Eyvah baba oluyorum!

Şu sıralar “Yerden Yüksek” dizisinde Cumali karakterini canlandırıyorsunuz. Nasıl biri Cumali, bize biraz onu anlatır mısınız?

- Cumali, Ziya’nın haylaz kardeşi. Orta yaşa yaklaşmış olmasına rağmen bir baltaya sap olmamış, ağabeyinin evinde sığıntı gibi yaşıyor. Dizideki illegal olayların altından hep o çıkıyor. Kolay para kazanmanın peşinde koşuyor ama başaramıyor. Sonra hayatına bir Fransız kız giriyor ve artık bir baltaya sap olması gerektiğinin farkına varıp servis şoförlüğü yapmaya başlıyor.
 �
Dizi, futbol tutkunu Ziya’nın yaşamından kesitleri ekrana yansıtıyor. Sizin futbolla aranız nasıl?�

- Sıkı bir Beşiktaş taraftarıyım. Her çocuk gibi topçuluğa mahallede başladım, sonrasında bir-iki kulüpte oynadım. Ama bir süre sonra kendimi tiyatronun içinde buldum. Tiyatro futboldan daha ağır bastı anlayacağınız...

Cumali’nin haylaz biri olduğunu söylediniz. Bugüne dek canlandırdığınız en sıra dışı karakter hangisiydi?

- Bugüne kadar hep birbirinden farklı karakterleri canlandırdım. En değişik olanı ise “Yarım Elma”daki Azeri kapıcı Huşenk’ti. Onu canlandırırken gerçekten çok keyif almıştım.

BEBEĞİMİN ADI ARTE GÜN OLACAK

Bu arada babalık heyecanı yaşadığınızı duyduk. Ne zaman gelecek bebek?

- Önümüzdeki ay baba olacağım. Çok mutluyum! Aynı zamanda çok büyük bir heyecan, korku ve panik içindeyim. Çünkü artık başka bir hayattan daha sorumlu olacağım. O hayatı şekillendireceğim ve benim hayatım da onunla şekillenecek. Şimdi “Yeni bir projeniz var mı?” diye sorduklarında, “Hayatımıza yeni bir şahsiyet girecek” diyorum.

Bebeğinizin adını ne koyacaksınız?

- Arte Gün... Art, Lazca’da ‘tek ışık’ anlamına geliyor. Ben Laz değilim, Trabzonlu’yum ama Lazca’yı çok seviyorum.

EŞİM, SİNEMA SALONUNDA TELEFON NUMARAMI BULMUŞ

Eşiniz Natali Yeres’le nasıl tanıştınız, anlatır mısınız?

- Eşim sanat yönetmeni ve gerçekten çok ilginç bir tanışma öykümüz var. “Üçüncü Sayfa” filminde rol alıyordum ve çekimleri yeni bitirmiştik. O sırada eşim de başka bir filmin setindeydi. O setteki arkadaşımı ziyaret ederken, hep karşılaşıyorduk. Ama aramızda hiçbir şey yoktu. Eşim bir gün, İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilen ve birbirini teğet geçen insanların öyküsünü anlatan “Talih ve Tesadüfler” filmini izlemeye gidiyor. Salonda oturduğu koltuğun dibinde bir kağıt buluyor. Tesadüfe bakın, o kağıdın üzerinde benim telefon numaram yazıyor! Bir arkadaşıma numaramı vermişim, o da kağıdı orada düşürmüş. Eşim telefon açtı, sonra tanıştık ve 2004’te de evlendik. “Talih ve Tesadüfler” filminin benim ve eşim için çok büyük bir anlamı var bu yüzden...

DÖVMEK İSTEDİLER

Kötü karakterleri canlandıran oyuncular, sokakta ilginç tepkiler alır ya, siz de “Ezo Gelin” dizisinin kötü adamıydınız. O dönem başınızdan ilginç bir olay geçti mi?

- Dizide Recep Ağa’yı oynuyordum ve beni gerçekten ağa zannedenler olmuştu. Gelip “Ağam evim yandı, bana yardım et” diyen de oldu, benden nefret edip dövmek için hamle yapan da!