Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2005 00:00
Güzin abla, ben 26 yaşındayım. İki yıllık evliyim. Evli erkeklerin çıplak kadın resimlerine bakmalarını ya da televizyonda bu tür programları seyretmelerini anlayamıyorum. Bekar erkekler için belki mantıklı olabilir ama eşiyle mutlu olan, onu beğenen bir erkek neden başka kadınlara ilgi duyar ya da bakar? Ben eşim başka bir kadından tahrik olmamalı diye düşünüyorum. Tek başına TV seyrettiğinde bile rahatsız oluyorum. Beni onlarla karşılaştırmasından korkuyorum. Beni gerçekten çok seviyorsa benden başkasını gözünün görmemesi lazım değil mi? O, erkeklerin daha küçük yaşta bütün kadınlarla ilişki kurabileceği düşüncesiyle yetiştirildiklerini, bir nevi erkeklik ispatı için bu tarz resimlere ya da seksi kadınlara bakmaktan hoşlandıklarını belirtiyor. Bakmasından bir şey çıkmaz elbette ama ben yine de katlanamıyorum ve içten içe ona çok kızıyorum. Ayrıca eşim göğüslerimin küçük olduğunu düşünüyor ve hep ‘çok zayıfladın her yerin küçüldü’ diye beni komplekse sokuyor. Kız kardeşinin ve annesinin göğüsleri çok büyük, benimse evlendikten sonra beş kilo verdiğim için göğüslerim küçüldü. Benim silikon yaptırmaya da hiç niyetim yok. Ama özgüvenim sarsıldı. Artık iri göğüslü bir kadın gördüğümde kendimi çok kötü hissediyorum. RUMUZ: İÇİMDEKİ SESSevgili kızım, eşin biraz abartmış. Aslında erkeklerin seksi kadınlara bakması, çıplak kadın resimlerine merakı, erkeklik ispatı mispatı değildir. Ama ailelerin erkek çocukları, daha bebeklikten itibaren yanlış eğittikleri de bir gerçek. Yine de bu tamamen içgüdüsel bir eğilim. Erkek kadın vücudundan tahrik olur. Eşini sevse de, ona bağlı olsa da, herhangi güzel bir kadın vücudu, kadının çıplaklığı onu tahrik edebilir. Bu tümüyle erkeğin cinsel yapısından kaynaklanır. Tarih öncesinden beri süregelen bir durum, ne senin kocana özgü, ne de bir başkasına! Baksana işte sırf bu yönlerini susturmak için, kadını örtüp, basmaya çalışmışlar tarih boyunca. Eğitimli de olsalar, pek fazla bir şey değişmiyor. Belki iradeleriyle bu dürtülerini bastırıyorlar ama, yine ilk fırsatta su yüzüne çıkıveriyor. Eşinin resimlere bakmasından, TV izlemesinden rahatsız olmamalısın. Ne diye bunları tutturuyor, kendine olan güvenini kaybediyorsun? Jimnastikle göğüslerini büyütmek pekala mümkün. Biraz kilo da alsan göğüslerin büyür gerçekten. Aman eşin kendini baskı altında hissetmesin, yuvanın huzuru bozulmasın.Kıymetinizi bilen biriyle beraber olun İnternetten yazılarınızı okuyorum. İnsanlara çok kızıyorum. Ben 40 yaşında çok iyi bir beyle evlendim. O da hiç evlenmemişti. Benden iki yaş büyük. Şimdi 2,5 yıllık evliyiz. Çok şükür çok iyi bir evliliğim var. Evlilik de, her türlü beraberlikte de insanların birbirlerine saygılı olması ve birbirlerine karşı sevgiyle davranmaları önemli. Karşındaki hangi cinsten olursa olsun, senin kıymetini bilmiyorsa bırak gitsin! Ne hali varsa görsün.Okurlarına sesleniyorum: Sizin kıymetinizi bilen birileriyle beraber olun. Yürümüyorsa, değerinizi bilmiyorsa, bırakın peşini. Çünkü hayat çok kısa ve yaşam çok güzel. Üzüntüyle geçen günlere yazık. RUMUZ: BİRSENÖğütlerin için sonsuz teşekkürler sevgili okurum. Geç de olsa mutluluğu yakalamış olmana çok sevindim. Ama işte bazen insanlar senin kadar şanslı olmayabiliyor. Umarım evliliğin hep böyle huzur içinde sürer.Depresyona aile desteği şart Size depresyonda olduğunu yazan kardeşime bir cevap vermek istedim. Benim de ablamda böyle bir rahatsızlık söz konusuydu. Sanırım bu durumun, hem o depresyonu yaşayan kişi, hem de yakın çevresi için, çok güç olduğunu belirtmem gerekmiyor. Ablam ikinci çocuğuna hamileyken -ki bu doğumu altıncı ayında zor bir sezaryen ile gerçekleşti- aşırı evham ve korkuya kapıldı. Korkuları kendisini intihara sürükleyecek kadar ciddiydi. Klasik tıp yöntemleri sonuna dek kullanıldı. İlaç tedavisinin yanı sıra, doktoru ile konuşma terapileri de uygulandı. Ama en büyük faydayı bizim anlayışımız ve davranışımız sağladı.Ailece ablama yeni bir çevre kazandırmakla en iyi terapiyi uyguladık. Onu hoşnut etmek için her şeyi gerçekleştirdik. Bu deneyimimden yola çıkarak şunu tavsiye etmek isterim, o da yeni bir çevre edinsin. Korkuları ve sorunları ile yüzleşmekten kaçmasın. Müzik ile uğraşsın, resim kurslarına katılsın, kısa yolculuklar yapsın... En büyük tehlike ise depresyonunu bir çocuk ile tedavi edebileceğini zannetmesi. Bir çocuk hiçbir zaman depresyonu tedavi edecek güçte değildir. RUMUZ: DEPRESYONSevgili okurum, düşünceleriniz çok yerinde. Ben de sizinle aynı fikirdeyim, özellikle de çocuk konusunda. Bir çocuğun dünyaya gelişinin getirdiği sorumluluk, yeni bir insan yetiştirmenin ciddiyeti ruhsal açıdan sorunlu ve gergin durumdaki bir anneye artı bir yük getirecektir. Bu hem kendisi hem de yeni doğan bebek için hiçbir yarar sağlamaz.
button