Faik beni sırtında Hac'ca götürecek

Safiye Soyman ve Faik Öztürk, bal ile kaymak gibi! Birbirini tamamlayan ayrılmaz, organik ve komik bir ikili! Birlikte hazırladıkları "Herkes Dinlesin" adlı albümleri hakkında konuşurken gelecek planlarını da öğrendiğimiz Soyman ve Öztürk'ün hayranları için söyleyelim: Evlilik henüz planlarına dahil değil ama birlikte Hac'ca gitmeyi akıllarına koymuşlar.

Faik Öztürk: Benim müzikle ilgili bir beklentim yoktu. Buna rağmen albüm çıktıktan sonra Seda Sayan ve İbrahim Tatlıses “Sana bir halk müziği albümü yakışır” dedi. Sesimin rengini beğendiler. Hatta bilhassa Seda Sayan çok ısrar etti. Kafama da yattı, çünkü ben bu işten keyif aldım. Artık keyif aldığım şeyleri yapmak istiyorum.

Safiye Soyman: Hatta İbrahim Tatlıses “Neden daha fazla düet yapmadın?” diye de kızdı Faik Bey’e... Sanatçı dostlarımızdan çok büyük destek geldi, demek ki doğru iş yapmışız.

F.Ö: Her şeyden önce ben bir işadamıyım sonuçta, ama insanlar benim okuduğum türküleri seve seve dinlerlerse bundan da çok büyük keyif alırım. Şimdi gelelim albüme... Bu albüm, Safiye Hanım'la ortak bir proje oldu.

S.S: Müsaade et de biraz da ben konuşayım. Bir başladı mı gidiyor! Albümde 14 şarkı var. Metin Özülkü, Selami Şahin, Doğuş, Gülden Karaböcek, Aşkın Tuna, Zekai Tunca, Kadri Şarman gibi değerli isimlerin eserleri var içinde. Eski ile yeninin karışımı diyebiliriz. Türk sanat müziği de okudum, fantazi de okudum, halk müziği de... Herkesin dinleyebileceği bir albüm oldu. Hayatımın en güzel albümünü yaptım diyebilirim.

S.S: "Gel çığır açalım, değişiklik olsun, el ele verelim. Zaten her şeyi birlikte yapıyoruz, gel bunda da birlikte olalım" dedim. Kabul etti.

S.S: Zorlandığı yerler oldu tabii, ama çok çabuk öğreniyor. Zaten kayıtları üç ayrı stüdyoda aldık. Birisi Metin Özülkü stüdyosu, biri Cihan stüdyosu, bir tanesi Ankara’daki stüdyo...

F.Ö: Metin Özülkü, Safiye'yi bir daha görmek istemiyor zaten. "Stüdyoya geldi, buzdolabında ne var ne yoksa bitirdi" diye şikayet ediyordu en son (gülüyor).

- Klibinizi hangi şarkıya çekeceksiniz?

F.Ö: Safiye evde çalışanlara, yolda gördüğü insanlara sorup durdu “Hangi şarkıya klip çekeyim?” diye. Sonunda karar verdik, “Ah Lele”ye klip çekeceğiz.

S.S: Halkın içinden çıkan bir sanatçı olduğum için hangi şarkıya klip çekeceğime de dinleyenlerim karar versin istiyorum.

- Ev hayatınız nasıl gidiyor

S.S: Faik Bey’i çocuk gibi yönetiyorum ben... Resmen evde bir çocuk gibi çünkü... Aslında patron, aile reisi benim, ama çaktırmıyorum dışarıda... Evde benim borum ötüyo. Faik Bey de beni son derece saygıyla karşılıyor.

F.Ö: 10 yıl, dile kolay... Her şeyden önce biz saygıyı hiç yitirmedik.

S.S: Mesela kavga ettiğimiz zaman, bulunduğumuz odadan kalkar, başka odaya gider Faik...

F.Ö: Bizde şöyle bir şey var. Safiye de, ben de pek kitap okumayız. Safiye ikinci sayfadan sonra konuyu kaybeder. Kitabın yarısına gelince de unutup tekrar başa döneriz. 20'nci sayfadan sonrasını unuturuz. Sınırımız 20 sayfadır. Okuyamayız. Bizim ciddi bir şey yapma imkanımız yok zaten. Mesela evde köpeklerimiz var. Safiye bahçede oturur, "Oğlum, canım, bir tanem" diye seslenir köpeklere, hemen ben de bakarım bana mı sesleniyor diye.

S.S: Erkekler doğal olan kadınları severler. Hep bir doğallık, samimiyet beklerler. Samimiyetsizlik olduğu zaman ne düzen olur, ne resmilik. Resmiyetsiz insanlardan ikimiz de nefret ederiz.

S.S: Tabii ki hep birlikteyiz. Ben önceleri iş için tek başıma İstanbul'a geliyordum, ama son zamanlarda hemen hemen tamamen İstanbullu olduk. Bu albüm çok iyi oldu bizim için. Uğur getirdi. Hem projelerimiz hem programlarımız çok. Ekstralarımız da çok iyi gidiyor. Bazen “Safiye Hanım önceden tek gelirdiniz, artık Faik Bey de geliyor” diyorlar. Evet, çünkü Faik de sahneye çıkıyor, türkü söylüyor. Keyifli oluyor.

- Bir tür takım çalışması diyebilir miyiz?

S.S: Evet. Hem neden yanıma bir başkasını alayım ki? Yerli dansçılara falan ne gerek var? Biz birlikte yapıyoruz bir şeyler işte... Çok da keyifli oluyor. Faik dün bana bir şey söylemiştin ya, şimdi de söyler misin?

F.Ö: Unuttum valla şimdi yaa...

S.S: Dedin ya "Seni sırtımda Hac'ca götüreceğim" diye.

F.Ö: Dinimizin gereği olarak biz de bu görevimizi yapmak istiyoruz. Bir de kampanya var, bir gidene bir bedava diye, o yüzden gideceğiz (gülüyor).

S.S: Allah nasip ederse gitmeyi düşünüyoruz 2010’da, ama önce Umre'ye gitmek istiyorum.

F.Ö: Hayır, neden bırakalım? İkisi ayrı mevzular. Biz bu görevi yerine getirmek istiyoruz.

S.S: Allah kısmet ederse ilahi kaseti hazırlıyorum ben. İlahi okuyacağım. Bir dahaki ramazana kadar çıkaracağım kısmet olursa.

F.Ö: Sonra kimin 7'si varsa, 40'ı varsa dolaşacağız. Çağıracaklar bizi “Bugün babamızın 7'si var, gelin” diye!

- İnternet siteniz var mı?

F.Ö: Vardı, bozuldu. 5 taksitle aldık. Taksit bitti, site de bitti. Bozdular sitemizi. Ciddi söylüyorum. Çok iş gelince yoğunluktan bozdular sitemizi, kıskandılar.

F.Ö: Valla Safiye kapıcıya para verip yaptırmış, ama o da kime yaptırdı belli değil. Bu yüzden sitesiz kaldık.

- Yeni yılda bir plan ya da programınız var mı?

S.S: Yılbaşı gecesi Kıbrıs’ta sahneye çıkacağız Faik’le birlikte... Ben şarkılarımı söyleyeceğim, o şovunu yapacak. Bizi birlikte istediler. Allah nazarlardan saklasın, Faik çok iyi bir hayat arkadaşı. Hakikaten güzel bir mutluluk örneğiyiz.

S.S: Bizim üstümüze belki 300 kişi evlenip ayrıldı. Çocuk oyuncağı oldu artık. Ne saygı, ne sevgi kaldı. Tabii istisnalar kaideyi bozmaz, ama 10 yıldır birlikteyiz ve sevgimiz, saygımız sonsuz. Biz bu mutluluğu yakaladık ve imzayı unuttuk. İmzayı kalbimize attık biz.

Faik'le birlikte film çevireceğiz

- Şu sıralar neler yapıyorsunuz?

F.Ö: Şu anda çok yoğun bir programımız var. Neredeyse her cumartesi ve pazarımız konserlerden dolayı dolu.

S.S: Beraber ekstralara da gidiyoruz. Beni yalnız istiyorlar, ama ben Faik Bey’le beraber gitmek istiyorum. Birlikte klip çekeceğiz şimdi. Bunun yanı sıra sinema filmi teklifleri geliyor. Biz de Faik Bey’le bir sinema filmi çevirmeye karar verdik.

- Senaryosunu kendiniz mi yazacaksınız?

S.S: Yazabiliriz aslında, aklımızda var. Komedi türünde olabilir. Beni Faik Bey’den başka kimse güldüremiyor. Benim hayat arkadaşım diye söylemiyorum ama çok komik biri...

F.Ö: Hayatta en zor şey insanları güldürmektir. İnsanlar güldüğü zaman ben mutlu oluyorum. Bir de komik olaylar geliyor başımıza. Mesela biz geçenlerde sahilde kahvaltı yaptık. Şoförlerimiz de bizimle geldi, yan masamızda oturuyorlar. Kalkarken onlar da kalktı, bizi kapıda bekliyorlar. Safiye hiç kafasını kaldırmadan “İyi günler, elinize sağlık” dedi bizim çocuklara.