Röportaj: Sema DENKER
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2006 00:00
Levent Yüksel, her an sürpriz yapıp evlenebileceğini açıkladı. Uzun bir süredir büyük bir aşk yaşadığını itiraf eden Yüksel, "41 yaşındayım ve artık baba olmak istiyorum. Çok da güzel giden bir ilişkim var. Her an evlenebiliriz" dedi...
Kaç yaşındasınız?- 41... O yüzden kadın şarkıları okumaya karar verdim zaten...
- Kadın şarkıları okumak için, o olgunluğa sahip olmak mı gerek diyorsunuz?
- Kesinlikle... O olgunluğa sahip olamazsanız, o sözlerin anlamını idrak edemezseniz ne anlamı olur ki? Bütün şarkılarda 41 yılın yaşanmışlıkları ve her şarkının bir hikayesi var ben de.
n Niye bu şarkılar peki?
- Sözlere dikkat ettim. Sözler çok önemlidir benim için. Sonra "Bu şarkıları ben söylersem nasıl olur" dedim, tek tek hepsini söyledim, tarttım, yakışıp, yakışmadığına baktım... Bu kriterler sonucunda da 40 şarkı arasından albümdeki 12 şarkıyı seçtim. Seçtim ama stüdyo aşamasına geldiğimiz zaman çok acayip bunalıma girdim.
n Neden?
- Çünkü hepsi hit olmuş şarkılardı. Bir an durdum ve kendi kendime, "Bunların hazır söylenmişi var, ben neden tekrar ediyorum ki" oldum. Şarkılarla yüzleşince, içimi acayip bir korku sardı. Bu yüzden bir ay stüdyoya girip şarkıları okuyamadım.
ÖZLEM TEKİN ARAMADI
n Yani Sezen Aksu’nun, Ajda Pekkan’ın yorumladığı şarkıları, onlar kadar iyi yorumlayamazsam diye korktunuz, sonra ne oldu?
- Şöyle oldu; "Sezen’in, Ajda Pekkan’ın, Nilüfer’in, Zuhal Olcay’ın çok güzel söylediği şarkıları ben niye tekrardan söylüyorum, bunu yapmamdaki amaç ne?" diye düşündüm... Belki insanlara bu şarkıları bir erkekten dinlemek hoş gelmeyebilirdi. Bütün bunları çok düşündüm açıkçası.
n Kısacası bu albümü yapmanızdaki amaç neymiş?
- Kadınların erkeklere söylediği şarkıları, bir de erkekten dinletmek.
n Şarkıların ilk sahipleri beğenmiş mi peki, nasıl yorumlar geldi?
- Aslında albüm çıkmadan önce hepsine dinletmek istedim. Sonra vazgeçtim. Çünkü ister istemez, "İyi bir şey yapmışım değil mi?" beklentisi içine giriyorsunuz. Onlar da öyle düşünmeyebilirler. Böyle düşünmemekte çok da haklılardır. İşte bu yüzden dinletmek istemedim. Ama albüm çıktıktan sonra çok güzel yorumlar aldım. Nükhet Duru, Ajda Pekkan aradı çok beğendiklerini söylediler. Zuhal Olcay da aradı. Nilüfer’in yorumu bana iletildi. Sezen zaten canım... Şebnem Ferah aradı.
n Hiç aramayan oldu mu?
- Sadece Özlem Tekin aramadı. Belki de dinlememiştir. Dinlese de aramaz. O öyle bir kız çünkü. Eminim ki beni gördüğünde, "Çok güzel okumuşsun" diyecektir.
n "Acaba ne söyleyecekler" diye merak ediyor insan değil mi?
- Yani ben aranmayı beklerim. Her zaman bu çok önemlidir benim için. Beğenilmek hoşuma gidiyor, ne yapayım? Takdir beklerim. Beğenilmemek gibi bir takıntım var açıkçası. Bu takıntımın sebebi de çok mükemmelliyetçi olmamdan kaynaklanıyor. Tabii ki beğenmeyenler çıkabilir, bu çok normal... Ama yine de takarım işte.
n Biraz önce "Benim için şarkı sözleri çok önemlidir" dediniz ya, hangi sözleri söylemezsiniz?
- Eğer o şarkının içinde benim söyleyemeyeceğim bir söz varsa, söz yazarını gider, bulur, o sözü değiştirmesini isterim. Değiştirmezse de okumam. Mesela Aşkın’ın "Ayrılmam" şarkısında "Hasret büyüyor göğsümde" cümlesini ben, "Hasret büyüyor kalbinde" diye değiştirdim. Bu değişimden asla Sezen’in haberi yok. Nasılsa Sezen bir şey söylemez diye böyle yorumladım.
n Anladım. Göğsü, kalp yaptınız... Göğüs olarak kalsa ne olurdu?
- Kadınsı duyguları çağrıştırıyor. "Kalbimde" dediğim zaman direk erkeksi oluyor. Bir kadın açısından baktığın zaman erkek göğsü güzel bir şey ama bir erkek okuduğu zaman, erkek göğsü falan olmuyor yani...
n Dinleyici buna dikkat ediyor mu peki?
- Hem de nasıl dikkat ediyor! Mesela diyor ki; "Şarkıda bir şey var ama ne olduğunu bilmiyorum." Olan işte bu, sözler. Aslında bunu çok da bilmesi gerekmiyor. Ama şimdi bilecek.
n Hakikaten çok ince düşünüyorsunuz...
- Çok titizim ne yapayım. Ve bunu da ilk kez sana itiraf ediyorum Sema. Sezen Aksu inşallah bu değişikliğe bir şey demez. Şimdi okuyacak...
SEVGİLİM AKLI BAŞINDA BİR KIZÇok güzel giden bir ilişkim var. Kız arkadaşım aklı başında, çok şirin bir kız. Bu camiadan değil. Tanınmamış birisi. Çok çocuk istiyorum. Hele bir de kızım olursa, of yani. Her şeyi bırakırım. Evlat daha kıymetli çünkü. Fakat bu yaştan sonra baba olmak çok zor. 41 yaşındayım... 43 yaşında baba oldum diyelim, çocuğum 10 yaşına geldiğinde ben 55 yaşında olacağım. Onunla oyun oynayacak halim kalmayacak. Bunları düşünükçe, geç kalmışım hissine kapılıyorum. Keşke daha geçmişte yapsaydım. Sonuç olarak, çok mutluyum... Güzel bir ilişki yaşıyorum. Bir erkek, bir kadını, "Bu çocuğumun annesi olabilir" diye seçebiliyormuş meğerse. Evlilik mevzusunu konuşmuyoruz ama her an bir sürpriz yapabiliriz...OYUNCU OLMAYI ÇOK İSTİYORUMOyuncu olmak için can atıyorum... Ama benim isteğim öyle çok profesyonel bir şey değil... Bir filmde küçücük de olsa bir rolüm olsun istiyorum. O dünyayı görmek, o havayı solumak çok hoşuma gidecek. Güzel bir anı olur benim için. Bana küçük bir rol verilsin, ben keyif yapayım. Ama tanıdığım bütün yönetmen arkadaşlarım, "Olmaz" diyor. Meğer sinema yüzüm yokmuş. Herkes, "Levent’cim sen çok güzel şarkıcısın. Ailecek dinliyoruz seni, dinlemeye de devam edelim. Aman oyuncu falan olma" diyorlar. Galiba hiçbir zaman oyuncu olamayacağım. Film değil, sadece klip oyuncusu olabileceğim. (Gülüşmeler)Hayatımda iki kere dayak yedim
Peki, şimdi neler yapıyorsunuz? - Bu cuma Kuruçeşme Arena’da konserim var. Biliyor musunuz hep, "Bu işin ilk 20 yılı çok zordur" derler. Profesyonel şarkıcılığımdan itibaren 13 yıldır şarkı söylüyorum. Müzisyen kimliğimi de katarsak çok daha uzun zaman oldu. Bu işe başladığım zaman, "şarkı çıkmıyor, olmuyor" diye üzülüyordum. 20 yıl bu yüzden önemliymiş. Dört yılda bir albüm yapmama rağmen bayağı bir hitim olmuş. İşte o hitlerin hepsiyle Arena’da olacağım.
n Tabii takıntılı birisi olarak, "Konser alanı dolar mı" diye şimdiden düşünmeye başladınız değil mi?
- Tabii... Bende hiçbir zaman, "Nasıl olsa doldururum" rahatlığı olmadı, olmayacakta. Gerçi işin bu tarafını pek düşünmem. 50 kişi de gelse, o 50 kişiyi mutlu etmek isterim. Benim için önemli olan iyi bir konser vermektir. Tabii ki Arena 15 bin kişilik bir mekan. Bu anlamda benim için çok önemli bir konser. Gerçi, Adana’da 14 bin kişinin önüne çıktım. Ve o zaman görüp, algılamıştım ama...
n Neyi algıladınız, Levent Yüksel’i mi?
- Evet... O konserde, o kalabalığı görünce Levent Yüksel’i hissettim... "Vay be" oldum...
TERSİM ÇOK TERSTİR
n Her zaman bu kadar sakin, bu kadar mutevazı mısınız?
- Mesleğim konusunda öyleyim... "Ben Levent Yüksel’im kardeşim" diye dolaşmam... Emeğe, mesleğe saygımdan dolayı dolaşmam. Günlük hayat içerisinde, insani ilişkilerimde elimden geldiğince kalp kırmamaya, insanları üzmemeye çalışıyorum. Sakinimdir, kolay kolay sinirlenmem. Ama sahne üzerinde öyle değilim. Çok acayip şeyler olabiliyor. Bazen ekibimin suratı asık oluyor. Neden suratınız asık diye soruyorum, "Abi senin yüzünden" diyorlar. Çekiniyor, korkuyorlar.
n Korkulan birisi mi Levent Yüksel?
- Korkarlar. Tersim çok terstir.
n Hiç hayatınızda kavga ettiniz mi?
- Hiç öyle yumruk yumruğa kavga etmedim. Ama iki kere dayak yedim. Çok küçüktüm ama... Ben kavga etmem ama bir sözüm yumruk kadar serttir. Öyle bir şey söylerim ki karşımdaki yıkılır. Bu çok kötü bir huy. Kadın-erkek hiç fark etmiyor.
n Çok kalp kırdınız o zaman?
- Çok kalp kırdım mı bilmiyorum ama, birilerinin kalbini kırmışımdır tabii ki. Böyle sert konuştuktan sonra da pişman oluyorum. Durup, "Ay ben ne yaptım" diyorum. Ondan sonra gidip bin tane takla atarak özür diliyorum... Allah’tan affediliyorum. Sempatikliğim ile yırtıyorum yani. (Gülüşmeler)