Evde son sözü ben söylerim: “Gülüm sen ne dersen o olsun!”

Güncelleme Tarihi:

Evde son sözü ben söylerim: “Gülüm sen ne dersen o olsun”
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2011 01:00

İzzet Çapa, Mecmua dergisinin yeni sayısı için Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve eşi Beyhan Bağış’la görüştü. Egemen Bey’in eşini “gülüm”, oğlunu “koçum”, kızını “kuşum” diye çağırdığını, Beyhan Hanım’ın ise eşinin üzerine nasıl titrediğini öğrendi.

Haberin Devamı

Her çocuğun hayalinde büyüyünce yapmak istediği bir meslek mutlaka vardır. Kimi itfaiyeci olmak ister, kimi Superman. Sizin için “baş müzakerecilik” kaçıncı sıradaydı acaba?

- ınsan hayalleriyle yaşar. Kimi öğretmen olmak ister, kimi doktor, kimi de sizin dediğiniz gibi kahraman olmak ister. Bazılarının hayali ise -bizim çocukluk yıllarımızda olduğu gibi- sadece okuluna yepyeni iskarpinlerle gitmektir. Tabii 30-35 yıl öncesinin Türkiye’sinden bahsediyoruz. O zamanlar, bir gün kendi kitabını, defterini alabilmek, evine döndüğünde bir tas sıcak çorba içebilmekti hayal olan şeyler. Ama şimdi şartlar çok değişti. Çocuklarımız artık “Ben doktor olacağım” demiyor. “Kardiyolog olacağım, psikolog olacağım, çocuk doktoru olacağım” diyor. Dün biz babamızla sokakta yürürken simit istiyorduk, şimdi çocuklarımız IPhone istiyor, bilgisayar istiyor.
  
Peki sizin çocukluğunuzdaki en somut hayaliniz neydi?

- Benim tek hayalim bir gün 23 Nisan’da kürsüye geçip bir konuşma yapabilmekti. 23 Nisan’da doğduğum için babam ismimi Egemen koymuş zaten. Ama bu mümkün olmadı maalesef.

ŞİLE’DEKİ EVİMİZ ÇÖLDE VAHA GİBİ

Ortaokuldan sonra Amerika’ya gittiniz ve uzun yıllar orada kaldınız. Üstelik baba parası yemek gibi durumlar da yokmuş...

- Hem çalışıp hem okuyordum. ılk başlarda bu durum çok zor geldi. Ama bunlar beni daha güçlendirdi

Beyhan Hanım’la New York’ta, bir Cumhuriyet Bayramı balosunda tanışmışsınız. Onu daha önce görmüş müydünüz?

- Evet, bir folklor çalışmasında karşılaşmıştık. Zaten bunun üzerine o baloya davet etmiştim, asistanım aracılığıyla.

Oradaki yıllarınızda bir ara tiyatroyu da denemişsiniz. “Fehim Paşa Konağı” adlı oyunda siz Fehim Paşa’yı, Beyhan hanım da paşanın zevcesini oynamış. Bu tiyatrocu geçmişinizin, siyasi yaşamınıza bir katkısı olmuştur herhalde...

- Olmaz mı? ınsana ciddi bir özgüven kazandırıyor.

Müthiş bir çalışma temponuz var. Bu yoğunlukta kısa süre de olsa kaçıp kafanızı dinleyebileceğiniz bir yer var mı?

- Şile’de 1999 yılında bir kooperatife girerek aldığımız küçük bir evimiz var. Orada bizi pek bulamıyorlar. Çocuklarla yürüyüş yapıyoruz. Çölün ortasında bir vaha gibi geliyor orası.

Neredeyse dünyada gitmediğiniz yer kalmadı. Nerede yaşamak isterdiniz?

- O kadar çok yurt dışında kaldım ki ülkem hâlâ burnumda tütüyor desem yeridir. İstanbul’dan daha keyifli şehir tanımam, başka yerde de yaşamak istemem.

YALANIN SİYAHI BEYAZI YOKTUR

Şehir dedikodularına göre sushi ve noodle, ayrıca ıstakoz en sevdiğiniz yemeklermiş. Ama asıl çocukluk alışkanlığınız olan Siirt yemeklerinden vazgeçemiyorsunuz. Çok meşakkatli bir mutfaktır bilirim. Beyhan Hanım Siirt yemekleri yapıyor mu?

- Siirt yemeklerinden vazgeçmeyiz ama tüm dünya mutfaklarından güzel pişirilen yemekleri severiz. Beyhan ayrıca Siirt yemekleri mevzuunda maşallah çok bilgilidir. Perde pilavında da iddialıdır.

Peki sizin boş zamanlarınızda mutfağa girdiğiniz olur mu?

- Önceleri çok girerdim. Benim için terapi gibiydi yemek pişirmek. Ama tabii bu Beyhan için daha meşakkatli bir şeydi. Dağıttıklarımı toplamaktansa, o yemek yapmaya daha fazla zaman ayırmayı tercih etti.

Beyhan Hanım’ın size ilk pişirdiği yemeği hatırlıyor musunuz?

- New York’taydık... Bir davete çağırmak için telefon açtım. “Gelemem” dedi. Meğer bana türlü yapıyormuş...

Evdeki baş müzakereci kimdir?

- Evde müzakereye gerek olmuyor. Son sözü hep ben söylerim, o da şudur: “Gülüm sen ne dersen o olsun!”

Özel hayatınızda beyaz yalanlar söyler misiniz?

- Yalanın beyazı siyahı yoktur bana göre. Bazen nüktedanlık adına veya hoş sürprizler için küçük şakalar oluyor tabii.

SEYYAR BİR HAYAT YAŞIYORUZ

Bu kadar yoğun tempoda eşinize nasıl zaman ayırabiliyorsunuz? Günde kaç kere arasınız Beyhan hanımı?

- Beyhan’ı her gün ve mümkünse günde birkaç kez ararım. Bana sabır göstermesi bile çok büyük bir fedakarlıkken, o hem sadece sabır göstermiyor, bana sürekli moral veriyor, destek oluyor. Özel günlerimize ayrı bir ihtimam gösteriyoruz. Olağanüstü bir şey olmadığı takdirde mutlaka ailemle bir arada oluyorum.

Sürekli seyahat eden biri olarak, valizinizin vazgeçilmezleri nedir?

- Hani “Çocuklar Duymasın”da Seyyar Tayyar karakteri var ya, biz de seyyar bir hayat yaşıyoruz. Sabah gözümü ilk açtığımda, “Bugün neredeyim, yapacağım ne var?” diye bir an düşündüğüm oluyor. Dolayısıyla her seyahatimizde evimizi de seyyar bir şekilde yanımızda taşımak durumunda kalıyoruz.

Peki bavulunuzu kim hazırlıyor? Beyhan Hanım mı, siz mi?

- Süper hızlı bavul hazırlarım. 7-8 dakikada her şey tamam olur.

Beyhan Hanım ile ortak bir şarkınız var mı?

- “Yine bir gülnihal”... Düğünümüzde de onu seçmiştik. Ayrıca, Fehim Paşa Konağı oyununda “Küçüksu’da gördüm seni” diye bir şarkı vardı. Bizde büyük hatırası vardır.

Haberin Devamı

BEYHAN BAĞIŞ: EGEMEN BENİM KAHRAMANIM

Somut sonuçları olduğuna inanmadığı için Turgut Özal’dan gelen milletvekilliği teklifini kabul etmeyen bir babanın kızı olarak; bir politikacıyla evli olmayı kaderin cilvesi olarak mı görüyor musunuz?

- Evet kaderin hoş bir cilvesi.

Egemen Bey, Başbakan’dan ilk teklif aldığı zaman ne hissettiniz? ıçinizden vazgeçirmek geçti mi?

- Birbirimizin kararlarına saygı duyduk hep. Ben ona açıkça, siyasete girme kararı verirse yüzde yüz arkasında olacağımı söyledim. ıtiraf etmeliyim ki Egemen ile tanışmadan önce bir siyasetçi eşi olacağımı hiç düşünmezdim. Ama ilk tanıştığımızda Egemen’de bir siyasetçi ya da kamu görevlisi profili olduğunu hissetmiştim. Hâl ve hareketleri, nezaketi, samimiyeti bende böyle bir his uyandırmıştı. Nitekim sonra da başımıza geldi.

14 yıl ABD’de yaşayıp, Saks Fifth gibi dünyanın en önemli markalarından birinde üst düzey yöneticilik yaptınız, dört yıl New York’ta kendi dükkanınızı işlettiniz... Ama bunlar pek bilinmiyor, daha çok Egemen Bağış’ın eşi olarak tanınıyorsunuz.

- Sonuçta elbette ben Egemen Bağış’ın eşiyim. Ve genel olarak onunla özdeşleştirilmek beni rahatsız etmiyor, aksine gururlanıyorum. O Egehan ve Ecehan’ın olduğu gibi benim de kahramanım.

Özel yaşamlarınız ve meslekleriniz gereği farklı dünyaların insanlarısınız. Üstelik Boğa ve Aslan gibi güçlü kişiliğe sahip burçlardansınız. Yine de son derece uyumlusunuz. Nedir bunun sırrı?

- Biz hangi konuda kimin daha baskın olması gerektiğini çok iyi biliriz. Yani kendi aramızda bir dengemiz var. O her ne kadar “Her konuda her kararı Beyhan verir” dese de siz inanmayın!

Evde çocuklarla dengeyi sağlarken, iyi polis-kötü polis oynuyor musunuz?

- Hayır, ama bazen onlar bize bu oyunu oynuyor.

Egehan ve Ecehan bir gün politikaya atılmak isterse tepkiniz ne olur?

- Kendimden biliyorum. Politikaya atılmak isteyen birinin önünde zaten duramazsanız.

Meşhur Siirt yemekleri konusunu size de soralım. Bu konuda iddialı mısınız?

- ıddia fazla büyük laf ama, Siirt yemeklerini yardımcılarımla birlikte pişirmek bana zevk verir. Siirt’in sumaklı dolması ya da perde pilavı ise haftada bir gün mutlaka sofrada olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!