Eyvah! Rüzgarın Kızı soyunuyor

Güncelleme Tarihi:

Eyvah Rüzgarın Kızı soyunuyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2007 00:00

Oy oyyyyyyyyy... Son birkaç haftadır açıkçası, tarifi zor şeyler hissediyorum. Öncelikle tatlı bir telaş içinde olduğumu kulağınıza fısıldamalıyım. Hem de hepinizi de ilgilendiren, sizin yüzünüzden çıkan bir telaş yaşadığım. Nedir, nedir, nedir?.. Biraz meraklandırsam mı? Yoksa hemen söylesem de kurtulsam mı? Yok yok azıcık tadını çıkarayım. Şöyle bir ip ucu vereyim.

Bana sizlerden gelen her 3 elektronik postadan birinde; "Rüzgarın Kızı! Herkesler yapıyor, senin neyin eksik de yapmıyorsun? Hadi nolur yap, yap, yap! Bu işe sen soyunursan çok sevineceğiz" dediğiniz bir işe soyunuyorum. Nedir? Fikri olan, tahminde bulunabilen var mı? Efendim? Evet açıklıyorum; önce bizim gazetenin hafta sonu dergisine, sonra tüm erkek dergilerine soyunmaya karar verdim arkadaşlar! Hatta Pirelli takvimini de gözüme kestirmiş durumdayım. Nasıl fikir? :)))

ALLAH KORUSUN

Okurken pek çoğunuzun gözlerinin kocaman olduğunun, "Nasıl ya? Başımıza taş yağacak vallaha, Rüzgarın kızı bile soyunuyor... Sen de mi be Ayşe Şule? Ulan biz bu kızı hiç tanıyamamışız meğer..." dediğinizi duyar gibi oluyorum. 70 yaşlarında okuyucularım da olduğunu düşünerek, bu eşek şakasını hemen bozayım yoksa alimallah... Rahat olun, soyunduğum işi görünce çok seveceksiniz. Helal olsun diyeceksiniz. Yok yok korkmayın, derin bir nefes alabilirsiniz Allah korusun, o ilk anladığınız manada soyunup moyunmuyorum. Ben çıplaklığın en çok motorlara yakıştığını düşünüyorum açıkçası. Yani ben almayayım. :)) Peki ne mi yapıyorum? Çok çok çok istediğim bir işe soyunuyorum. Bu işi yapmak için o kadar yoruldum ki bir çırpıda söyleyesim gelmiyor. (Fotoğraftaki de ben değilim bu arada aman yanlış olmasın sonra...)

ÇOK YAKINDA GELİYOR

Anlayacağınız çok hoşunuza gideceğini düşündüğüm bir şey hazırlıyorum. Bunun için uzun zamandır sabahları hiç alışık olmadığım kadar erken kalkıp, çok, çok, çok geç yatıyorum. Çok çalışıp, çok kafa patlatıyorum. Tabii bir de bunu tek başıma yapmıyorum. Hepsi benim gibi motosikletle kafayı bozmuş, hayatını iki teker üstünde geçiren, kafayı çizmiş çok seveceğinizden hiç şüphem olmayan, kendim gibi üşütüklerle yapıyorum. Aslına bakarsanız yaptığımız şey pek akıl karı değil. İşten anlayan kime danıştıysam; "Deli misin kızım? Bırak Allah aşkına, kafayı mı yedin? Yapma" dedi. Ben de "Doğarken yemişim o kafayı ben bilader" deyip, hepsini ikna ettim. Peki bu hiç de akıl karı olmayan şeyi yapmaya beni kim ikna etti dersiniz? Vallaha da billaha da hiç kaçışınız yok, bu konuda beni gaza getiren sadece ve sadece SİZLERsiniz. 3.5 senedir başımın etini yediniz yahu... Bu zamana kadar yapmamamın sebebi ise doğru zaman ve doğru kişileri aramamdı. Ve buldum! Şimdi sıkı durun çok yakında geliyoooorr... İnanın çok yakında ne nane yediğimi herkesler öğrenecek.

TARİFİ ÇOK ZOR

Ama en başta söylediğim tuhaf duygular içinde olmamın tek sebebi, bu yediğim ama söylemediğim nane değil. Motosiklet firmaları, üreticileri, distribütörleri, ithalat ve ihracatçıları ile ilgili yeni öğrendiğim pek çok bilgi de aklımı şaşı beş etti. İçimden bir çırpıda "Ay kız biliyo musun felanca filancaya..." diye anlatmak geliyor ama hem beynime hem de ellerime engel oluyorum. Ama şunu söylemeliyim ki işin sektörel kısmında ne kazanlar kaynıyormuş da haberimiz yokmuş! Bunlar motosiklet kullanıcısını ilgilendirir mi? Aslında ilk anda ilgilendirmez gibi geliyor değil mi? Hayır efendim ilgilendiriyor. Çünkü bazen bu yaşananlar sektörün sonuçlarını değiştiriyor. "Ne diyosun, ne saçmalıyosun Rüzgarın Kızı, silkin ve kendine gel" dediğinizi duyar gibi oldum. Tamam susuyorum. Bugün sabahtan beri çok yuvarlak laflar ettiğimin farkındayım. Ama en başta da dedim ya bu aralar tarifi zor şeyler yaşıyorum. Yakında anlarsınız halimi...

Güvenli sürüş için eğitim alın

Eğitimin önemini bilmiyorum kaçıncı kez yazıyorum. Yazıyorum ve yamaya devam edeceğim, çünkü her yazdığımda bir kişi bile olsa o yazıdan etkilenip kendini motosiklet konusunda eğitmeye verse kárdır. Buyurun Emok (Enduro Motosiklet Kulübü) eğitimle alakalı bakın ne diyor;

"Motosiklet kullanıyorsunuz, belki yıllardır, belki de aylardır. Ehliyetiniz var, yapılmış kilometreniz de. Peki sürüşünüzde her şey yolunda mı? Hiç ucuz atlatılmış tehlikeleriniz oldu mu?Virajlarda gülebiliyor musunuz? O yanından hızla geçtiğiniz otomobil önünüze çıksaydı çarpışmayı engelleyebileceğinizden emin misiniz? Yoksa çoğumuz gibi rahat olmadığınız sürüş durumları mı var?

EMOK, Almanya’daki ADAC kuruluşunun oluşturduğu standartları karşılayan ’Motosiklette Güvenlik ve Hakimiyet’ seminerleri devam ediyor."

Yeni dönem eğitimleri çok kısa bir süre sonra başlıyor. Emok ve MGH seminerleri hakkında bilmek istediğiniz her şey için www.emok.org web sitesine bir uğrayın derim.

Castrol motosiklet yarış takımına destek veriyor

Türkiye’de emeklemekten ayağa kalkmayı bekleyen, hatta ayağa kalkmak için sabırsızlanan bir spor dalı ne yazık ki motosiklet yarışları. Bu sporun ayağa kalkıp, sağlam adımlarla ilerleyebilmesi için ise firmaların bu spora destek olması gerekiyor. Oysa bizde pek çok firma hala saçma sapan yerlere tonla para harcarken böyle gelişime açık konulara girmiyor. Onlar girmeyince de ciddi yeteneklerimizi fark bile edemeden kaybediyoruz. Bu yüzden Türkiye’de motosiklet yarışlarında önemli dereceler almış ve bu işe ciddi mesai harcamış bir yarış takımına sahip çıkan Castrol’u tebrik ediyorum. Dünyada motorsporlarına ciddi destek veren şirketlerden biri olan Castrol’un Türkiye’de de pek çok kez motorsporlarının arkasında olduğuna bizzat şahit olmuşuzdur. Yani ben oldum. 2 senedir yarıştığım otomobilimin üzerinde kocaman Castrol yazıyor hala. Yani tek başına olmasa da benim de yarışmamı sağlayan firmalardan biri Castrol. Bu sebeple de artık bir motosiklet takımları olduğunu duyduğuma pek memnun oldum.

TÜRKÇE İSİM TAKINTIM

Castrol’ün sponsor olduğu Team X, 2004 senesinde motosiklet yarış hayatına Tolga Hadımoğlu öncülüğünde başlayan, geçmiş senelerde de pistte pek çok dereceye imza atan bir motosiklet yarış takımıdır. Şimdi sıkı okuyucularım diyecekler ki, "Aroma Racing Team’e etmediğini bırakmadıydın bunun da adı yarış takımı değil." Evet çok haklısınız. Ne yazık ki değil. Olsa ne mutlu olurdum sormayın. Gerçi Aroma bu eleştirimizi değerlendirip, Türkiye pistlerinde Aroma yarış Takımı ismini kullanmaya karar vermiş, biz de kendilerini takdir etmiştik ama neyse. Bu yüzden ’Ayakkabı Dünyası’ mağazasının hastasıyım. ’Shoes World’ dememiş adam. Ah be Tolga keşke şöyle canavar bir Türk ismi koysaydın takımına. Yoldaki Ahmet dayı bile anlasaydı o adı söylediğinde, tamam sonuna Türkiye koymuşsunuz eyvallah ama Türkiye’nin kurumsal ilk yarış takımının adı da ülkemin şanına yakışır Türkçe olsaydı keşke.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!