Evlilik, sıcak baktığım bir konu

Güncelleme Tarihi:

Evlilik, sıcak baktığım bir konu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2014 11:10

“Yalan Dünya” dizisinin ‘çift karakterli’ (Eylem & Vasfiye Teyze) başarılı oyuncusu Gonca Vuslateri, BeStyle Wedding dergisi için gelinlikle objektif karşısına geçti. Genç oyuncu, çekimin ardından hakkında merak edilenleri anlattı.

Haberin Devamı

Gonca, girdiği ortama yanında enerjisini ve hatta içindeki pek çok karakteri getiren ‘küçük dev’ bir kadın. Minyon fiziği, az kişide denk geleceğiniz karakteristik yüz hatları, bu hatlara çok yakışan kısa saçları onu şahsına münhasır kılan detaylardan sadece bazıları. ‘Sadece bazıları’ dememin bir sebebi var, Gonca’yla sohbet etmeye başladıktan sonra gördüğünüz kadının içinden adeta matruşka gibi çıkan pek çok kadınla peşi sıra tanışıyorsunuz. Onun için bir tanımdan daha söz edecek olursak o da herhalde ‘hikâyeli’ olur. Güzel oyuncunun anlatacak hikâyesi bol; gözlem yeteneğinin, hayatı algılama biçiminin, gerçekliğinin de bunda faydası var pek tabii.
Gonca Vuslateri’nin şu sıralar yoğun set temposuna bir de yeni iki filmin (biri aşk filmi, diğeriyse sıkı bir komedi projesi) okumaları eklenince içinden ‘koşturan Gonca’ çıkıveriyor. Röportaj için bir araya gelmemiz/gelemememiz bile bir macera. İnsan ister istemez onun hayatındaki adrenalini merak ediyor. Soruyorum, gülümseyerek cevaplıyor:
“Şu sıralar baharı bekleyen kumrular gibi bir ruh halindeyim diyebilirim. Gerçekten baharı yaşamak isteyen bir dinginlik var üzerimde; içim çok huzurlu. Genelden söz etmem gerekirse de beni iyimser duyguları seçmek, sevgi dolu filmler seyretmek, arkadaşlarımla olmak, köpeklerimi sevmek, camımın önündeki ceviz ağacının yapraklarının balkonuma doluşması (Ara sıra Türk kahvesi içip ceviz ağacının yapraklarını okşarım, sonra ellerim mis gibi kokar) dinlendiriyor. Ama mesela bilinenin aksine ben dinlenirken kitap okuyamam, kitap benim için apayrı bir çalışmadır.”
MÜJDAT GEZEN HAYATA
HARİKA HAZIRLADI BENİ
Oyunculuk yeteneğini en çok da Gülse Birsel’in başarılı projesi “Yalan Dünya”da gözler önüne seren Gonca Vuslateri’nin mesleğini icra etme yönteminin de hayatı yaşamaktan ayrılan bir yanı yok, rahatlıkla başarısının sırrının burada yattığını söyleyebiliriz.
“9-10 yaşlarımda başladım oyunculuğa. O kadar serüvenler atlattım ki, yaptığım her iş bir mezuniyet benim için aslında. Gün geçtikçe öğrenecek şeylerimin hiç bitmediğini görüyorum, söyleyecek şeylerimin de elbette... Sahneye çıktığım zaman ‘Konuşacağımız o kadar çok şey var ki’ diye bir özlemin üstesinden geliyorum sanki. Mesleki kırgınlığım hiç yok, her şey olması gerektiği gibi akıyor bu aksiyonun içinde. Müjdat Gezen hocam, en çok da hayata harika hazırladı beni. ‘Asıl okul şimdi başlıyor’ dediği günden beri hayatın içindeki öğrenciliğimi yerine getirmeye çalışıyorum. Gülse Birsel’le çalışmak harika bir serüven. Daimi olmasını her şanslı oyuncu gibi ben de isterim. Bir de bol bol sinema filmi yapmak isterim, Türkiye gerçekten dünyanın gıpta edeceği hikâyeleri içinde barındırıyor.”
ÇOCUKKEN TAM BİR
BAŞ AĞRISIYDIM
“Yalan Dünya”da Eylem ve Vasfiye Teyze karakterleriyle geniş kitlelere yayılan ünü sonrasında, her şöhretli gibi Gonca’nın da hayatıyla ilgili pek çok şey merak edilmeye başlandı. Başarılı oyuncu, bir röportajcıyı rahatlatacak malzemeyi üstelik bonus olarak oldukça başarılı bir Türkçeyle karşı tarafa veriyor. Kendi adıma, farklı rollerin üstesinden başarıyla gelen oyuncunun en çok da çocukluk yıllarını merak ediyorum, o da her soruya yaklaştığı samimiyetle başlıyor anlatmaya:
“Zaman zaman mutlu, zaman zaman kırılgan bir çocuktum. Ortaokul yıllarım Bursa’da ve çok serseri geçti. Hâlâ gülüyorum kendime, tam bir baş ağrısıydım. Günlüklerimde hep yazılı olan dua şuydu: ‘Evrene faydalı bir oyuncu olmak istiyorum.’ Hiç kendimi koymamışım başrole, hep herkese iyi gelmekten yana çabalamışım. Zaman zaman iki parçaya ayrılmış gibi hissettiğimde önce kendimi motive ediyorum, çünkü çocukluğumda en çok da kendimi göz ardı etmişim.” “Peki ya şimdi?” diye soruyorum, şöyle yanıtlıyor: “Kendimde ve hayatta her şeyin değişken olduğunu kabul ettim. Bazen yorgun olduğumda içime kapanıyorum ve aşırı ilgi beklenildiği anda biraz gergin tavırlar sergileyebiliyorum. Paniklediğim durumlar oluyor, lakin biliyorum bu da geçici.”
MODAYA ARKADAŞLARIMLA
DERS GİBİ ÇALIŞIYORUM
Sohbette rahatlığını ön planda tutan güzel oyuncunun bu ‘cool’luğu, dolabına da sirayet etmiş durumda. Bu konuda da olurları, olmazları çok belirgin. Başarılı isim, modayla olan ilişkisini sektördeki yakın arkadaşlarının desteğiyle ‘bunalmadan’ çözümleyebildiği için de oldukça mutlu.
“Moda alanını elimden geldiğince takip ediyorum. Tasarımcı, stil danışmanı, modacı çok arkadaşım var, onlarla adeta ders gibi çalışıyorum. Çok bilmememe rağmen acayip seviyorum o hayatı. İnanılmaz hızlı bir çalışma ve üretim var, bunlar hayatı renklendiren şeyler. Hakan Akkaya’nın çalışmaları jilet gibi ruhumu keskinleştiriyor, Hakan Öztürk’le bir hayal dünyasına giriyorum, ki ondan başka hiç kimse o dünyadan çıkaramaz herhalde beni. Özlem Süer ayrı bir tat, Umut Eker bambaşka bir stil... Daha birçok kişi var bu alanda bayıldığım. Siyah ve dantelli elbiseleri çok severim, dönem kıyafetlerine ise bayılırım. Alışverişi mutlaka yakın arkadaşım Didem Soydan’a sorarım. Bir de dediğim gibi Hakan’larım vardır (Öztürk ve Akkaya) onlardan fikir alırım mutlaka.”
99 YILINDA AŞIK OLDUĞUM
GELİNLİĞİ SONUNDA BULDUM
Derin bir sohbetten sonra esas buluşma sebebimizin ‘Wedding’ olduğunu hatırlıyor ve aynı anda gülüyoruz. Bu konuda ser verip sır vermeyen pek çok tanınan ismin aksine Gonca Vuslateri, (yine) ne düşünüyorsa tüm samimiyetiyle anlatmaya başlıyor:
“Evlilik sıcak baktığım bir konu aslında. Güzel denkliklerle başlayan bir hikâye. Dönem, eski dönem değil elbet, boşanmalar sık oluyor ama sanırım bunu aynı özgür seçimin içinde değerlendirmek gerekiyor. Nihayetinde sevmekle ilgili arayışımız ‘birini sonsuza kadar sevmek’. Evlenmek ve çocuk elbette aklımdan geçen şeyler. Gelinlik mevzusu da pek çok kadında olduğu gibi çocuk yaşlardan bu yana bakındığım bir şeydir. Mesela 99 yılında görüp aşık olduğum bir gelinliğin fotoğrafını hâlâ saklarım. Yıllar sonra da buldum o gelinliği, gerçekten komik oldu.”

Haberin Devamı


“İYİ BABA” OLMALI
Gonca Vuslateri’nin evliliğe uzak durmadığını öğrendikten sonra şanslı damat adayıyla ilgili sorular sıralamamak olmazdı. Sordum ve nihai buluşma sebebimizi tamamına erdirmiş oldum: “Hayatımın erkeğinde aradığım özellikleri hiç düşünmedim inan ki. Herkes başka başka hikâyelerden geliyor. Ama herhalde iyi baba olması, evleneceğim adamda arayacağım özelliklerin başında geliyor. Aşkı getirdiği güzel duygularla, yüksek ve şefkat dolu yaşayan biriyim ama bu aralar sadece işime ve bir de uzak ülkelere aşığım.” (Gülüyor)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!