Güncelleme Tarihi:
Bir süredir ortalıkta yoktu. Meğer "hamilelik dönemi"ndeymiş; doğuma günler kala çıktı, işinden özel hayatına her şeyi Elele dergisine anlattı. Ata Demirer, bu sezon stand-up, kaset, kitap ve TV şovuyla hayatımızı renklendirmeye hazırlanıyor.
n Oldukça yoğun bir dönem başlayacak galiba sizin için...
- Evet, 3-4 tane proje birden var. Öncelikli projem "Havadan-Sudan" adlı yeni bir stand-up performansı. Bunu özel gösterilerde ve üniversitelerde sergileyeceğiz. Daha sonraki 1-2 ay içinde de büyük salonlarda halkla buluşmasını temenni ediyoruz. Ocak ayında çıkarmayı planladığım bir de kitap projem var. Birkaç yıldır biriktirdiğim ve seyirciyle paylaşmadığım yol ve serüven hikayeleri, Aziz Nesinvari öyküler... Ayrıca bir televizyon şovu yapacağım. Film teklifleri de var ama henüz bir çalışma yok, bakalım.
n Bir de Makara kasetiniz vardı...
- Makara kasetinin satışlarından çok memnun kaldık, faturalı bilgi 87 bin sattığı yönünde. Yenisini yapmak gibi bir düşüncem var. Anlayacağınız şu an gebe durumdayım. Yavruladığım zaman hepinizi çağıracağım hatta yavrulardan birini size vereceğim.
n Film, dizi, kaset, kitap, stand-up, TV programı... Bir noktadan sonra bu kadar çok kola ayrılmak şart mı?
- Bizim milletçe bir hastalığımız var; ben her şeyi yaparım durumu. Benim öyle değil. Anlattığım şeylerin hepsi mizahla ilgili. Biri mizahın sahnede oynanan biçimi, biri mizahın yazılı biçimi, biri oyunculuk olarak katkı biçimi. Benim işim mizah! Ahtapotun kolları misali, olması gereken şeyler. Ne kadar değişik şey üretirsem o kadar mutlu oluyorum.
n Kiloyla ilgili sorulardan sıkılıp sıkılmadığınızı merak ediyorum...
- Evet, bu tip sorulardan sıkıldım. Çünkü kiloyla ilgili konuşmanın hiçbir anlamı yok. 100 dakikalık gösteride fiziksel espri 10 dakikayı bulmaz. Niye bu 10 dakikaya takılınıyor, bunu anlamış değilim. Hayatımda da bununla ilgili hiç vakit harcamam. Çünkü kondisyon dışında bende hiçbir sıkıntısı yok durumumun. Ne sosyal ne de psikolojik açıdan...
n Hakikaten kilo konusunu bu kadar aştınız mı yoksa içten içe alınıyor musunuz yapılan esprilere?
- Yok alınmam. Çok kızsam kilo veririm zaten. Belki kadın olsam bozulurdum ben de... Ama hiç oraya takılmıyorum. Ben Kazanova değilim ki, öyle bir iddiam yok. Düşünsene beni kremler sürüyorum falan, metroseksüel erkek! Ama yok yani bende öyle bir durum, ben "balıkçı-seksüelim"; sakal, rakı falan!
n Sevgiliniz Özlem Kaya’yla nasıl tanıştınız?
- Özlem benim gösterilerimin kostümünü yapıyordu. Bir elektrik doğdu ve bir şeyler başladı. 6-7 yıldır tanıyorum Özlem’i, arkadaşlıktan aşk doğdu.
n Aşk kelimesinin anlamı ne sizin için?
- Aşk, beynin çok güzel bir aldatmasıdır. Birlikte olduğum insanı o yokken özlüyorsam bu bir çeşit aşktır.
n Sevgilinizle aranızdaki fiziksel fark çok konuşuldu.
- Kız arkadaşım minyon diye mi konuÅŸuldu? Basketçiler ne yapsın peki? Ä°liÅŸkide beyin uyuÅŸması yetmeyebilir, fiziksel uyum gerekir. Fakat fiziksel uyum görsel anlamda bir ÅŸey deÄŸildir ki. Fiziksel uyum, tensel uyumdur. Birinin kokusunu sevmeyebilirsin.Â
n Evliliğe sıcak bakmadığınızı biliyorum. Bu düşüncenizin anne ve babanızın boşanmış olmasıyla ilgisi olabilir mi?
- Hayır, benim evlilik kavramının kendisiyle ilgili sorunum var. Evlenmek için çocuk yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk arzuladığımda benim de yapabileceğim bir şey bu.
n Aynı evi paylaşırsanız gerek yok yani evliliğe?
- Tabii ki, aileler de sorun çıkarmadıktan sonra. Aynı evi paylaştıktan sonra, herkes birbirine saygı gösterdikten sonra evliliğin de bundan pek bir farkı yok ki... Kadın her yerde kadındır, aynı kemeri boynuna takar senin. Sevgiliyken de "neredeydin?" yapar yani.
n Hep çok içtiğiniz konuşuluyor sizin, doğru mu?
- Çok içmem. Bir kere çok içen adam gündüz de içki içer. Ben her Türk erkeği gibi muhabbeti seven, rakıdan, balıktan, mezeden anlayan her insan gibi içkimi içerim.
Beyaz gibi talk-show yapamam
n Komedyen denince genelde ilk üç olarak; Beyaz, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan sayılıyor. Siz neden bu üç isimden biri değilsiniz?
- Ben sadece kendim gibiyim. Benim aldığım veriler de öyle değil ayrıca, bu isimleri kim sayıyor bilmiyorum. Son dört yılda 25’ten fazla ödül aldım. Yılın en iyi komedi oyucusu gibi ödüllerdi bunlar. Şovumu 1 milyon insan gelip seyretti. Ama herkes farklıdır. Ben de, Beyaz gibi talk-show yapamam mesela. O kadar sabırlı ve dikkatli olamam. İş gereği karşımdakini o kadar merak ediyormuş gibi yapamam. Merak da etmem zaten çok fazla. "Senin son albümün n’oldu?" tarzında sohbetlere giremeyebilirim. Öyle bir tarzım yok benim. Benim farklı özelliklerim var.
n İleride her şeyi bırakıp denizde yaşayabilir misiniz?
- Bu her an olabilir! Halletmem gereken şeyleri hallettikten sonra denizde yaşayabilirim. Daha önce denizde 6-7 ay kaldım, yapabiliyorum. İleriki yaşlarda böyle bir şey yapacağım sanırım.