Güncelleme Tarihi:
İhalesi büyük tartışmalara yol açan Galataport Projesi’nin mimarları Murat Tabanlıoğlu ve eşi Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, ‘İhaleyi dört yıl önce aldık, yıllardır inci gibi işledik. Galataport adını da biz verdik, projeye daha doğmadan değer kattık’ diyorlar. Murat Tabanlıoğlu’nun babası Hayati Tabanlıoğlu bugünlerde yıkılması tartışmalarıyla gündeme gelen Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) mimarı. AKM’nin yıkılması yerine restore edilmesi gerektiğini savunan Murat Tabanlıoğlu’nun eşi Melkan Gürsel ise Türkiye’nin dördüncü cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in torunu. Galataport’un mimarları Murat ve Melkan Tabanlıoğlu ile projeyi ve İstanbul Modern Müzesi’i konuştuk.
Galataport Projesi İhalesi’ni nasıl aldınız?
- 2001’de Türkiye Denizcilik İşletmeleri tarafından Salıpazarı Limanı’nın turizm merkezi haline getirilmesi için açılan ihalede yeterlilik aldık ve ihale bize verildi. Bütün mimarlık kuruluşlarına açıktı ve yeterlilik önemliydi, daha önce bu tip binalar yapmış olma şartı aranıyordu. On firma başvurdu ve üç firma ihaleye katılabildi, biz seçildik. İhaleyi kazandık, 4 yıl inci gibi işledik projeyi. Ecevit, Yılmaz herkes bu projeyi gördü. Tayyip Erdoğan’ın başlattığı bir proje değil.
Projeye nasıl hazırlandınız?
- Biz ihaleyi aldıktan sonra net bir program yaptık. Projenin doğru başlaması için Türkiye’nin belli başlı üniversitelerinde İTÜ, Yıldız Teknik, Mimar Sinan Üniversitesi’nde hatta Dubai ve St. Peterspurg’daki bir konferansta anlattık, tartışılması için tüm mimarların görüşlerini almak istedik. Proje ihaleye çıkmadan önce bunu herkesin anlamasını istedik.
Peki bu proje niye bu kadar çok tartışılıyor?
- Genelde ihale yapıldıktan sonra izinler vs. gündeme gelir, biz hepsini önceden hazırladık. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve Anıtlar Yüksek Kurulu’na bunu kabul ettirdik. Ön izinleri hepsi alındı. Sonra da bu iş ihaleye çıkarıldı. İhale rakamı ortaya çıkınca proje daha çok gündeme geldi. Proje daha önce zaten vardı, o zaman tartışılmadı. Kimse fikrini söylemedi. Problem orada. Bütün mimari dergilerde bu projeyi 2001’de hazırlamaya başladığımızdan beri son dört yıldır her ortamda anlatıyoruz. Ama herhalde herkes son dakikada baktı projeye.
Zamanın Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile neler yaşandı?
- Biz bu ihaleyi aldıktan sonra Denizcilik İşletmeleri bizi çağırdı. O toplantıda Erkan Mumcu da vardı. Kendisini Hannover’da bir fuarda tanımıştık. İhaleyi aldığımızı duyunca sevinmiş, bizi çağırdı, projeyi konuştuk. Programı birlikte oluşturduk. 1995 yılında Salıpazarı Limanı Turizm Bölgesi ilan edildi. İhaleyi aldıktan sonra programımızı hazırladık. Onların kafalarında müze hiç yoktu. Biz ekledik. Projemize göre, Galataport Projesi’ndeki ana çekim noktası bir müze ve onun etrafındaki alışveriş merkezi olacak.
4 numaralı antrepo nasıl Modern Sanat Müzesi haline dönüştürüldü?
- Bu antrepo İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından geçmiş yıllarda bienal için kiralanmıştı. Bienalle başlayan bu iş birden bire yaşatılır mı diye ortaya çıktı. Eczacıbaşı ile yazışmalar yapıldı. Arkasından bienalin olduğu 4 nolu antrepoyu geçici süre için kiraladık. Müzenin maliyeti ihaleyi alan yatırımcı için hiçbir şey değil. Kim alırsa alsın mutlaka bir müze yapacak. 4 nolu antrepo da müze için ideal bir yer.
CEMAL GÜRSEL'İN TORUNU |
Melkan Gürsel Tabanlıoğlu: 1969 doğumlu. Tabanlıoğlu Mimarlık şirketine 1995’te ortak olarak katıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu. Mimarlık mastırını Metropolitan Catalunya Politeknik Üniversitesi’nde yaptı. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca biliyor. Galatasaraylılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi. Murat Tabanlıoğlu: 1960 doğumlu. Viyana Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu. İngilizce ve Almanca biliyor. Yıldız Teknik Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde davetli öğretim görevlisi olarak çalıştı. İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Kurucu Üyesi, Uluslararası Alışveriş Merkezleri Birliği ve Yapısal Çelik Derneği Üyesi. |
Projeye göre İstanbul Modern’in yıkılması mı gerekiyor?
- Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gelen paftalar doğrultusunda projeleri yaptık. Paftalar 2004 aralık ayı başında bize geldi. Hem Anıtlar Kurulu, hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı bize dedi ki ‘Denizden bakıldığında Tophane’nin, Nispetiye Camii ve Kılıç Ali Paşa Camii’nin siluette ortaya çıkabilmesi için 4 numaralı antreponun yani şu anda İstanbul Modern’in kaldırılması gerekiyor. 1960’da yapılan ilk projede o antrepo yokmuş, sonradan yapılmış. O yüzden biz ihaleye çıkan projemize o müzeyi koyamadık. Bize devlet ‘Ey mimar bunu kaldır’ dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gelen talep buydu. Bakanlık bize bunu derken, Başbakan müzeyi bizzat ziyaret ediyor ve bunu 11 Aralık’ta bitirin ben açacağım’ diyor.
Sizce yıkılması doğru mu?
- Başbakan’ın açtığı İstanbul’un ilk modern müzesinin yıkılması bizce doğru değil. Anıtlar Kurulu’nda tekrar konuşulması gerekiyor. İstanbul’un silueti için müzenin yıkılması gerekebilir, ama bizce böyle bir müze bir daha kolay kolay yapılamaz. Projeye adapte olmasında fayda var.
4 No’lu antrepo yıkılmazsa projedeki Tophane Meydanı’nı etkilenir mi?
- Tophane Meydanı’nın yeniden hayata geçirilmesi ve aktivitelerle eski canlığına kavuşmasını planlıyoruz. Buradaki meydan daha görkemli ve büyük olacaktı. Ancak 4 nolu antrepo kalsa da, şu andaki saat kulesi ve çevresinde yine çok büyük bir meydan olacak.
Hazırladığınız projeye göre Salıpazarı Limanı’nda neler değişecek?
- Proje de minimuma inmiş bir liman var. 1.2 kilometrelik deniz kenarına dev gemiler yanaşıyor. Bu alanı yarıya indirdik. Sahilin yarısını kullanıma açalım dedik. Madem büyük gemiler İstanbul’a gelmeye niyetli, ileride onları başka yere yanaştırabiliriz. Projede yer alan binaların ortalarını açıp avlular ekledik, yürüme alanları koyduk. Tophane Meydanı ve saat kulesi ortaya çıkacak. Mevcut Kıyı Kanunu’na göre kıyıda hiçbirşey yapamıyoruz. Sadece park yapabiliyoruz. Mevcut binaları yıkarsak yerine birşey yapamıyoruz. O yüzden binaları dönüştürelim diyoruz.
3.5 milyar Euro kirayı düşük buldunuz neden?
- Bölgeyi yaparken maliyetlerini de araştırdık. Hesabımıza göre buranın maliyeti 200 milyon doları bulur. Limanın altı su, dalgıçlarla girilip depreme dayanıklı hale getirilmesi lazım. Yeraltındaki otoparkların maliyetleri ayrı. Galataport bizim verdiğimiz isim. Burası daha yapılmadan değeri ortaya çıktı. Bence değeri daha fazla olabilirdi. Daha fazla uluslararası firma girseydi keşke, rekabet fiyatı artırırdı.
Projede oturulacak evler de var. Başta böyle bir düşünce var mıydı?
- Başta hiç aklımızda yoktu, ama incelemelerden sonra karar verdik ki bölgeye sahip çıkılması, insanların yaşaması gerekiyor. Bunun için bir miktar oturma alanı olması gerektiğini önerdik. Burası 49 yıllığına kiralanacağı için mülkiyet devletin olacak, oturanlar da kira ödeyecek. Apart otel, küçük stüdyo evler, normal evlerle burada yeni bir yaşam tarzı ortaya çıkacak. Ana kural mevcut binaların dönüştürülmesi.
Projede trafik sorunu için çözümler yer alıyor mu?
- Yollar İstanbul Belediyesi’nin sorumluluğunda. İhaleden önce beni çağırdılar. Trafik projelerinin içine projeyi de dahil ettiler. Trafik yoğunluğunu düşünerek biz bölgedeki yolun bir bölümünün tünelle yolun altına aktarılmasını önerdik. Böylece ana trafik alttan akarak Beyloğu ile bütünleşebilir. Bir ikinci önerimiz de Galatasaray Meydanı ile Galataport’un Tophane Meydanı’nın doğrudan birbirine bağlanması. Beyoğlu’nun arkasından yürüyerek Galataport’a inilebilmesini planlıyoruz. Ya da elektrikli minik otobüslerle iki meydan arasında doğrudan bağlantı kurulabilir.
Galataport gibi projelerde mimarlığın maliyetteki payı nedir?
- Mimarlar Odası minimum birim fiyatları 6 ayda bir yayınlar. Dünyada projenin yüzde 8-10’udur. Türkiye’de bunu yarısı.