Evlilik mi dediniz, neden olmasın!

Güncelleme Tarihi:

Evlilik mi dediniz, neden olmasın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2008 00:00

Bir süre köşesine çekilip sessizliğe bürünen Zuhal Olcay, baharla birlikte coştu! Önce "Beni Unutma" adlı dizide Doktor Peride rolüyle geldi ekrana, hemen ardından "Mevzuhal" adlı müzikli sohbetli programı girdi devreye. Seda dergisi de ünlü sanatçıyla biraz diziyi biraz da gerçek aşkı konuştu.

Zuhal Hanım, öncelikle "Beni Unutma" adlı diziden başlayalım sohbetimize. Doktor Peride nasıl biri?

- Peride bir nefrolog. Yani böbrek hastalıklarıyla ilgili uzman bir doktor. Zengin bir ailenin kızı. Bir oğlu var. Ailesinin maddi düzeyi oldukça yüksek. Ama oğluyla yalnız yaşıyor ve kendi imkanlarıyla bir hayat kurmuş kendisine. Yalnız yaşamasının nedeni eşini erken bir zamanda kaybetmesi. O da doktormuş. Bir gece bir hastaya giderken, trafik kazası geçiriyor ve ölüyor. Ondan sonra da evlenmiyor. 10-15 yıldır yalnız yaşayan bir kadın dolayısıyla. Oğlu da 14-15 yaşlarında. Annesi oldukça statü düşkünü bir kadın. Annesinin paraya endeksli yaşam tarzı onu sinirlendiriyor. Neredeyse nefrete dayalı bir ilişkileri var.

n Zuhal Olcay ile Peride’nin örtüşen yanları var mı?

- İster istemez dizi çalışmalarında kendinizden bir şeyleri role taşıyorsunuz. Ama Peride’yle örtüşen ilk yanım tabii ki mücadeleci kişiliğim. Tek başına hayatta kalmak, tek başına hayatla mücadele etmek ve özgürlüğüm örtüşüyor. Kendi gücümle var olmaya çalışmam da benziyor. Çağdaş, çalışan birçok kadın gibi aslında. Böyle kadınlar da pek az değil.

n Bu dizide Uğur Polat’la başrolü paylaşıyorsunuz. O ’Şoför Recep’ rolünde, siz de doktor rolündesiniz. Aslında imkansız bir aşkın kahramanlarını oynuyorsunuz. Ne dersiniz, gerçek hayatta da bir şoförle bir doçent doktor aşk yaşayabilir mi?

- İmkansız diye hiçbir şey yok. Her şey olabilir. Hele aşkta... Ben buna o kadar inanıyorum ki... Eğer zihnimizden geçiyorsa, onun karşılığı bu evrende, bu gezegende mutlaka var. Peride zaten sınıfsal farklılıkları umursamayan bir kadın. Birisi ne iş yapıyor ya da kaç para kazanıyor diye bakmıyor. Nasıl bir insan diye bakıyor. Çok zor bir şey böyle bir insan bulmak günümüzde. Bak bu imkansız olabilir mesela. Allah’tan Peride gibi karakterler hálá var. Dolayısıyla bu hikaye imkansız değil. Uğur Polat’ın oynadığı karakter Recep de öyle bir karakter ki... Çok zengin, eğitim görmüş, çok güçlü adamların sahip olamayacakları insani karaktere sahip. Peride de boşuna aşık olmayacak adama.

n Zuhal Olcay ile Uğur Polat daha önce "Yeditepe İstanbul" gibi çok sevilen bir dizide oynadı "Beni Unutma" tıpkı o dizi gibi ekranda yine fırtınalar estirebilecek mi?

- "
Yeditepe İstanbul"da da birlikte çalışmıştık, çok sevilen bir diziydi. Bana yine estirecek gibi geliyor. İnşallah.

n Ekranda yayımlanan dizilerin sayısı çok fazla ve aralarında inanılmaz bir reyting savaşı var. Size göre "Beni Unutma"nın reyting şansı ne?

- Bu çok düşündürücü bir şey. Dizinin TRT’de yayımlanacak olması çok önemli. O beni rahatlatıyor. Sanıyorum reyting muharebelerine girmeden bir şekilde götüreceğiz. Biraz da şans...

n "Beni Unutma" bir dönem dillerden düşmeyen bir Sezen Aksu şarkısı aynı zamanda.

- Yapımcımızın fikriydi bu... Dizinin adına çok denk düştüğü için şarkıyı dizi müziği yapmak onun fikri oldu. Ben de söyledim.

n Zuhal Hanım, bu arada ikinci projeniz de TV8’deki "Mevzuhal" adlı program oldu. Bize bu programla ilgili bilgi verir misiniz?

- Bu programda her hafta bir konuğum oluyor. Müzik ağırlıklı. Arada minik sohbetlerimiz, diyaloglarımız da oluyor. Haftada bir perşembe akşamları TV8’deyim.

n Bu programa özellikle konuk etmek istediğiniz, bunun için de sabırsızlandığınız isimler var mı?

- Uzun bir liste yaptık. Program uzun soluklu olursa bütün sanatçı arkadaşlarımı davet etmek istiyorum.

n Zuhal Olcay’ın özel hayatı çoğu kez merak edilir ama o hayata kimsenin ulaştığı söylenemez. O sınırları kimsecikleri kırmadan ’girilmez’ olarak nasıl çizebiliyorsunuz?

- Ben gazeteci arkadaşlarıma da teşekkür etmek zorundayım. Çünkü onlar beni hiçbir zaman çok zorlamıyorlar. Dolayısıyla aramızda çok derin ve sessiz bir anlaşma varmış gibi... Öyle bir şey yok ama sanki öyleymiş gibi davranıyorum. Onlar da bana ilişmiyor. Kısaca eğer siz bir şeyin bilinmesini istemiyorsanız, emin olun o bilinmez zaten.

n Bir evlilik daha olabilir mi, yoksa size çok mu uzak?

- Olabilir. Niye olmasın? Hiçbir zaman "Asla bir daha evlenmem" ya da "Mutlaka evleneceğim" demiyorum. Yani neden olmasın?

n Bir açıklamanızda yalnızlığın hiç de kolay olmadığını söylemişsiniz. Nedir zorlukları?

- Yalnızlık çok güzel bir şey. Önce onu söylemiştim. Yalnızlık harikulade bir şey. Ama hiçbir şey tek başına harika değildir. Hiçbir şey tek başına rezalet değildir. Bunun da güzel tarafları ve bedelleri var. Şu anda ben yalnızlığımdan ve yalnız yaşamaktan çok memnunum.

n Hiç zorluğu yok mu?

- Bir şeyleri paylaşmak sadece kocanızla ya da sevgilinizle olmaz ki... Başkaları da var hayatınızda. Ben ikisini de çok net yaşamış biri olarak, şu an bu durumumdan çok mutluyum.

n Kızınız Ceren’den söz eder misiniz? Dizide sizin gençliğinizi oynuyor ve çok da iyi...

- Ceren üniversiteyi bitirdi. Bir ara sinemada kamera arkasında olabilir miyim diye bakıyordu. Sinemada çok güzel işler yaptı. Nuri Bilge Ceylan’la çalıştı. Şimdi milli tango dansçısı. Tango dersleri veriyor. Hayata şöyle bir bakıyor ne yapabilirim diye. Uzaktan kokluyor.

n Yüzünüzün keskinliği ve sert bakışlarınız çok defa söylendi size. Bizim görmediğimiz yüzünde ne var Zuhal Olcay’ın?

- Herkes kadar hüznü yaşıyorum, seviyorum, ama onun dışında eğlenceli ve matrak biri olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Gülmeyi çok sevdiğimi söyleyebilirim. Herkes gibi benim de birçok yüzüm var. Ama bu yüz sadece hüzünden ibaret değil. Eğlenceli, matrak, gülmeyi seven, gezmeyi seven, bazen depresif olan, bazen somurtuk, bazen güleç, kısaca herkes gibiyim.

n Yakın zamanda gerçekleşecek sinema filmi projeleriniz var mı?

- Şu anda yok. En son "İyi Seneler Londra" gösterime girmişti. Albüm çalışmalarım var şu an. ’Başucu Şarkıları 1’ ve 2’yi yaptık. Şimdi aynı ekiple yepyeni şarkılar için çalışıyoruz. Hiç duyulmamış yeni şarkılar. Önümüzdeki günlerde çıkacak inşallah.

Aşk bitmeye mahkum bir duygudur

n Aşka inanıyor musunuz peki?

- Aşk konusu çok derin bir konu. Birkaç cümle söyleyip insanları yanlış düşündürmek istemiyorum. Aşk güzel bir şeydir. Yaşanmalıdır. Çok da abartılmamalıdır diyorum. Benim ana fikrim budur. Geldiğinde çok hoş, yaşandığında çok tatlı, ama çabuk giden, çabuk kaybolan bir duygu. Bu gerçeği bilerek, geldiğinde kapıları açmakta fayda var. Ama bir gün uçup gideceğini bilerek... İstesek de istemesek de, kabul etsek de etmesek de bu böyle. Kalıcı olmuyor. Bunu söylediğinizde aşık çiftler ya da yeni evliler "aşk sürer" diyorlar. Ama bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Kabul etmekte fayda var. Zaman içinde sevgiye dönüşüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!