Güncelleme Tarihi:
Üç yıl aradan sonra yeni albümle sevenlerinizin karşısındasınız.
- Evet, çok heyecanlı ve mutluyum. İlk kez hazırlığı bu kadar zaman alan bir albüm yaptım. Çok yoğun bir tempoda çalıştım. Ama sonunda içime sinen bir albüm ortaya çıktı.
Peki bu albümden de “Katula Katula” gibi bir hit çıkar mı?
- Çıkar... Arash ile düet yaptığımız bir şarkı var mesela... Türkiye’ye benim için geldi. Aksilik olmazsa birlikte klip çekip konser de vereceğiz. Batı sound’larını aldım, kendi şivemi kattım ve çok güzel şarkılar doğdu. Bunun şimdiye kadarki en iyi albümüm olduğunu bile söyleyebilirim. Hâlâ amatör bir ruh taşıyorum ama müzikal anlamda piştiğimi düşünüyorum çünkü.
Albüm hazırlığının bu kadar uzun sürmesinin nedeni ne? Repertuvar sıkıntısı mı yaşadınız?
- Hayır. Hatta şu anda bile 60 eser var elimde.
O halde...
- Psikolojik sorunlar yaşadım. Toparlanmam uzun sürdü. Televizyon programım da vardı zaten...
TARKAN DA ETNİK POP YAPMALIYDI
Sizin müziğinizin türü ne?
- Etnik pop diyorum ben...
Biraz açar mısınız bu tanımı?
- Dünyada böyle bir tanımlama var. Kişinin kendi yöresinin, kendi ülkesinin sazlarını batı sound’uyla harmanlaması... Ben kendi müziğimi yapıyorum aslında... Arif Sağ hocam da “Davut’un kendine özgü bir müziği var” demişti. Biz kendi müziğimizin değerini bilmiyor, hep daha çok batılılaşmaya çalışıyoruz. Ama yeni nesil kendi değerlerine sahip çıkmaya başladı, umutluyum.
Sizce Türkiye’den neden dünya starı çıkmıyor?
- Çünkü, yanlış işleniyor. Bunu denediler ama yurtdışına kendi sazıyla gitmeyen hiçbir şey yapamadı. Kendimizi anlatmaya gidiyoruz, “Ne yapıyorsun?” diye soruyorlar, “Müzik”... Dinliyorlar, “Eee biz bunun en iyisi yapıyoruz” diyorlar. Farklılık yaratmıyoruz biz.
Yurtdışına en yakın isim Tarkan... O da mı aynı hataya düştü sizce?
- Tarkan’ı Türkiye “dünya starı” diye lanse etti. Evet, Tarkan çok iyi bir ses ve işinde 1 numara. Türkiye için çok güzel şeyler yapıyor, ama dünya için bir şey yapmıyor. Dünyada duyulması, takip edilmesi için etnik popa yönelmesi gerek. Kendinden bir şeyler koymalı.
MANTIKLI BİRİ OLSAM KENDİME ZARAR VERMEZDİM
Albüm kartonetindeki fotoğraflar çok ilginç. Bunların bir hikayesi var mı?
- Fiziksel olarakdeğil de düşünce olarak değişiklikler var bende... Olgunlaştığımı hissediyorum. Önceden zamanla yarışıyordum, şimdi onu yapmıyorum. Bu durum fotoğraflara da yansıdı sanırım.
Erkekler geç olgunlaşır derler, sizde durum ne?
- Ben pek olgunlaşmadım (gülüyor). Hep bir çocuk tarafım var, büyüyemiyorum. Bunu oğlum da, arkadaşlarım da söylüyor zaten. İçi içine sığmayan, deli dolu bir adamım.
Mantıklı biri sayılır mısınız peki?
- Mantıklı biri olsaydım kendime zarar vermezdim. Çok mantıklı değilim maalesef.
BEN O ACIYI YAŞADIM OĞLUMU BABASIZ BIRAKMAM
Hayatı planlı mı yaşarsınız, yoksa akışına bırakmayı mı tercih edersiniz?
- Planlıyımdır. 10 yıl sonrasını düşünerek yaşarım, her şeyin planını yaparım. Disiplinliyim de... Boş oturmayı sevmem, yerimde duramam. Bir çocuklar bir de kadınlar için yapmayacağım şey yok. Çocuklar ve kadınlar çok değerli varlıklar, onlarla ilgili her türlü sosyal sorumluluk projesine varım...
Hazır kadınlar ve çocuklar demişken, biraz da özel hayatınızdan konuşalım. Hakkınızda çok şey yazılıp çiziliyor, ama evli misiniz, boşandınız mı, hâlâ muamma mesela...
- 12 yıl önce boşandım. Hâlâ evli olduğumu zannedenler gidip mahkemeden araştırabilirler. Ben eşime çok saygı duyuyorum, o çocuğumun annesi... İyi günde, kötü günde hep onların yanındayım. Belki o yüzden boşandığımıza inanmıyorlardır.
İlgisiz bir baba değilsiniz yani...
- Asla... 18 yaşında baba oldum. Ben annesiz ve babasız büyüdüğüm için de bu acıyı oğluma yaşatmam.
BERABERKEN İYİYDİM DE AYRILINCA MI KÖTÜ OLDUM
Özel hayatınıza dair ciddi pişmanlıklarınız var mı?
- Pişmanlık desek kendimize hakaret etmiş oluruz. Ben onlara tecrübe gözüyle bakıyorum. Yaşanması gerekiyordu yaşandı. Mutlu olduğum dakikalar da oldu, üzüldüğüm anlar da... Hiçbir şeyden pişman değilim. Benim ilişkilerimde karşı taraf hep çok şey söylüyor ama ben asla konuşmam. Çok insan aradı, kimseye yaşadıklarımla ilgili yorum yapmadım. Suskunluğum haksız oluşumdan değil, utancımdan konuşmuyorum! Beraberken iyisin de ayrılınca mı kötü insan oluyorsun? Aslında arkadan konuşanlar, kendilerini kötülemiş oluyorlar.
Sizce, aşk acı çekmek midir?
- Hayır, değildir ama içinde o da olsun, razıyım. Ben aşkı aşure gibi yaşıyorum. Ağlarım, gülerim, kızarım... Mantıklı aşk mı olur?
KADINA VURMUŞ OLSAM BİR TARAFLARI MORARIRDI
Bugüne kadar hiç bir kadına şiddet uyguladınız mı?
- Hayır ama şiddet uygulamadığım halde şiddet uyguladı diye haberler çıktı. Ben bir kadına vurmuş olsam, bir tarafları morarır değil mi? Ama kimsede morartı yok. Çünkü öyle bir olay yok. Nedense çıktığım günden bu yana hakkımda kötü şeyler yazılıyor. Hep bir taşlanma söz konusu. Kurban seçilen sanatçılardanım.
Bu sizi üzmüyor mu?
- Üzülmez olur muyum? Çok ağladığım olmuştur sinirden. Ama beni ağlatan insanlardan acısı sonradan çıkıyor, görüyorum. Ahım yerde kalmıyor.
BEŞ YILA KADAR EVLENMEZSEM ESKİ EŞİME DÖNERİM!
Tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?
- Planla olmaz ki o işler... Bana evlenmeyi düşündürtecek, o güveni verecek birini bulamadım henüz. Bulursam evlenirim tabii. Beş yıla kadar da bulamazsam oğluma söyleyeceğim, annesini kandıracak yeniden eski eşimle evleneceğim. Ben annemden sonra Sibel Hanım’a güvenirim.
KISKANÇLIK YOKSA SEVGİ DE OLMAZ
Kıskanç mısınızdır?
- Aşırı kıskancım hem de... Bu kıskançlık Türk erkeğinin geninde var. Benim kıskançlığım sevgiyle bütünleşir ama...
Nasıl yani?
- Kıskançlık olmadan sevgi olur mu? O zaman ben arkasında bir şey ararım. Ben ruhuyla ve duygularıyla hareket eden biriyim. Aşkı dolu dolu yaşar ve yaşatırım.