Fahişeyi oynamak için onlarla yaşamak lazım

Güncelleme Tarihi:

Fahişeyi oynamak için onlarla yaşamak lazım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2009 00:00

"Canım Ailem"deki Halim karakteriyle gündemden düşmeyen İlker Aksum, rolünün hakkını verebilmek için bir süre Adana'da yaşadı

Haberin Devamı

Aksum, Madame Figaro'ya verdiği röportajda gözlem yapmaya gerek duymayan oyuncuları eleştirdi.

İlker Aksum, “Canım Ailem”deki Halim karakterini o kadar gerçekçi oynuyor ki, herkes onun gerçekten Adanalı olduğunu ve aşk acısıyla kıvrandığını düşünüyor. Rolünün hakkını verebilmek için bir süre Adana’da yaşayan yetenekli oyuncu, Madame Figaro’ya verdiği röportajda gözlem yapmaya gerek duymayan oyuncuları eleştirdi: “Fahişeyi oynamak için fahişe olmak gerekmiyor ama onlarla yaşamak gerekiyor tabii ki. Aksini düşünenleri anlamıyorum. Bunu tartışmak çok gereksiz.”

Şu sıralar sizi “Canım Ailem” dizisinde Halim rolünde izliyoruz. Nasıl dahil oldunuz dizinin kadrosuna?
- Proje geçen yaz ortaya çıktı. Senaristi “Yabancı Damat” dizisinde de birlikte çalıştığımız Selin Tunç. Erol Avcı bana projeden bahsetti. Daha senaryo tamamlanmamıştı ama hemen kabul ettim. Çünkü Selin’e çok güveniyorum. 10 yıldır bu piyasanın içindeyim ve şunu gördüm ki, bir projenin başarılı olabilmesi için dört önemli unsur var: Senaryo, yapımcı, yönetmen ve cast. “Canım Ailem”de tüm bunlar çok iyi...

Dizide bir Adanalı’yı canlandırıyorsunuz ve seyirci sizin gerçekten Adanalı olduğunuzu düşünüyor. Nerelisiniz?
- İstanbulluyum. 

Adana şivesini bu kadar iyi çıkarabilmenizin sırrı ne?
- Çalışmak... Tabii ki teknik birtakım kapasiteler var. Kulak, ses, vücut özellikleri gibi... Bunlar doğuştan geliyor ama üzerine bir şey eklemek ancak çalışmakla oluyor.

“Halim” rolüne nasıl hazırlandınız?
- Adana’ya gidip bir süre orada yaşadım, gözlem yaptım, çalıştım. Ben araştırmacı bir oyuncuyum. 

Bu konu bir ara çok tartışılmıştı. “Yaşamın Kıyısında” filminde bir fahişeyi canlandıran Nursel Köse’ye sürekli role hazırlanırken fahişelerle zaman geçirip geçirmediği soruluyordu...
- Fahişeyi oynamak için fahişe olmak gerekmiyor ama onlarla yaşamak gerekiyor tabii ki. Bunun aksini düşünenleri anlamıyorum. Bir travestiyi oynamak için travestilerle vakit geçirmek, onları gözlemlemek gerekmez mi? Yoksa onları nasıl anlayıp, canlandıracaksınız? Bunu tartışmak çok gereksiz. Bazı oyuncular araştırmaya gerek duymazlar, çok yeteneklidirler, onları bilemem. Ben öyle değilim, araştırmadan, çalışmadan bir role hazırlanamam. Bu vicdani bir şey. İşe saygıyla ve disiplinle ilgili... Asker çocuğuyum ve disiplin benim için çok önemli.

Nasıl bir aileniz var?
- Üç kardeşiz. Babam askeri uçaklarda pilottu. Okul hayatım Ankara’da geçti. Babamın işi nedeniyle Türkiye’nin pek çok şehrinde yaşadık. Askerliğimi de Kars, Sarıkamış’ta yaptım.

Dizideki rolünüz nedeniyle zamanında büyük bir aşk yaşadığınızı, dizideki karakter gibi aldatıldığınızı, yoksa Halim’i bu kadar iyi canlandıramayacağınızı düşünenler de var... Böyle şeyler yaşadınız mı?
- Evet, ben de duyuyorum bunları. Ama doğru değil. Aşk acısı yaşamıyorum, evliyim ve çok mutluyum. Bu tamamen oynarken yaşadığınız konsantrasyonla ilgili. Yoksa benimle aynı kapasiteye ve yeteneğe sahip pek çok aktör var. Belki benim farkım konsantrasyon gücümün yüksek olması ve disiplinli çalışmam.

Bir röportajınızda evlenmekten korktuğunuzu söylemişsiniz. Ama şimdi evlisiniz...
- İnsan belli bir yaşa gelene kadar kendi ailesini kurmak konusunda tedirgin olabiliyor. Daha doğrusu bu sorumluluğu almaktan korkuyor. Ama şimdi böyle düşünmüyorum çünkü 38 yaşımdayım ve başka şeyler aramaya başladım. Doğru insanı buldum. Bir yıldır çekirdek bir ailem var. İnşallah da zamanla genişleyecek.

Haberin Devamı

UĞUR YÜCEL BENİ AZARLAYABİLİR

Haberin Devamı

Dizi oyunculuğuna nasıl başladınız?
- Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunuyum. Aslında Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısıydım. Ailem İstanbul’da yaşıyordu ve ben de bir süre sonra ailemin yanına gelmeye karar verdim. O dönem Taylan Biraderler’le tanıştım. 1996’da onlarla çalışmaya başladım ve 11 yıl aralıksız birlikte çalıştık. İnsanların bana dikkat etmeye başlaması son iki-üç yıl içinde oldu. Oysa onlar, bana bundan 10 yıl önce de aynı şekilde güvendiler.

Siz de çalıştığı ekibi, arkadaş çevresini kolay değiştiremeyenlerdensiniz galiba...
- İş konusunda profesyonel bakıyorum ama sosyal hayatımda arkadaş çevremi değiştirmem. Belli bir yaştan sonra yeni arkadaş edinmek o kadar kolay olmuyor.

Sette sizin için en önemli şey nedir?
- Pozitif bir ekip. Tatsız bir şey olduğunda kilitlenebilirim. Ama bir Uğur Yücel ya da bir Erdal Özyağcılar beni azarlayabilir de. Onların kredisi var...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!