Güncelleme Tarihi:
Üstelik buradaki penguenler kutuplarda değil, bir apartman dairesinde kamera karşısına geçiyor. Jim Carrey oyunculuğunu abartmadığı, dozunda tuttuğu zamanlarda tadından yenmez oluyor. Hele bu bir de üstüne hayvan sevgisi ve aile mesajları veren bir filmde olunca seyri daha da keyifli.
İçinde hayvan olan, hayvan sevgisi besleyen, aşılayan film olunca bende akan sular duruyor. Babamın Penguenleri, muhtemelen bunun da etkisiyle favori filmlerim arasına girdi bile. Film bir aile hikâyesi. Diğer yandan da bencil bir adamın hayvan sevgisi ve sorumluluğunu hissettikten sonraki olumlu değişim sürecini anlatıyor. Ve tabii pek cok hayvanseveri 12’den vuracak çok önemli bir de mesajı var; hayvanat bahçeleri hayvanların doğal ortam ve yaşamlarından uzaklaştıran ticari yerler ve hayvanlara zarar veriyor.
İLKOKULDA OKUTULAN BİR ÇOCUK ROMANI
Mr. Popper’s Penguins, Richard ve Florance Atwater’ın 1938 yılında yayımlanan ünlü çocuk romanı. Amerika’da ilkokulların müfredatında yer aldığı da biliniyor.
Orijinal hikâyede Bay Popper küçük bir kasabada yaşayan fakir bir badanacı. Kutuplar üzerine hikâyeler okurken bir yandan da oralara gitme hayalleri kuruyor.
Hayranı olduğu Amiral Drake ona bir gün, bir penguen gönderiyor. Penguene eş bulduktan sonra da aile 10 yavruyla iyice genişliyor. Bu roman, beyazperdeye uyarlanırken hayli değiştirildi tabii. Jim Carrey’li bir aile filmi haline getirildi.
BABA OĞUL İLİŞKİSİ OLMADAN GEÇEN ÇOCUKLUK
Jim Carrey’nin canlandırdığı Bay Popper, lüks bir hayat süren, işinde hırslı ve başarılı bir adam. P harflerine özel bağımlılığı olan asistanıyla (bu peltek kızımız da filmin komik unsurlarından biri) birlikte ellerinden uçanla kaçan bile kurtulamıyor. Tatlı dilleri ve keskin zekaları ile iş ortamlarında herkesi etkilemeyi başarıyorlar.
Bay Popper’ın geçmişi ise acılar ve hayal kırıklıkları ile dolu. Sürekli seyahatte olan babasının özlemiyle geçmiş çocukluğu. Sağlıklı bir baba oğul ilişkisi yaşayamamış olmanın eksikliğini hissediyor.
HAYVAN BAKMAK ADAM EDİYOR
Boşandığı eşi ve iki çocuğu ile olan ilişkisini dengede tutmaya çalışan ama bunda pek de başarılı olamayan Bay Popper’ın hayatı babasından gelen bir paketle değişiveriyor. O artık apartman dairesinde 6 penguenle yaşayan biri. Kutup hayvanlarını şehirde yaşatmak zor ama adam olmayana bir o kadar da faydalı. Bay Popper bu sevimli hayvanlar sayesinde sorumluluk almayı, iyi bir baba ve eş olmayı öğrenmeye başlıyor.
JİM CARREY’NİN AĞIR ÇEKİMİ
Babamın Penguenleri deyim yerindeyse Jim Carrey’nin artık yaşlandığının gözlemlendiği bir film. Ama diğer yandan Carrey’nin abartıdan uzak, dengeli oyunuyla göz doldurduğu bir çalışma.
Carrey vücut dilini abartılı kullanarak güldürmekten çok, hayvanlar ve çocuklarıyla kurduğu duygusal ilişkilerle öne çıkıyor. Ama vücut dilini kullandığı unutulmaz bir sahnesi de yok değil. Ağır çekimde yürüdüğü o özel sahneyi bekleyin.
HAYVANAT BAHÇESİ KARŞITI MESAJA ALKIŞ
Babamın Penguenleri’nde aile olmanın güzelliklerinin altı klişelerle dolu kalın kalemlerle çizilmiş.
Bu anlamda sıradan bir film diyebilirim Babamın Penguenleri için.
Ama diğer yanda eğlencesi ve çok cesur bir söylemi de var.
Babamın Penguenleri, açık açık, çekinmeden, hayvanat bahçesi karşıtı bir duruş sergiliyor.
Hayvanat bahçelerindeki hayvanların; aile yapıları, mutlulukları ve iyilikleri düşünülmeden birer meta gibi hapsedildiklerini açıkça dile getiriliyor filmde.
Babamın Penguenleri, sıradan ve eğlenceli bir aile komedisi ama anlattıklarıyla da son derece cesur, önemli ve sağlam bir film.
İzlenmeyi ve ayakta alkışı fazlasıyla hak ediyor.
MR. POPPER’S PENGUINS BABAMIN PENGUENLERİ
Yön: Mark Waters
Oyn: Jim Carrey, Carla Gugino, Angela Lansbury, Ophelia Lovibond
Tür: Komedi-Dram
Süre: 94 dk.