Güncelleme Tarihi:
Müthiş yetenekli bir adam. Oynadığı her rolü konuşturuyor, konuşuluyor. Ve kesinlikle onda şeytan tüyü var. İki cümle sonra kendine hayran bırakıyor. Çünkü sahici, “mış” gibi yapmıyor. Necip Memili’yle son filmi, çocuk gelinleri anlatan “Halam Geldi” için buluştuk. “Ülkenin en büyük ayıbı” dediği çocuk gelinlerin dramını konuşurken ikimizin de boğazı düğümlendi.
* Senden biraz şu haylaz çocukluğundan bahsetmeni istiyorum. Çok yaramazmışsın, her yerinde yaralar varmış.
- Var da sen nereden biliyorsun? (Gülüyor)
* Duydum diyelim.
- Yaramazdım çocukken. Biraz mizacımdan dolayı herhalde. İkizler burcuyum.
* Aman aman. Kadınlar korkmuyor mu İkizler burcuyum dediğinde?
- Bir tereddüt oluyor. Normalde cezbedici bir durumu da var ama. Hani değişken bir karakter ya, her şeyi birden bire değiştirebiliyorum. Can sıkıntısı nedir bilmez benim yanımdakiler.
* İki kişi yaşıyor yani senin içinde...
- Aynen öyle, çok keyifli. Onu mu yapayım bunu mu yapayım derken olduğum yerde kaldığım da oluyor. Benim şizofrenik yanlarım da oldu ama. O beni biraz yordu tabii.
* Şizofrenik derken?
- “Oyuncular yarattıkları karakterlerin tanrılarıdır”, ister istemez onunla konuşmaya başlıyorsun, sonradan onun kimliğine bürünüyorsun. “Orada biri mi var” boyutuna kadar vardı iş üniversite zamanı... Hocalarım “Gel biraz konuşalım, bu işin fazla içine girme” dediler sağ olsunlar.
* Doktora gittin mi hiç?
- Üniversitenin psikoloji bölümündeki arkadaşım beni hocasıyla tanıştırdı. Onunla biraz sohbet ettik, bana yardımcı oldu bu konuda. Otokontrol durumunu ben biraz salmışım. Hani bir şeyi yapmak isteği çok yüksektir ya bazı insanlarda, o an başını kıracağı, elini kanatacağı fikri hiç gelmez aklına. Ben de öyleydim.
* Şu meşhur yaralar nerede?
- Yaralar var birçok yerimde, ama şimdi soyunmamayım.
* Soyunma, söyle sadece.
- Birçok yerde... Özellikle kafamda çok fazla var, tıraş olduğum zaman çok fazla gözüküyor. Ellerimde de dokuz dikişlik kesiklerim var.
* Peki nasıl oldu bunlar?
- Caner Cindoruk’la “Uçurtmanın Kuyruğu” adlı oyunu oynuyorduk. Benim bir aksesuvarım var, rakı bardağı. Onu kullanmışlar çocuklar. İkinci perdeye onu alıp çıkacaktım, içinde meyve suyu olduğunu görünce sinirlendim. O sinirle elde yıkayayım derken kırıldı ve kesti elimi. Bir hemşire vardı, o geldi ve bir şeylerle sardı. Oyunu o şekilde tamamladım. İkinci perde bitti sonra dikiş attırdık, bunun öyle bir anısı var.
* Diğerinin?
- Bu, çocukluktan kalma.
“DAMA ÇIK” DEDİLER ÇIKIP ATLADIM AŞAĞI
* Kaç kardeşsiniz?
- Üç erkek kardeşiz. Annem çok çekti bizden, şimdi rahat ettirmeye çalışıyoruz.
* Annenle aran nasıl?
- Çok iyidir, benim gibi şeker, komik bir kadındır. O yüzden çok eğleniyoruz.
* Ne der sana, en sık tekrarladığı tavsiyesi nedir?
- Artık fazla tavsiye vermiyor. Çünkü artık bir adam var karşısında. Üstelik dışarıda çok ilgi alaka gösterilen, sevildiğini gördüğü bir adam. Tek derdi de kimseyi kırmayayım. “Kim ne isterse yap, fotoğraf çektirmek isterlerse çektir, aman kırma kimseyi” der, başıma bir şey gelmesin diye yani....
* Çocukken de komik miydin?
- Çok. Her şeyden bir eğlence çıkarırdım, hâlâ öyleyim. O yüzden ne zaman ciddi olduğumu kestiremiyorlar.
* Yaptığın en büyük eşek şakası neydi?
- Kendime yaptığım bir şakaydı. Bir gün babaannemin mutfak önlüğüne sarındım, üzerine de S harfi çizdim Süpermencilik oynuyorum. Annem “Git damda oyna” diye takıldı. Ciddiye aldım, çıktım dama ve atladım aşağı. Yerde kanlar içinde yatarken katıla katıla gülüyormuşum.
* Çocukken oyuncu olmak istiyor muydun?
- Bana ilk sorduklarında “ne olacaksın” diye “Çöpçü olacağım” demişim.
* Neden çöpçü?
- Çöpçü her geldiğinde bir sürü kadın çıkıyor ya sokağa, ben geldiğimde kızlar çıkar diye... O dönem niye böyle sapıkça bir isteğim varsa...
* Nasıl bir sevgilisin?
- Çok dikkatli bir sevgiliyim, duygular benim için çok önemli. Duygusal ve romantiğimdir. Hatta bana “Senin duyguların kadın gibi” derler. Karşımdakine çok değer veririm. Sürpriz yapmaya bayılırım.
* Sevgilin var mı?
- Yok... İşlerim çok yoğun bu aralar. Bir de kısa süre önce babamı kaybettim. Sürekli Adana’ya gidip ailemle, annemle vakit geçirmeye özen gösteriyorum. Bir yıldır kimseye sürpriz yapamıyorum. Ama bu aralar yapmayı da istiyorum, bakalım olur belki.
* Şöhret olmak sana ne kazandırdı ya da ne kaybettirdi?
- Pek çok şey kazandırdı aslında. Eski her zaman çok güzeldir benim için. Eskiden insanlar Beyoğlu’nda yürürken birbirlerine selam verirlermiş. Şöhret sayesinde ben bu eski gelenekleri yaşayabiliyorum. Hiç tanımadığım insanlar gelip selam veriyor. Ama iş “gel buraya dolma yedireceğim” durumuna varınca rahatsız edici oluyor tabii!
* Seni nasıl çağırıyorlar sokakta?
- Bu aralar Azer diyorlar. Bazen kafam gidik oluyor dönmüyorum, kolumdan çekerek durduruyorlar. Bir de ben dokunulmaktan çok hoşlanan biri değilim. Çekiştirilmek bazen can sıkıcı oluyor.
ÇOCUK GELİNLER KONUISU İÇİN AYIP DEMEK YETERSİZ OLUR
* “Halam Geldi” müthiş ve mutlaka izlenmesi gereken bir film. Sen de gerçekten çok iyi oynamışsın. Neler kattın rolüne?
- Oyunculukta bir şeyler denemeyi severim, cesur olmaya çalışırım. Doğal olmak değil oyunculuk, yapabiliyorsan oynadığını göstermen lazım. Oynarken inandırabilirsem işte başarı odur benim için.
* Haluk’un yaşadıklarına o kadar inanıyor ki insan, onun acılarını içinde hissediyor.
- Haluk, Diyar-bakır’dan Kıbrıs’a gelen ve akrabasıyla evlenen bir adam. Çocuk yaptıktan ve onun hastalığını öğrendikten sonra acıları, çaresizliği daha da artıyor. Haluk’a çok kızdım ama çok da üzüldüm. O acınası hali öyle çıktı ortaya. Adam bitmiş.
* Çocuk gelinler filmin merkezinde. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksin?
- Çok büyük ayıbımız bizim o... Hatta ayıp bile diyemem, çünkü daha ağır cümleleri hak ediyor bunu yapanlar.
ELİN KIZINI ALIYORUZ REZİL Mİ EDELİM
* Evlilik... O nasıl geliyor kulağına?
- Şu an evlilik kurumunun sorumluluklarını yerine getirebilecek durumda değilim. Annem çok istiyor, ben “Anne elin kızını alıyoruz, rezil mi edelim? diyorum. Ama çocuk istiyorum bu aralar. Hatta bazen anneme şaka yollu şöyle diyorum: “Evleneyim, erkek çocuk olursa boşanayım, çocuğunu alsın gitsin. Kız çocuk olursa yine boşanayım, gitsin, kız bende kalsın.”
* Kız çocuk seviyorsun yani...
- Kesinlikle kız çocuk isterim. Kızım olsun, erkek arkadaşını getirsin, “Baba bu Berk” desin, ben “Hangi hayvanın çıkardığı ses” diyeyim.
* Evlilik aşkı öldürüyor mu sence?
- Kesinlikle.
* Takma ismin
var mı?
- “Uzun” derlerdi bana. Annem bana hamileyken çok fazla bira aşermiş, kasa kasa. Çok acayip bir şey doğmuşum. Bir fotoğraflarım var, kimseye gösteremiyorum valla korkmasınlar diye. Saklı hepsi.
* Aşık olduğun, duvarlarına fotoğraflarını astığın bir oyuncu ya da şarkıcı var mıydı?
- Monica Bellucci hayranlığım vardır hep. Hükümet gibi kadın olarak görürüm. Caner bir gün “Monica Belluci ile film çeviriyorum” dedi. İnanmadım önce. Sonra setten birlikte çekilmiş fotoğraflarını yolladı. Delirdim, “Allah belanı versin, Allah seni kahretmesin” dedim, sinir oldum. Monica aşkı denince hep cinsellik gelir akla, benimki ondan değil. Tek salak benim herhalde.