Güncelleme Tarihi:
KADİR İnanır, yakından tanındığında insanın içine dokunan biri. Alaca karanlık bir gecede, harman vakti doğan, ilk çığlığını köyün ebesinin kollarında atan Kadir İnanır, ‘‘insana ait ne varsa’’ tüm düşüncelerini Elele Dergisi'nin temmuz sayısına anlattı. Vazgeçemediği kadınları, yalnızlığını, evlenme arzusunu ve hiç tatmadığı babalık duygusunu. Uzun bir aradan sonra Sinan Çetin'in yönetmenliğini üstlendiği ‘‘Komser’’ filmiyle setlere dönen ve astrolojiye, yıldızlara, fala inanmayan Kadir İnanır'a sorulan bazı sorular ve cevapları şöyle:
POLİS DE İNSAN
Marziye ile sizi özlemeye zamanımız olmadı. Ama meseleye sizin açınızdan bakarsak, Yeşilçam'ın tozu bir başka olmalı değil mi? Uzun bir aradan sonra ilk kez bir film, üstelik de bir komiserin hayatı...
- Tam iki sene süren ve insanlar tarafından gerçekten çok sevilen Marziye bitti. Ve Sinan Çetin'in çektiği, Müjde Ar, Okan Bayülgen, Özkan Uğur, Pelin Batu gibi eski yeni, keyifli bir kadronun bir araya geldiği bir ekiple beraber çıktık yola. 2.5-3 milyon dolar gibi çok yüksek maliyetlere çıkan, çok güzel bir senaryoda ve batılı bir teknolojide çalışıyoruz. Filmin hikayesini fazla söylemek istemiyorum, çünkü doğrusu da budur. Ama polisin de insan olduğunu tekrar ediyorum, polislerin de bizler gibi duygularıyla yaşayan insanlar olduklarını anlatan bir film. Böyle bir film Türkiye'de ilk kez çevriliyor.
İŞKENCE AYIPTIR
Ya şiddet? Filmde işkence sahneleri var mı?
- İşkence değil, ama birkaç dövme sahnesi var. Ben elbette işkenceyi savunamam. Bu insanlık tarihinin bir ayıbıdır diye düşünüyorum. Ama ‘‘iyilikten anlamayanın hakkı kötektir’’ diye düşündüğümü de bilin. Çünkü anlamıyorsa, seni beni düşünmeden haklarının dışına taşarak benim sınırlarımın içine giriyorsa, o kişiyi döversin kardeşim. Ama işkence, o anlaşılacak bir şey değil. Yalnız Türkiye için değil, dünya için bir ayıp ve olmamalı.
DENEVUE VE STONE
Bana öyle bir kadın söyleyin ki, oynamak için içiniz gidiyor olsun. Ve bu kadınla birlikte yan yana geldiğinizde atmosferde bir heyecan dalgası yayılsın.
- Benim yüzümle yanyana geldiği zaman heyecan dalgası yayacağına çok inandığım pek çok isim geliyor aklıma. Mesela eski oyunculardan Catherine Denevue ile hoş bir ikili olabilirdik. Ama sana son yıllarda beni çok heyecanlandıran, resimlerimiz yanyana geldiği zaman müthiş bir ilişki çıkacağına, ilgi dalgasının yüksek olacağına inandığım bir Sharon Stone var ki, keşke karşılaşsak, keşke bir filme birlikte imza atsak, çok isterim. Ama Julia Roberts, o kadınla kendimi yan yana düşünemiyorum.
MUTLU DEĞİLİM
Sharon Stone çok seksi bir kadın. İtiraf edin siz de kendinizi oldukça erkek bir olgu içinde tanımlıyorsunuz. Kafanızın içindeki resmin nedeni bu olabilir mi?
- Olabilir tabii. Doğru söylüyorsun. Erkek adamın yanına kadın gibi kadın yakışır.
* Güzel kadınları sevmiş ve çok fazla kadın tanımış, kadınlar tarafından yürekten kabul görmüş Kadir İnanır mutlu bir adam gibi durmuyor. Mutlu musunuz?
- Mutlu değilim. Kalabalıklar içinde yalnız bir adamım. Sevgilimle şöyle herkes gibi dondurma yiyerek şu sahilde dolaşmam mümkün değil. Ev buz gibi. Tıpkı bir otel odası...
BENİ KALDIRAN KADIN
Hadi sizi evlendirelim. Elele sizin için çöpçatan dergi olsun. Belki bir bebeğiniz olur. Gerçi artık çocuk için geç bir yaş galiba?
- Size öyle geliyor. Ben dünyaya geldiğimde babam 59 yaşındaymış. Ben 51 oldum. Gördüğünüz gibi daha zamanım bile var. Evlenmek dediniz de, inanın çok iisterim. Beni, yani durumumu kaldırabilecek bir kadın olursa, yarın gider evlenir, herkese de ‘‘İşte karım’’ derim.
KADIN GİBİ KADIN
Henüz adı sanı olmayan gelin hanım hakkında biraz bilgi alabilir miyiz sizden? Adayların da bilgis olsun.
- Özü güzel, sözü güzel, kadın gibi kadın olsun, beni taşıyabilsin. Tabii ki güzel olsun ama film yıldızları gibi bir güzelliğinin olması da gerekmiyor. Ama yanıma yakışsın. Öyle de olmalı değil mi? Şaka bir yana, ona verecek o kadar çok şeyim var ki. Bu hayat boşa geçmedi, bu kadar yaşanan şey birileriyle paylaşılmalı.