. Islatmanın ve pişirmenin mutlaka bir raconu olması gerekiyor, fasulyeler fazla haşlanıp patladığı zaman sevmiyorum. Fasulyeyi sade severim, domatesli yaparım, salça çok sevmem. Yanına da pirinç pilavı.
Bu enerjinizi ve zindeliğinizi özel bir beslenmeye mi borçlusunuz?
- İyi besleniyorum tabii ama herhalde tiyatro çok koşturuyor ya insanı; o, enerjik tutuyordur. Yani sanatta o güç vardır, o dinamizmi hep taşımanız lazım, kafanızda, bedeninizde, yüreğinizde.

Haberin Devamı

FUKARA MIZIKASI

Haberin Devamı

En çok sevdiğiniz yemekler?
- Çorbanın sıcak olması kaydıyla her türlüsünü çok seviyorum. Sebze çorbası, mercimek çorbası, artık yemeklerden yaptığım çorbalar, tel şehriyeli tavuk suyu çorbası... Yemesi de kolay.
Kimlerle, nerede yemek yemek çok hoşunuza gidiyor?
- Yemeğin tadını çıkaran insanlarla yemek yemek hoşuma gidiyor. Onların keyif almasını görmek beni çok mutlu ediyor. Yemek zaten başlı başına bir keyif. Çok gösterişli olmayan, temiz ve lezzetli yemekleri olan yerlere gitmeyi tercih ediyorum. Ama çok fazla lokantaya gitmem; ancak birinin davet etmesi lazım.
Eve gelen konuklarınıza yemeği kim yapıyor?
-Benim doğurmadığım ama doğurmuşum kadar benimle beraber olan Esma adlı bir kızım var. Esma’nın kocası da tiyatroda benim sağ kolumdu ama onu kaybettik. Ondan iki torunum var, onlarla iftihar ediyorum, onlarla hayatım güzelleşiyor. Esma’nın eli muhteşemdir, Kastamonuludur. Bütün yemekleri çok güzel yapıyor, hepsi birbirinden güzel ve lezzetli yemekler. Esma ne yaparsa onu yerim. Misafir geldiği zaman da mutfağa tabii ki Esma girer. O, evimizin baş aşçısı, ustası.
Turnelerde Esma Hanım yok, nasıl besleniyorsunuz?
- Yöre yemeklerini seçiyoruz. Öğlen bolca yiyoruz, gece bir çorba içip yatıyoruz. Bazen yörede tanıdık bir grup oluyor, dostlarımız mutlaka ikramda bulunuyorlar. Özellikle Gaziantep’te bu davetler bir ziyafete dönüşüyordu. Bunlar eskidendi ama şimdi onlar da yaşlandı, gruplar dağıldı.
Müşfik Bey yemek yapar mı?
- Hem de her şeyi yapar, çok güzel pilav, kuru fasulye pişirir. Gördüğünüz gibi laf dönüp dolaşıp hep fasulye pilava geliyor. Bu yemeği ailece ne kadar sevdiğimizi anlayın. Bizde bir Fransız kalırdı, o fasulyeye “Fukara mızıkası” derdi.
Ailece toplanıp yemek yediğiniz oluyor mu?
- Bazen. Balık yapıyoruz, herkesin eli değiyor. Biri salata yapıyor, biri balıkları kızartıyor, diğeri başka bir şey hazırlıyor.

Haberin Devamı

ÇORBAYLA YAŞIYORUM

Sokak yemekleriyle aranız nasıl?
- Oyun çıkışı bazı arkadaşlarla çok nadir yediğimiz olur.
Et mi, balık mı, hamur işi mi?
- Balık birinci sırada, her tür balığı severim. Çocukluğumda uskumruyu çok severdim, en ucuz balık oydu bol yerdik, o yüzden balık yeme alışkanlığım var. Denizden babam çıksa yerim derler ya o şekilde benim sevgim. Barbunyayı ve tekiri tavada seviyorum.
Abur cuburu, tatlıyı?
- Evet ama en zararsızı leblebi, onu yerim. Dolapta hep bir kavanoz vardır, leblebi ayrıca çok faydalıdır. Her türlü tatlıya bayılırım. Vıcık vıcık kremalı pastalardan çok hoşlanmam ama iyi bir baklavaya hayır demem. Künefeyi, kadayıfı da çok severim.
Dünya mutfaklarıyla aranız nasıl?
- Dünyayı epeyce dolaştım, hiçbir yerde yemek sıkıntısı çekmedim. Çin’e gitmedim ama Çin mutfağını uzaktan uzağa seviyorum. Buradaki Çin lokantalarına arada sırada gidiyorum.

Haberin Devamı

Bir günlük yemek serüveninizi anlatır mısınız?
- Güzel bir kahvaltıyı seviyorum, fakat güzel bir kahvaltıya vakit ayıramıyorum. Onun için genellikle bir kahve, bir de mısır gevreği yiyorum. Öğlen çoğu zaman bir çorbayla geçiştiriyorum. Akşam oyun var, oyun sonrası tekrar bir çorba içiyorum. Günlük yemek serüvenim gördüğünüz gibi pek heyecanlı değil. Çorbayla yaşıyorum galiba.

İçki içilmeyen yere prensip olarak gitmiyorum

Yemekte içki içer misiniz?
- Bayılırım. Şarap içerim ama bazen rakı içmekten de çok büyük keyif alırım. Özellikle de balıkçıya gittiğimiz zaman rakı-balık keyfini yaşamak isterim. Şükran varken haftada bir giderdik ama şimdi gitmiyorum; gitmeyi özlüyorum. Oyun öncesi ağzıma içki koymam, öğlen ağzıma içki koymam bu bende bir kuraldır. Kızımın halası evlenirken bir yudum şarap içtim, sadece bir yudum, onunla ilgisi yok ama akşam oyunda bir satır atladım. O gün yemin ettim, oyundan önce ağzıma içki koymam.
Oyun bitti, perde kapandı o zaman?
- Genelde bir kadeh şarap içiyorum. Şarap insanı mutlu eder, rahatlatır. Ama eğer ertesi gün işim yoksa, akşam da boşsam rakıyı tercih ederim.
Kardeşiniz Müşfik Bey’le yemek yiyip, içki içtiğiniz oluyor mu?
- Hayır, Müşfik 25-30 seneden beri ağzına hiç içki sürmüyor. Bir karar aldı ve bu kararını uyguladı, bu bakımdan da kardeşime hayranlık duyuyorum. Babam alkolikti çünkü... Ölçülü olmak kaydıyla içkiye hiç karşı değilim. Oyunculukta ilk öğrendiğimiz şey ölçüdür, bu ölçü aldığımız her role göre de değişiyor. Hayattaki ölçülerimiz de, üstlendiğimiz görevlere göre değişiyor zaten. Gece çıktığım zaman yemek için uğradığım yerde, “Burada içki yok efendim” dediler mi oraya katiyen girmiyorum. Beni duyan içkicinin biri sanır ama bu prensip meselesi. İçki yasağı falan geleceğini sanmıyorum. Yok canım olmaz öyle şey, böyle bir yasağı uygulamak aptallık olur, kimse uymaz. İnsanları içki içmeye doğru daha çok kışkırtır, yönlendirir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!