OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 24, 2000 00:00
EVLİLİĞİN SADO-MAZOŞİZMLE OLAN BAĞLANTISI ÜZERİNE BİR DENEME (Bir bayanın yanında okunması sakıncalıdır, okuduktan sonra imha edin!) Birazdan okuyacağınız konuda uzman değilim; biliyorum. Sadece okur-yazar olmanın getirmiş olduğu ilkelerden hareketle, bu yazıyı yazarak sizlerle bir şeyleri paylaşmak istedim. Ne yazık ki yaşadığımız dünyada hemen her evli erkeğin (evliliği bir süre yaşayarak hayatını tekrar kurabilenler de dahil) bazı şikayetleri vardır. Bense bu şikayetleri biraz daha açarak sizin gerçekleri anlamanızı sağlamaya çalışmak istiyorum. Ben artık evli değilim. Evet eşimden ayrıldım ve mutluyum. Bu mutluluğa nasıl kavuştuğuma siz de şaşıracaksınız. Şunu da unutmayın ki bu yazıyı yazarak kendimi büyük bir riske atıyorum, çünkü kadınlar arasındaki dayanışma inanılmaz derecede sağlamdır. (Her fırsatta birbirlerinin gözlerini oymaya ve kuyularını kazmaya çalışsalar dahi yanlarında bir erkek varsa oyulacak göz daima erkeğinki olur. Bu yazıyı okuyan sevgilim, eline geçirdiği herhangi bir cismi eminim gözüme sokmaya çalışacaktır.) Bu yazının asıl amacı erkeklerin birleşerek, özgürlüklerini kadınların elinden almasını sağlamak ve gözlerini gerçeklere açmaktır. Yanlış duymadınız; evet, bizler özgür değiliz. Kadınların iddia ettiği gibi, dünyada bir 'erkek hegemonyası' sürmüyor. Açın artık gözlerinizi. Daha ne kadar kukla olarak yaşayacağız. Onlar her istediklerini bizlere kolayca yaptırırken, biz köleliğimize devam mı edeceğiz. Hayır! İstediklerimizi özgürce yaşayacak ve huzurlu bir hayat sürebileceğiz. Bu psikolojik baskıya elbet günün birinde son vereceğiz. Kardeşlerim sakın unutmayın bu bir yeraltı faaliyetidir. Eğer örgütlenmeyi başarabilirsek, muhakkak bizi engellemeye çalışacaklardır. İyice güçlenene kadar beklemeliyiz. Onlarca yıl beklemek zorunda kalabiliriz. Müsaade ederseniz öncelikle bekar arkadaşlara, evliliğin ne demek olduğunu açıklamak isterim. Henüz kirlenmemiş arkadaşlar! Dikkatle okuyun. Evliliklerde genellikle sadomazoşist bir yapı geçerlidir. Biri alır, biri verir. Biri acı çektirir, biri acı çeker. Biri güler, biri ağlar. Biri aşağılanan olur, diğeri aşağılayan. Üzgünüm fakat evli erkekler mazoşist eğilimdedirler. Acı çeken, aşağılanan, üzülen ve hep kendinden bir şey veren siz olacaksınız. (Tamam mazoşist olabilirsiniz ama o kadar sevinmeye gerek yok. Abartmayın lütfen.) Evlendiğinizde asla beceriksiz olmamanızı, kendi kendinize yetmenizi, hata yapmamanızı bekleyeceklerdir. (Böyle biriyseniz niye evleniyorsunuz ki?) Evlenirseniz, bir daha asla yalnız olamayacaksınız. Yalnız olmak istemiyor musunuz? İyi; sadece şunu diyebilirim: Evlendiğinizde en çok istediğiniz şey bu olacak. Evlendiğinizde, -erkeksiniz ya- hep güçlü olmak zorunda olacaksınız. Onu tehlikelerden koruyacak ve gözeteceksiniz. (Evet o sokakta dükkanları seyrederek yürürken, 130 kiloluk kıllı bir şeye çarptığında, onu korumak zorunda kalacaksınız. Eğer daha önce kendinizi korumayı başarabilirseniz...) Başlangıçta sizin her şeyinizi sevebilir. Unutmayın! Evlendiğinizde her şeyinizi değiştirmeye çalışacaktır. Daha da kötüsü var. Bundan memnun olmanızı bekleyecektir. Ona aşık mısınız? Tamam, sizi kendisine aşık etmiş olabilir. Olsun tedavi olabilirsiniz, hiç bir hastalık çaresiz değildir. Ve şunu bilin ki bir kadınla bir erkek arasında yaşanabilecek en güzel ilişki 'platonik bir ilişki'dir. Evlenmek istiyorsanız, kitap okumayı,
film seyretmeyi ve müzik dinlemeyi ya da en azından bunlardan zevk almayı unutun. Sabun köpüğü dizilere alışmaya çalışın, kitap okumak ve müzik dinlemek ise elektrik süpürgesinin sesiyle birlikte ne kadar mümkün olabilir düşünün. (Çünkü süpürgeyi kullanan sizsiniz.) Evlenme öncesi birliktelik yaşıyorsunuz ve her şey güzel gidiyor değil mi? Şunu bilin ki bu birliktelikler bir köprü vazifesi görür. Siz köprüdesiniz ve onun gözünde ne olduğunuzu artık siz bulun. (Tek farkınız üstünüzde bir ceketiniz ve ceketinizin cebinde de paranız olması.) Evlenme öncesi birliktelik yaşıyorsunuz ve ufak tefek tartışmalarınız oluyor öyle mi? Mesela ayda bir defa filan. Evlendikten sonrası için size basit bir formül veriyorum hesaplayın: Evlilik sonrası aylık tartışma sayısı= Evlilik öncesi aylık tartışma sayısı x 30 Tütün kullanan arkadaşlar varsa eğer... Bundan sonra sigaranızı kışın balkonda titreyerek içeceksiniz, hazırlıklı olun. (Pijamanızın üstüne paltonuzu almayı unutmayın, atkının da faydası olabilir.) Evlilik için sizi zorlayabilir. Onun en değerli hazinesini aldığınızı söyleyebilir. (Saçmalama paradan bahsetmiyorum. Sen git başka şey oku daha çok küçüksün.) Emin olun ki o hazineyi asla zorla alamazsınız. Boşu boşuna şövalyelik yapmayın. Eğer evlenmek konusunda fikrini değiştiren varsa aşağıdaki maddelere de mutlak surette dikkat etmeli. Fiziksel ihtiyaçlar mı? Tamam aklınız fikriniz bunda zaten. Hayatta bir insanı en mutlu eden şeyin iyi bir orgazm olduğunu ben de biliyorum. O zaman şunu dinleyin bu konuda Amerika da yapılan bir araştırma "en iyi orgazm insan kendini tatmin ederse ortaya çıkar" sonucuna varmış. Daha ne diyeyim bilmiyorum ki? Çevrenizdeki evli insanlarla arkadaşlık kurmayın. Onlar muhakkak sizi evlendirmeye çalışacaklardır. Haklılar tabi. Hiç kimse çevrede acınacak tek insan olmak istemez. Unutmayın kargayla dolaşanın burnu pislikten kurtulmaz. Parası olmadığı için evlenemediğini söyleyenler vardır bilirsiniz. Onlara asla acımayın, hatta var olan parasını elinden almaya çalışın. (Ama malesef, onlar ne kadar şanslı olduklarını fark edene kadar, muhakkak evli birisi kendisine para yardımında bulunacaktır.) Tamam bayanlarla arkadaşlık edebilirsiniz elbette ama şunu bilin ki bekar bir bayan sizinle arkadaşlık ediyorsa hakkınızda iki şey bulmaya çalışıyordur: 1) Evlenecek kadar saf mısınız;2) Evlenecek kadar aptal mısınız. (Hoş onlar bunu arkadaşlığınızın ilk 10 saniyesinde anlarlar ama. İşi uzatmak ve size acı çektirmek hoşlarına gider.) Çocuk mu istiyorsunuz, evet büyük bir sorun. Evlenmeden olmuyor, oysa ne kadar sevimliler değil mi? Gecenin üçünde yahut etrafınızda yüzlerce kişi varken çarşıda, pazarda, otobüste her yerde bağıran ve ağlayan, durmadan
yemek isteyen ve çiÅŸini yapan (hem de elbisenizin üstüne), yemeklerini halının üzerinde biriktiren, size durmadan sorular soran ve aldığı cevaplarla yetinmeyip bir daha, bir daha, bir daha soran küçük insanlar! Siz bilirsiniz... Bence sabırla bekleyin... Elbette akıllı biri çıkıp çocuk edinme tekelini kadınların elinden almayı baÅŸaracak. Teknolojiden umut kesilmez. (Hem çocuk seviyorsanız ailenizdeki insanların çocuklarını sevin. Hem hiç derdi yok, hem de sevimliliÄŸi çok.) Eveeeeeet saygıdeÄŸer evliler... Sizler belki erkek toplumunun yüz karası olabilirsiniz. Sizlere acımak ve tavsiyelerde bulunmak yersiz belki de. Ama olsun, erkeklerin dayanışması sürmeli diye sizleri de unutmadım... Her ne kadar evli olup da mutlu olduÄŸunuzu iddia edenler olsa da, sonuç deÄŸiÅŸmez acınası evli erkek dostlarım. Hepimiz biliyoruz ki sizler evliliklerinizin ilk yılındasınız ya da eÅŸlerinizde bir tuhaflık belki de bir hastalık var. (Aman doktora filan götürmeyin; deli misiniz?) Åžu ana kadar söylediklerime raÄŸmen, hala mutlu olduÄŸunuzu iddia ediyorsanız... Bu yazıyı daha fazla okumayın. Sanal mutluluÄŸunuza halel gelmesin... BoÅŸanmayı asla düşünmeyin. Hem avukatlara bir sürü para verirsiniz hem de boÅŸanamazsınız. Yıllar sonra boÅŸansanız bile "evli olmaktan" kurtulamazsınız. Ve bu kez, sizinle hiç ilgisi olmayan bir kadına bakmak ve ona her ay bir çuval para vermek zorunda kalırsınız. Özgür olabilecek olsanız buna deÄŸer belki de, bence hiç yararı olmaz... Felsefe okuyup da sorunu çözebileceÄŸinizi de sanmıyorum, Serdar TURGUT'a sorun o biliyor iÅŸin inceliklerini, felsefe de biliyor ama bunun kendisine bir yararı olmuyor. BoÅŸu boÅŸuna onu öldürme planları yapmayın... Bir hapishane bundan rahat olabilir elbette, fakat Türkiye'de koÄŸuÅŸlar kalabalık ve o kadar erkekle bir arada yatma riskini göze almanız delilik olur. Sizin aklınıza da önceden gelmiÅŸtir eminim, ama tekrarlamakta fayda buluyorum. Sinirlerinize hakim olun ve karınızın üstüne falan yürümeyin!! "Korkutup sindirebilirim" diye düşünüyorsanız hemen belirteyim: FAYDASIZ! Ãœstelik korkutarak onun hiçbir düşüncesini deÄŸiÅŸtiremeyeceksiniz. Bundan sonraki en küçük bir tartışmada dahi bu olay, sizin aleyhinizde en abartılı biçimde kullanılacak ve hiç bir tartışmayı kazanamayacaksınız. Bunun üzerine dayak da yiyebilirsiniz. Onun aile fertleri evinizi basıp sizi fena halde marizleyebilir. (Örnek: baba, abi, amca, dayı, dede, teyze oÄŸlu, dayı oÄŸlu, hala oÄŸlu, sokaktaki adam, vesaire vesaire. Tamam mazoÅŸist olabilirsiniz ama bunu denerseniz sadist olursunuz. Dayak yemek için dayak atmaya gerek yok unutmayın!) Ya da eÅŸiniz ani bir saldırıya geçip sizi dövebilir... O zaman da sizi kimse kurtaramaz. (Gece, uyku, bıçak ve penis dörtgenini unutmayın.) Evi terkedebilirsiniz. Tabi yıllarca çalışıp kazandığınız her ÅŸeyi ona bırakabilir, soÄŸukta yatıp aç kalabilir, vazgeçip eve döndüğünüzde musluk tamircisinin yatak odasının dolabını iç çamaşırlarıyla tamir ettiÄŸine ÅŸahit olabilirsiniz. Bir psikologa gidebilirsiniz ama bu psikologun kadın olmasına ve eÅŸinize benzemesine çalışın. Bir psikolog para için kendisine her türlü hakareti kabul edebilir. Kendisinden fikir de alabilirsiniz, ama iÅŸe yarar mı bilmem (hiç denemedim). EÅŸinizin size olan ilgisinden kurtulup, başınızı dinlemek için ondan çocuk yapmasını isteyebilirsiniz. Bunun çözüm mü sorun mu olduÄŸunu iyi düşünün. Belki eÅŸinizle baÅŸ edebilirsiniz ama bir çocukla asla boy ölçüşemezsiniz. (Yukarıda ayrıntılı bir ÅŸekilde açıklamıştım.) Felç geçirmiÅŸ numarası yaparak, üzgün bir yüz ifadesi takınarak, size acımasını saÄŸlayabilir ve hayatınızın bundan sonraki kısmını huzurlu bir ÅŸekilde geçirebilirsiniz. (Bu ÅŸekilde yaÅŸamak bana cazip gelmediÄŸi için denemedim.) EÄŸer güçlüyseniz ve acı eÅŸiÄŸiniz yüksekse mutluluk için bir yol var. Onun zayıf noktalarını bulun ve bunlardan faydalanarak onun psikolojisini çökertin. O da aynı ÅŸekilde karşılık verecektir. (EÅŸini delirtmeye çalışan birçok insan gördüm ama baÅŸarılı olanına rastlamadım... Ayrıca da bu yıllarınızı alabilir. BaÅŸaramayıp onun yerine siz bir akıl hastanesinde ikamet etmek zorunda kalabilirsiniz.) Onu görmezlikten gelebilirsiniz. Evet bir süre mutlu olabilirsiniz. Ancak bu durumda size doÄŸru uçan kül tablasını ve vazoyu da göremezsiniz . EÄŸer söylediklerime raÄŸmen, hayatınızdaki doÄŸru yanıtı bulamıyorsanız tüm yanlışları ortaya dökün, yanlışların arasındaki yanlış doÄŸrudur. Ve unutmayın ki hiç bir ÅŸey için geç deÄŸildir . Eylemlerimiz devam edecek kardeÅŸlerim! Fikirlerinizi bana yazın. Desteklerinizi bekliyorum. Cem Cem - Tutyolc@yahoo.com - 24 Ocak 2000, Pazartesi Â
button