Evli birine aşık oldum

Güncelleme Tarihi:

Evli birine aşık oldum
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2007 00:00

Rol aldığı dizilerde genellikle yuva yıkan kadın rolleriyle izleyici karşısına çıkan Başak Sayan, gerçek hayatta da evli bir erkeğe aşık olduğunu itiraf etti. Sayan, "Evli bir adama aşık oldum, ama hiçbir şey yaşamadım. Çünkü biz arkadaştık, arkadaşken böyle bir şey gelişmişti. Bu, iki tarafın da birbirine itiraf etmediği bir şey olarak kaldı" dedi.

Haberin Devamı

Başak Sayan'ın seksi fotoğrafları için tıklayınız...

 Nasıl bir ailede büyüdünüz?

- Dört kardeşiz. Annem, Alman Dili ve Edebiyatı öğretmeni, babam ise askerdi. Babam Ankara’da Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ni kazanmış. Dedem ineğini satıp babamı okutmaya çalışmış. Babam para bitince askeri akademiye girmiş. Sonra askerlikten atılmak için 12 arkadaşıyla bir yürüyüşe katılmış ve cezaevine girmiş. Sonra da Amerika’ya gidip bir iş kurmuş.

n Fotomodellikten dizi oyunculuğuna geçiş nasıl oldu?

- Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde okudum. Ailem İstanbul’da kalmamı istemiyordu. O zamanlar, yani 1996’da casting ajansları yoktu. Şimdiki gibi dizi sektörü oluşmamıştı. Okul harçlığımı çıkarabilmek için çalışmam gerekiyordu. Star TV’de hem kamera önü hem arkasında çalıştığım ilk işime başladım. O sırada reklam sektöründen çok ciddi paralar kazanılıyordu. O zaman Başak Gürsoy Ajansı’na başvurdum. Mankenlik yapmadım, bir yıl reklamlarda oynadım. Üniversite yıllarımda "Fırat" dizisinde oynadım. Sonra uzunca bir süre dizilerde oynamadım. Birkaç yıl sonra TGRT’ye ’Nilgün’ diye bir iş yaptık. 2001 yılında ’Canım Kocacığım’ dizisinde oynadım. Bu epeyce sürdü. Sonra arkası geldi. Hep çok güzel ekiplerle çalıştım. Şu sıralar "Yaprak Dökümü" ve "Geniş Zamanlar" dizilerinde oynuyorum.

n Türkiye’de dizilerde yaşananları gerçek sanma hali vardır. Siz de yolda yürürken, ’yuva yıkan kadın’ tepkisi alıyor musunuz?

- Akmerkez’de bir mağazaya gittim. Aldığım şeylerin bir tanesinin üzerinde alarm kalmış. Ertesi gün gidip, durumu anlattığım satış görevlisi bana garip bir tavır sergiledi. Çok kötü davrandı. Sonra döndü, "Sizden hiç hoşlanmıyorum" dedi. "Ben o dizideki kadın değilim, başka biriyim" demek zorunda kaldım. Ama anladım ki insanlar izledikleri şeylerle bütünleştirebiliyorlar.

n "Bu rol üzerime yapışır mı?" diye korktunuz mu?

- Yapışır mı, yapışmaz mı bunu kestirmek şu an çok zor. Tabii en çok bu rolümle ilgili tepki alıyorum, sebebi de aldatma aslında.

n Aldatma konusunda ne düşünüyorsunuz?

- Bu, sadece kadınların değil, yüzyıllardır insanoğlunun sorunu. Sadakat günümüzde gittikçe azalan bir şey. İnsanlar aslında deli gibi sadakati arıyor. Bütün bu mutsuzlukların, tuhaf ilişkilerin, ayrılmaların, barışmaların sebebi bence sadakat eksikliği.

n Evli bir adama áşık olsanız, öyle bir durumda kalsanız ne yaparsınız?

- Ben böyle bir durumda kaldım. Evli bir adama áşık oldum, çok da áşık oldum üstelik ama hiçbir şey yaşamadım. Çünkü biz arkadaştık, arkadaşken böyle bir şey gelişti. Daha doğrusu bu, iki tarafın da birbirine itiraf etmediği bir şey olarak kaldı. İçten içe áşıktım. Ama arkadaş olarak kalmak en doğrusuydu. O dönem çok üzüldüm. Hissettiklerimi bastırmak zor bir şey ve o sırada canın yanıyor. Ama sonu olmayan bir ilişki yaşamak istemem. Evli bir adamla yaşanılan aşk kadar acı verici bir şey olmasa gerek. Düşün, evli ve sana çok az vakit ayırabiliyor, istediğin zaman yanında değil. Özel günlerde yanında değil, onunla uyuyamayacaksın, gelecek planı yapamayacaksın. Aşk bir yolda yan yana yürüyebilmektir. Niye insan bile bile acı çeksin? Ayrıca, ben şuna çok inanıyorum; hayatta ne yaparsan başına geliyor. Benim hep olmuştur. Ne ekersen onu biçersin. O yüzden istemem. Kimseyi mutsuz edemem.

n Aldatılsaydınız ne yapardınız?

- Aldatıldım. Affettim. Bugün aynısını yapar mıydım? Bilmiyorum. Affettim çünkü çok seviyordum. Asla büyük laflar etmek istemiyorum, gitmeyi tercih ederim. Ama duruma göre belki bir şans daha verilebilir insanlara. Ama bu, olaya da çok bağlı, bir ilişki varsa affedilecek bir şey yok ortada. Gerçi kalp, söz dinlemiyor. Aslında burada verdiğin şans kendine. Kendi mutluluğuma bir şans daha verdim ben. Tekrar mutlu olabilme şansıydı ama olmadı.

Haberin Devamı

Felsefeye çok meraklıyım

l Bu iki rolle birlikte, aldatma-aldatılma tartışmalarının içine giriyorsunuz, değil mi?

- Türkiye’deki kadınların büyük bir kısmının sorunu bu. Ataerkil bir yapıdan geldiğimiz için böyle. Ama günümüzde ilişkiler zorlaşmışken, kadının kendi ayakları üzerinde durabiliyor olması gerekiyor. Geçenlerde katıldığım bir televizyon programında, "Dayak yiyorsanız, aldatılıyorsanız, çekin gidin" dedim. Kadınlar, "Evet ama nereye, nasıl?" diye sordular. Geri giderse ailesi kabul etmiyor, bir mesleği yok. Bu yüzden katlanıyorlar.

İş dışında neler yapıyorsunuz?

- İçki içmiyorum, sigara kullanmıyorum. Arkadaşlarımla yemeğe gitmeyi seviyorum. Tenis oynuyorum. Astroloji ve astronomi eğitimi alıyorum. En büyük hobim bu. Hakan Kırkoğlu’ndan (Milliyet Gazetesi Astroloji Yazarı) ders alıyorum. Felsefeye çok meraklıyım. Bir ara hayatı çok sorguladım. Eski felsefeleri incelerken astrolojiyi keşfettim. Hayatı sonsuz bir kabullenişle kabul etmeyi öğrendim. Her şeyin bir nedeni var. Sevgilin seni terk etti diyelim ama bunun da bir nedeni var. Resmin bütününü göremediğimiz için biz o an acı çekiyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!