F1’de parayla saadet olmuyor
Güncelleme Tarihi:
Murat TOSUN mtosun@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2006 00:00
Formula 1, dünyanın en büyük şovlarından biri. Bütün dünyanın büyük bir ilgi ile takip ettiği bu önemli organizasyonda herkes ürününü biraz daha ön plana çıkarabilmek için mücadele ediyor. Bu markalardan bir tanesi Türkiye’de de satış grafiği oldukça başarılı olan Fransız otomobil üreticisi Renault.
Renault Mais Reklam ve Stratejik Pazarlama Ekip Sorumlusu Cenk Sağdam, F1’de her zaman büyük bütçelerle başarılar elde edilmediğini belirterek, "Bugün Formula 1’de en fazla bütçeye sahip takım McLaren Mercedes. Bütçede 300 milyon dolarla altıncı sıradaki Renault ise geçen yıl şampiyon oldu. Yani en çok harcayan değil en iyi yatırımı yapan kazanıyor" diye konuşuyor.
Renault Mais Reklam ve Stratejik Pazarlama Ekip Sorumlusu Cenk Sağdam, Türkiye’de de iki yıldır düzenlenen ve büyük ilgi gören Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın markalar için önemi hakkında açıklamalar yaptı. 56 yıllık bir tarihe sahip olan Formula 1’de her şeyin bütçelerle alakalı olmadığı ve bütçe sıralamasında alt sıralarda yer alan takımların bile bütün başarıları silip süpürebileceği görülüyor. Bir marka için Formula 1’in önemi markayı satın alınandan daha çok, arzu edilen marka haline getirebilmek. Yeni pazarlarda başarı grafiğini yukarı çekebilmek içinde otomotiv üreticileri Formula 1’i kullanılıyor.
Formula 1 tam anlamıyla bir şov. Bütün dünyanın büyük bir ilgi ile takip ettiği bu önemli organizasyonda herkes ürününü biraz daha ön plana çıkarabilmek için mücadele ediyor. Bu markalardan bir tanesi Türkiye’de de satış grafiği oldukça başarılı olan Fransız otomobil üreticisi Renault. Formula 1’de bir markanın neden var olduğu ve Formula 1’in o markaya neler kattığını Renault Mais Reklam ve Stratejik Pazarlama Ekip Sorumlusu Cenk Sağdam ile konuştuk.
ÖNCE TANINMASINI SAĞLIYOR
Sağdam’ın yaptığı açıklamalardan ilki bir markanın Formula 1’deki varlığı ile ilgili önemli bilgiler veriyor. Formula 1’in bir markanın öncelikli olarak tanınmasına katkı sağladığını söyleyen Sağdam, bu konuyla ilgili olarak şunlara değiniyor: "Asya ve Uzak Doğu gibi gelişen pazarlarda Renault’un iddialı beklentileri var. Formula 1, bu markanın ürünlerden önce potansiyel müşterilere ulaşmasını sağlıyor. Satın alma isteğini körüklüyor. Pazarlamacıların en çok dikkat ettiği iki nokta markanın pazar payı ve müşterilerin satın alma isteğinin gelişimidir. Satın alınan marka olmak için değil, arzu edilen marka olmak için savaşmaktayız."
ŞOVU TİCARİ BAŞARIYA ÇEVİRMEK
Markaların Formula 1 etkinliğini ürünlerine nasıl yansıttığı konusunda ise Sağdam, "Sadece biz değil, diğer tüm markalar Formula 1 ile kendi araçları arasında kuvvetli bir bağ kurmayı hedefliyorlar" diyor. Türkiye’de de bunun örneklerinin giderek arttığına değinen Sağdam, markaların özel etkinliklerle bu teknoloji şovunu, bir yandan ticari başarıya çevirmek için uğraştıklarını, diğer yandan birebir teknoloji transferinin bile mümkün olduğunu belirtiyor. Sağdam, teknoloji transferi ile ilgili olarak verdiği örnekte, şunları söylüyor: "Örneğin, Megane HB’lerde kullanılan akaryakıt sistemi Formula 1 ile aynıdır. Bundan 3 yıl önce lansmanın ilk haftalarında istasyonlardaki pompa başındaki arkadaşlar alışılmadık bu sistem karşısında şaşırıyorlardı. Şimdiler de ise çoktan kanıksandı."
Formula 1 aslında büyük bütçeleri gerektiren bir organizasyon. Fakat Cenk Sağdam, bunun eskiden daha yüksek bütçeleri gerektirdiğini belirtiyor. Takımların bütçeleri hakkında da bilgiler veren Sağdam, bir takımın bütçesinin elbette önemli olduğunu, ancak her zaman bütçenin başarı yolunda çok etkili olmadığını da belirtiyor. "Formula 1 bir şov ama çok pahalı bir şov değil mi?" şeklindeki sorumuza Sağdam, şu şekilde cevap veriyor: "Öyle, ama eskiden çok daha yüksek bütçeleri gerektiriyordu. FIA tarafından alınan önlemler, değişen kurallar bütçeyi aşağı çekip, pilot ve takım rekabetini ön plana çıkartmak istiyor.
RENAULT 1 YIL ÖNCE BAŞARDI
Bununla birlikte yapılan tahminlere göre McLaren Mercedes 400 milyon dolar, Toyota 393 milyon dolar, Honda 382 milyon dolar, BMW Sauber 378 milyon dolar, Ferrari 329 milyon dolar, Renault 300 milyon dolar, Red Bull Racing 201 milyon dolar, Williams 134 milyon dolar, Super Aguri 95 milyon dolar, Midland F1 76 milyon dolar ve Scuderia Toro Rosso 66 milyon dolar bütçeye sahip. Ancak burada altıncı bütçeyle Renault Takımı’nın şampiyon olduğu görülüyor. Bu da önemli bir gösterge, ’en çok harcayan en başarılı olacak’ diye bir kural yok. En iyi yatırımı yapan her zaman en verimli sonucu elde edecektir. Renault bu yatırımı takıma ve mühendislere yaparken, başarıya ulaşmak için 5 yıllık bir yatırım süreci planladı. Henüz dördüncü yılda da zirveye ulaştı."
Sil baştan diyecek güç ve irade olmalı
Formula 1’in üzerinde en çok hesap yapılan ve sadece bir kişinin arkasında en çok kişinin çalıştığı spor dalı olduğunu söyleyen Cenk Sağdam şöyle konuşuyor: "Bu açıdan bakıldığında Formula 1 heyecanının ayrı bir tadı var. Önce bu heyecanı hissetmek gerek. Düşünün ki yarış öncesi, hiçbir şeyi şansa bırakmamak için onlarca kişi günlerce çalışıyor. Dev bilgisayarlar, simülatörler binlerce kombinasyonu deniyor ve en uygun stratejileri ortaya koyuyor. Oysa pistte her an her şey değişebilir ve önceden planlanan her şey suya düşebilir. Bu durumda siz hiçbir şey olmamış gibi sil baştan devam edecek gücü ve iradeyi göstermelisiniz. Bir anlamda piyasanın gösterdiği tepkilerin benzerini pistlerde her yarışta yaşıyoruz."
500 bin Euro’luk aksesuar satıldı
"Sonuçta şu bir gerçek ki, her gün yollarda gördüğümüz Renault’u da, şampiyon olan aracı da Renault mühendisleri tasarlıyor" diyen Cenk Sağdam, şöyle devam ediyor: "Biz de bunu ön plana çıkartıyoruz. Hatta şu anda yeni lanse ettiğimiz Clio’yu Formula 1 renklerinde giydirerek, F1 ile dinamik aracımız arasında bir bağ kurarak otomobilin cazibesini artırmayı planlıyoruz. Bununla birlikte tüm şebekemizde bayraklar ve tüm satış elemanlarının giyeceği F1 tişörtleriyle bu ticari şova Renault entegre olmakta. Aksesuarlar ile ilgili olarak ise Renault Mais olarak biz bir sene önce yapmış olduğumuz ciroyu bu sene tam 2.5 kat artırdık. Geçen yıl Alonso’nun Sultanahmet’teki organizasyonunda ve bu sene İstanbul Park’ta yapılan WSR dahilinde de bir ticaret gerçekleştirdik. Bununla birlikte Renault merkezin doğrudan yaptığı satışlar da var. Bizim yaptığımız satışa ek olarak, İstanbul Park’ta Formula 1 hafta sonu yaklaşık 400-500 bin Euro’luk bir aksesuar satışı gerçekleşmiştir diye tahmin ediyoruz."
Renault Mais Reklam ve Stratejik Pazarlama Ekip Sorumlusu Cenk Sağdam, Türkiye’de de iki yıldır düzenlenen ve büyük ilgi gören Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın markalar için önemi hakkında açıklamalar yaptı. 56 yıllık bir tarihe sahip olan Formula 1’de her şeyin bütçelerle alakalı olmadığı ve bütçe sıralamasında alt sıralarda yer alan takımların bile bütün başarıları silip süpürebileceği görülüyor. Bir marka için Formula 1’in önemi markayı satın alınandan daha çok, arzu edilen marka haline getirebilmek. Yeni pazarlarda başarı grafiğini yukarı çekebilmek içinde otomotiv üreticileri Formula 1’i kullanılıyor.
Formula 1 tam anlamıyla bir şov. Bütün dünyanın büyük bir ilgi ile takip ettiği bu önemli organizasyonda herkes ürününü biraz daha ön plana çıkarabilmek için mücadele ediyor. Bu markalardan bir tanesi Türkiye’de de satış grafiği oldukça başarılı olan Fransız otomobil üreticisi Renault. Formula 1’de bir markanın neden var olduğu ve Formula 1’in o markaya neler kattığını Renault Mais Reklam ve Stratejik Pazarlama Ekip Sorumlusu Cenk Sağdam ile konuştuk.
ÖNCE TANINMASINI SAĞLIYOR
Sağdam’ın yaptığı açıklamalardan ilki bir markanın Formula 1’deki varlığı ile ilgili önemli bilgiler veriyor. Formula 1’in bir markanın öncelikli olarak tanınmasına katkı sağladığını söyleyen Sağdam, bu konuyla ilgili olarak şunlara değiniyor: "Asya ve Uzak Doğu gibi gelişen pazarlarda Renault’un iddialı beklentileri var. Formula 1, bu markanın ürünlerden önce potansiyel müşterilere ulaşmasını sağlıyor. Satın alma isteğini körüklüyor. Pazarlamacıların en çok dikkat ettiği iki nokta markanın pazar payı ve müşterilerin satın alma isteğinin gelişimidir. Satın alınan marka olmak için değil, arzu edilen marka olmak için savaşmaktayız."
ŞOVU TİCARİ BAŞARIYA ÇEVİRMEK
Markaların Formula 1 etkinliğini ürünlerine nasıl yansıttığı konusunda ise Sağdam, "Sadece biz değil, diğer tüm markalar Formula 1 ile kendi araçları arasında kuvvetli bir bağ kurmayı hedefliyorlar" diyor. Türkiye’de de bunun örneklerinin giderek arttığına değinen Sağdam, markaların özel etkinliklerle bu teknoloji şovunu, bir yandan ticari başarıya çevirmek için uğraştıklarını, diğer yandan birebir teknoloji transferinin bile mümkün olduğunu belirtiyor. Sağdam, teknoloji transferi ile ilgili olarak verdiği örnekte, şunları söylüyor: "Örneğin, Megane HB’lerde kullanılan akaryakıt sistemi Formula 1 ile aynıdır. Bundan 3 yıl önce lansmanın ilk haftalarında istasyonlardaki pompa başındaki arkadaşlar alışılmadık bu sistem karşısında şaşırıyorlardı. Şimdiler de ise çoktan kanıksandı."
Formula 1 aslında büyük bütçeleri gerektiren bir organizasyon. Fakat Cenk Sağdam, bunun eskiden daha yüksek bütçeleri gerektirdiğini belirtiyor. Takımların bütçeleri hakkında da bilgiler veren Sağdam, bir takımın bütçesinin elbette önemli olduğunu, ancak her zaman bütçenin başarı yolunda çok etkili olmadığını da belirtiyor. "Formula 1 bir şov ama çok pahalı bir şov değil mi?" şeklindeki sorumuza Sağdam, şu şekilde cevap veriyor: "Öyle, ama eskiden çok daha yüksek bütçeleri gerektiriyordu. FIA tarafından alınan önlemler, değişen kurallar bütçeyi aşağı çekip, pilot ve takım rekabetini ön plana çıkartmak istiyor.
RENAULT 1 YIL ÖNCE BAŞARDI
Bununla birlikte yapılan tahminlere göre McLaren Mercedes 400 milyon dolar, Toyota 393 milyon dolar, Honda 382 milyon dolar, BMW Sauber 378 milyon dolar, Ferrari 329 milyon dolar, Renault 300 milyon dolar, Red Bull Racing 201 milyon dolar, Williams 134 milyon dolar, Super Aguri 95 milyon dolar, Midland F1 76 milyon dolar ve Scuderia Toro Rosso 66 milyon dolar bütçeye sahip. Ancak burada altıncı bütçeyle Renault Takımı’nın şampiyon olduğu görülüyor. Bu da önemli bir gösterge, ’en çok harcayan en başarılı olacak’ diye bir kural yok. En iyi yatırımı yapan her zaman en verimli sonucu elde edecektir. Renault bu yatırımı takıma ve mühendislere yaparken, başarıya ulaşmak için 5 yıllık bir yatırım süreci planladı. Henüz dördüncü yılda da zirveye ulaştı."
Sil baştan diyecek güç ve irade olmalı
Formula 1’in üzerinde en çok hesap yapılan ve sadece bir kişinin arkasında en çok kişinin çalıştığı spor dalı olduğunu söyleyen Cenk Sağdam şöyle konuşuyor: "Bu açıdan bakıldığında Formula 1 heyecanının ayrı bir tadı var. Önce bu heyecanı hissetmek gerek. Düşünün ki yarış öncesi, hiçbir şeyi şansa bırakmamak için onlarca kişi günlerce çalışıyor. Dev bilgisayarlar, simülatörler binlerce kombinasyonu deniyor ve en uygun stratejileri ortaya koyuyor. Oysa pistte her an her şey değişebilir ve önceden planlanan her şey suya düşebilir. Bu durumda siz hiçbir şey olmamış gibi sil baştan devam edecek gücü ve iradeyi göstermelisiniz. Bir anlamda piyasanın gösterdiği tepkilerin benzerini pistlerde her yarışta yaşıyoruz."
500 bin Euro’luk aksesuar satıldı
"Sonuçta şu bir gerçek ki, her gün yollarda gördüğümüz Renault’u da, şampiyon olan aracı da Renault mühendisleri tasarlıyor" diyen Cenk Sağdam, şöyle devam ediyor: "Biz de bunu ön plana çıkartıyoruz. Hatta şu anda yeni lanse ettiğimiz Clio’yu Formula 1 renklerinde giydirerek, F1 ile dinamik aracımız arasında bir bağ kurarak otomobilin cazibesini artırmayı planlıyoruz. Bununla birlikte tüm şebekemizde bayraklar ve tüm satış elemanlarının giyeceği F1 tişörtleriyle bu ticari şova Renault entegre olmakta. Aksesuarlar ile ilgili olarak ise Renault Mais olarak biz bir sene önce yapmış olduğumuz ciroyu bu sene tam 2.5 kat artırdık. Geçen yıl Alonso’nun Sultanahmet’teki organizasyonunda ve bu sene İstanbul Park’ta yapılan WSR dahilinde de bir ticaret gerçekleştirdik. Bununla birlikte Renault merkezin doğrudan yaptığı satışlar da var. Bizim yaptığımız satışa ek olarak, İstanbul Park’ta Formula 1 hafta sonu yaklaşık 400-500 bin Euro’luk bir aksesuar satışı gerçekleşmiştir diye tahmin ediyoruz."